Yaşar YAKIŞ
Ortadoğu’da tansiyonun, başta Washington’dan gelen karışık mesajlar dolayısıyla arttığına dair duyumlar giderek artıyor.
On gün önce, Başkan Trump Amerika-İran ilişkilerinde cesaret verici yumuşamaların sinyalini veriyordu. İlişkilerde yumuşama sağlanması adına İsviçre’nin adımlar atmasına dahi izin verilmişti.
Uluslararası kamuoyu, İsviçre başbakanı Ueli Maurer’ın Washington ziyareti sırasında umut verici haberler duymayı beklerken, Trump “İran savaşmak istiyorsa, bu İran’ın resmi sonu olacaktır. Amerika’yı asla tehdit etmeyin” şeklinde bir twit atarak herkesi yine şoke etti.
Şunu kabul etmek gerekir ki, Iran isterse Amerikan çıkarlarına zarar verebilecek şiddet olaylarını gerçekleştirebilecek kaynak, altyapı ve çevreye sahiptir. Ayrıca Amerika’nın JCPOA diğer adıyla İran Nükleer Anlaşması’ndan çekilmesi ile İran’ın uranyum zenginleştirme programlarına tekrar başlaması için yolu da açılmış durumda. Ancak, anlaşılan o ki, mevcut şartlarda Tahran’ın bölgede yeni bir çatışma başlatmaya niyeti yok.
Amerika’dan gelen çok sesli mesajlar, bir Amerikan inisiyatifinin pek olası olmadığını düşündürüyor. Güç odaklarının yaklaşımları arasında farklılıklar göze çarpıyor. Trump, Amerikan askerlerini dünyanın çeşitli yerlerindeki bataklıklardan uzak tutmaya çalışırken, kendisini savaşa sokmaya çalışan Milli Güvenlik Danışmanı John Bolton ile dalga geçen ifadeler kullanıyor.
Pentagon, İran ile tam teşekküllü bir savaşta olabilecek zayiatın hesaplamasını yapıyor olmalı. Amerika’nın 2003 yılındaki Irak işgali, Washington’daki analistlere işgalin ne kadar yıkıcı olabileceği hakkında ilk elden bilgiler sağlamış olsa gerek.
Amerikan kamuoyu, yönetimin Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu şeklindeki; sonradan tamamen yalan olduğu anlaşılan; yoğun lobi faaliyeti ile ikna edilmişti. Sonuç olarak, on binlerce aile ile beraber Amerika’nın Irak insanları nezdindeki imajı yok edildi.
Her iki tarafta ödenen bedeller korkunçtu. Irak altyapısı anlatılamaz bir şekilde imha oldu. Buna ek olarak, Amerikan analistlerinin hiç öngöremediği şekilde İran, Irak içerisindeki Şii çoğunluk aracılığıyla, Irak’ta çok kuvvetli bir siyasi hareketi yönetir hale geldi.
İran’ın olası işgali, her iki taraf için daha fazla acı ve kaybı getirecektir, çünkü İran Irak’tan pek çok yönde farklılıklar göstermektedir. Daha da ötesi, Amerika’nın molla rejimini iktidardan indirmeyi başardığını varsayarsak, gelecek olan rejimin Batı ile daha uyumlu olacağının garantisi bulunmamaktadır. Daha militan liderler türeyip İran’ı daha da Amerikan karşıtı yapabilirler.
Amerikan medyasında çıkan haberler, Milli Güvenlik Danışmanı John Bolton, Pentagon’a 120 bin askerin Ortadoğu’ya gönderilmesi için bir planlama yapılmasını emrettiğini bildiriyor. Bu tam olarak, Irak işgalinde kullanılan asker sayısına eşit bir rakam.
Amerikan yetkilileri bunun sadece bir fikir olduğunu ve işletilmesi mümkün olmayan bir plan olduğunu söylese de, askeri operasyonun düğmesine basıldığında ne olacağını kestirmek güç. Kesin olan tek şey, İran ile askeri bir karşılaşmanın maliyetinin, her iki taraf için de geçerli olmak üzere Irak işgalinde yaşananlardan kat kat fazla olacağı.
Gerçekten de Amerikan çıkarlarına karşı İran kaynaklı bir tehdit var mı? IŞİD ile mücadele eden görev gücünün başında bulunan İngiliz Tümgeneral Chris Ghika, gazetecilerin Pentagon’dan katıldığı bir video konferansta “Hiçbir istihbarat raporunda, bölgede bir saldırı beklendiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır” dedi.
Bu muhalif sözler ışığında, Irak işgali sırasında George W.Bush’u destekleyen zamanın Britanya başbakanı John Major’ın aksine, İngiliz hükümetinin, Batı dünyasının çıkarlarına karşı somut bir tehdit olmadıkça Orta Doğu’daki bu yeni macerada Amerika’yı desteklemeye çok da hevesli olmadığını varsayabiliriz.
Amerika’nın tutumuna karşı henüz ortak bir tepki yok, ancak Avrupa Birliği’nin büyük çoğunluğu Washington’un savaş çığırtkanlığından pek hoşlanmıyor. İsrail bunun tek istisnası, onlar İran’ın her ne koşullar altında olursa olsun yıkılmasını destekliyor ancak onların da bu büyük yangından tek parça olarak çıkacaklarının garantisi yok.
Bolton’un savaşçı yaklaşımı Washington’da kabul görecek olursa, Ortadoğu Irak’ın yıllardır yaşadığı gibi bir felaketle veya daha kötüsü ile karşı karşıya kalabilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020