Yasin AKTAY
15Temmuz gecesi gerçekleşen darbe girişimi önümüze oldukça enteresan bir tablo koydu. Türk toplumu çoluğuyla, çocuğuyla, arabasıyla ve bedenleriyle, tanka, savaş uçağına, tüfeğe karşı göğsünü siper ederek darbe girişimine karşı dururken bazı kesimler yaşanan gelişmeleri (bazen de ellerini ovuşturarak) izledi. Bazıları ise “biz zaten söylemiştik” konformizmine yaslanarak yaşananlardan hükümeti nasıl sorumlu çıkarabiliriz arayışı içerisine girdiler. Hakkında bir değerlendirme yapmak için bile bir sürenin geçmesini beklememiz gerekirken, Sosyalist aydın, hemen bir analiz için ihtiyaç duyulacak bütün verileri sundu, hızla bu iki arayışın içerisine dağıldı (elbette istisnai yazılar veya tavırlar yok değildi, Roni Marquiles'inki gibi).
Türkiye'de sosyalist sol darbe ve asker karşıtlığının her dönem en büyük tüccarı oldu, darbe ve asker tehdidinin asgari olduğu dönemlerde bu karşıtlığın tefeciliğini yaptı. Askerin postalı demokratik kurumlar üzerine gölgesini düşürmeye başladığında ise Gezi Parkı'ndaki ağaçlardan LGBT eylemlerine kadar her fırsatta sokaklara koşuşan sosyalistlerin evlerine tıkılıp kaldıklarını gördük. Dolayısıyla 15 Temmuz gecesi Türkiyeli sosyalistler açısından bir utanç gecesi de oldu.
Türk sosyalizmi geçmiş dönemdeki askeri darbelerin de tüccarlığını yapıp mağduriyet edebiyatı üretmekten öte bir şey yapmadı. Mesela 27 Mayıs Türk sosyalizminin 1960'lı yıllarda onuru ve gururu gibi koruduğu bir askerî harekattı zaten. Belki Türk sosyalizmi 27 Mayıs darbesinden neşet etmiştir diyebileceğimiz kadar bu darbeyle bağ kurmuş bir hareketti Türk sosyalizmi.
12 Mart sosyalistleri ezdi, evet, ama buna muhalefetten ziyade bu muhtıra sonrasında yaşanan dramların tefeciliğini yaptı Türk sosyalistleri. 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta Türk sosyalistleri o çok övündükleri darbe karşıtlığını pratiğe dökecek herhangi bir eylemin içerisinde bulunmadılar. Mesela sosyalist aydınlardan hiçbirisini asker siyasete müdahale ettiğinde ön saflarda göremedik. Habitusuna dokunulduğunda ya da böyle bir vehme kapıldığında etinden et koparılmış gibi bağırıp çağıran sosyalist aydını asker tankı yürüttüğünde tankın üzerine çıkarken ya da önünde dururken, en azından bir meydanda tepkisini ortaya koyarken göremedik.
15 Temmuz darbe girişiminde de sosyalistlerin tepkisi farklı olmadı. Genellikle hakir gördükleri, bir lider tarafından güdülmeye hazır olduğuna inandıkları ve bu yüzden önemsemedikleri hatta tiksindikleri kitleler, kontrolsüz bir güruh olarak değerlendirdikleri halk tankların üzerine çıktığında hiçbir mahcubiyet hissetmediler. Onlardan beklenen konuştukları kadar darbeye karşı durmalarıydı ama onlar “bu darbe girişimi neden başarısız oldu?” onu analiz etmeyi tercih ettiler.
Örneğin büyük sosyalist (!), Rus Edebiyatı ile Türk Edebiyatı arasında karşılaştırma yaptığı kitabına dahi Gezi Parkı hadiselerini alacak kadar toplumsal hareketleri önemseyen (!) Murat Belge darbe girişiminin hemen ertesinde şöyle bir analiz yaptı: Darbe başarısız oldu, Erdoğan güçlenecek. Belge'nin kullandığı mantık ve analiz usulü şu çıkarsamayı da mümkün kılıyor: Belge, Erdoğan'ın güçlenmesindense bir askerî darbeyi yeğ tutuyor.
Ya da bir diğer sosyalist aydın, Tanıl Bora'ya bakalım. Süper Lig sona erdikten sonra Amed Sportif'i sezonun şampiyonu ilan edecek kadar siyasal ve toplumsal gelişmelere duyarlı Bora, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Birikim dergisinin internet sitesinden “Nezaket” başlıklı bir makale neşrederek yaşananlardan hiç bahsetmeden Meclis'te bir HDP'li vekile söz verilmesi-verilmemesi tartışması bağlamında bir ideolojik mevziden ateş etmeyi sürdürdü. 15 Temmuz gecesi yaşananlar konusunda ise bilinçli bir sessizliği tercih etti.
Mesela Bora, Suruç saldırısı ya da Gar saldırısı sonrasında verdiği tepkileri Ankara ve İstanbul'daki PKK-TAK eylemleri sonrasında vermemişti. Bunu yadırgamakla birlikte ideolojik bir konumlanma olarak tevil etmek mümkündü. Darbe girişimi sonrasında içinde bulunduğu tepkisizlik nasıl yorumlanmalı peki? En ön safta kendisi olması gerekirken evinden çıkamamış olmanın verdiği utanç veya hep şüpheyle yaklaştığı “kitle”nin tankın önüne dikilmesinin yarattığı mahcubiyet olabilir mi? Yoksa Bora'nın da bir darbeyi bir Erdoğan yönetimine tercih ettiği şeklinde mi yorumlamalıyız?
Bir başka sosyalist, Ömer Laçiner ise, Türk sosyalisti olmasından olacak, darbenin savuşturulmasını yine kendi marifetleri olarak sunmayı tercih ediyor. Bakın şöyle diyor yazısında:
“15 Temmuz'da gayet ciddi bir “her şeye rağmen demokrasi” sınavından vakarla ve başarıyla geçmiş olan AKP muhalifi demokrasi ve uygarlık değerlerine bağlı kesimin telaşa, Erdoğan'ın bu vesileyle gücünü arttırması endişesine kapılıp gitmesine kesinlikle gerek yoktur.”
Laçiner'i tanımayan birisi Boğaziçi Köprüsü'nde askerle müzakere eden, Genelkurmay'a giren, TRT binasını teslim alan insanlardan birisi de Laçiner'di zanneder. Halbuki Laçiner'in darbe girişimi esnasında ne yaptığına ilişkin iki alternatif olabilir. Ya bankamatikten yüklü bir miktar para çektikten sonra makarna, bulgur gibi dayanıklı tüketim malları temin etmek için açık market aramaya çıkmıştı ya da yaşanan gelişmeleri kabak çekirdeği çitleyerek televizyondan takip ediyordu.
Bizdeki kendisini sosyalizme atfeden gergin aydın kitlesinden bir darbe girişimi karşısında bu iki hareket biçiminden başka bir davranış sadır olduğu pek görülmüş, duyulmuş şey değildir.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019