Yıldıray OĞUR
Şener Topuç, 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un en yakın çalışma arkadaşı, Özel Kalem Müdürü’ydü. Birkaç yıl sonra Genelkurmay Başkanı koltuğunda otururken İlker Başbuğ’un da tutuklanmasına neden olacak Ergenekon davası henüz ortalarda yoktu.
2010-2012 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı oldu. 2012’de sonra Kara Kuvvetleri’ndeki bütün tayin işlerine bakan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Daire Başkanlığı’na getirildi. Arada 17/25 Aralık oldu, tam üç yıl Kara Kuvvetleri’nin tayinlerini o yönetmeye devam etti. 2015 yılının Ağustos ayında Afganistan’da Türk ISAF Gücü’nün komutanlığına getirildi.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra, İstanbul’a çağrıldı. Ama o Afganistan’daki Türk Gücü’nün komutanı Tümgeneral Cahit Bakır’la birlikte Dubai’ye kaçtı, havaalanında gözaltına alındı ve Türkiye’ye iade edildi. Darbe olurken biz Afganistan’daydık, bir ilgimiz yok deme lüksleri varken, neden kaçtıkları, neden Dubai’yi seçtikleri, niye iade edildikleri kısımları başka yazıların konusu...
Şener Topuç, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı sancağını 2012 yılında Albay İsmail Güneşer’e teslim etmişti. Güneşer, 2013 Ağustos Yüksek Askerî Şûra’sında tuğgeneral oldu. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında Bolu 2. Komando Tugay Komutanı olarak tutuklandı.
Güneşer, Cumhurbaşkanlığı muhafız sancağını 2013 Temmuzunda Albay Muhammed Tanju Poshor’a devretmişti. Bu arada 17/25 Aralık oldu. Cumhurbaşkanı Gül’ün yerine Erdoğan geldi. Kurmay Albay Poshor, 2015 Temmuz’una kadar bu görevde kaldı. Buradan Kosova’daki Türk Gücü’nün komutanlığına atandı. 15 Temmuz darbe girişimi öncesi Türkiye’ye gelmişti ve darbecilikten tutuklandı.
2015 Temmuz’unda Albay Poshor, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Sancağı’nı törenle Albay Muhsin Kutsi Barış’a devretti. Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış, YAŞ’ta tuğgenerallik listesindeydi. Cumhurbaşkanı’nın en yakın çalışma arkadaşlarındandı. Silahlıydı ve Beştepe’deydi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde o da tutuklandı.
Biraz daha geriye gidelim. 2004-2006 yılları arasında Ahmet Necdet Sezer döneminde, tekrar yazayım Sezer döneminde, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı yapan Hamza Koçyiğit de dün gözaltına alındı. Koçyiğit, aynı zamanda Genelkurmay Başkanlığı sırasında Yaşar Büyükanıt’ın başyaveriydi.
Büyükanıt’ın Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Oğuz Serhat Habiboğlu da ilk günlerde darbeden tutuklanmıştı. Yani muhtemelen 27 Nisan muhtırasını yazarken Büyükanıt’ın yanında cemaatçi-darbeci bu iki yakın çalışma arkadaşı vardı. Belki de “sözde değil, özde laik” derken de...
1984’te Kuleli Askeri Lisesi Komutanı iken cemaatçi teğmen adaylarını tespit edip liseden uzaklaştıran Büyükanıt’ın...
Ama Pazartesi günkü serinin ilk yazısında anlatıldığı gibi Özel Kalem Müdürü cemaatçi/darbeci çıkarak 15 Temmuz’dan sonra tutuklanan tek Genelkurmay Başkanı Büyükanıt değildi. Hulusi Akar, Necdet Özel, Işık Koşaner, Hilmi Özkök ve Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Özel Kalem Müdürleri de darbeden tutuklandılar. Peki ya, 1994-1998 yılları arasında yani 28 Şubat günlerinde Genelkurmay Başkanlığı yapan İsmail Hakkı Karadayı’nın Özel Kalem Müdürü kimdi?
TSK’nın sitesindeki biyografisinde yazıyor: 1994-1997 yılları arasında Genelkurmay Başkanı’nın Özel Kalem Müdürü; Kurmay Albay Hulusi Akar’dı.
TSK sitesine göre Akar, bu görevinin ardından önce Bosna’ya sonra da Tunceli’ye gitti. 2000-2002 yıllarında arasında da Napoli’deki Müttefik Kuvvetler Karargahı’nda görev yaptı, 2002-2005 arası Kara Harp Okulu Komutanlığı, 2005-2007 arası Harp Akademileri Komutanı oldu. 2009-2011 yılları arasında da Ayazağa’daki 3. Kolordu’nun Komutanı’ydı. (Burası aynı zamanda HRF olarak bilinen NATO Acil Müdahale Gücü.)
2011-13 Genelkurmay İkinci Başkanlığı yapan Akar, 2015 yılında da Genelkurmay Başkanı oldu.
Bu kariyere çok benzeyen bir kariyeri olan başka bir subay daha var. Dünkü ifadesine göre Hulusi Akar’la tam 16 yıl birlikte çalışmışlar.
Tam yıllarını çıkarmak mümkün olmasa da çok yakın yıllarda Akar, Kara Harp Okulu Komutanı’yken orada tabur komutanlığı yapmış, yine açık kaynaklardan teyidi mümkün olmasa da ya çok yakın zamanlarda ya da birlikte Napoli’de ve 3. Kolordu Komutanlığı’nda bulunmuşlar.
Ama Hulusi Akar’ın Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu yıllarda onun da Genelkurmay karargahında görev yaptığı kesin.
2012 yılında Genelkurmay Başkanlığı Proje Yönetim Daire başkanı olmuş. Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı olarak bir süre ayrıldığı karargaha 2015’te Genelkurmay Başkanı olarak döndüğünde, o isim hâlâ karargahtaymış. Biriminin adını değiştirecek kadar da güçlü bir isimmiş.
Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli.
AK Parti’nin kurucularından Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’nin kardeşi olan Mehmet Dişli, 2015’te tümgeneralliğe terfi ettirildiğine göre güvenilir bulunan da bir isimdi. AK Parti’yle doğrudan bağı yüzünden muhtemelen danışılan bir figürdü. Hasdal’daki hapishaneye komutanlık da etmişti.
13 Temmuz 2016 akşamı Genelkurmay karargahında ne olduğuyla ilgili ise 16 yıl birlikte çalışmış bu iki ismin birbirine taban tabana zıt iki ifadesi var elimizde.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın ifadesine göre Dişli net bir şekilde darbecilerin içinde. Dişli’nin ifadesine göre ise o “Hulusi Akar’ın talimatlarını yerine getirmiş, darbecilere karşı onu korumuş.’’
Tek bildiğimiz darbe bastırıldıktan sonra Hulusi Akar’ın tutsak tutulduğu Akıncılar Üssü’nden Çankaya’ya geldiği helikopterde yanında 16 yıllık dostu Mehmet Dişli’nin olduğu.
Akar “onu yakalatmak için yanında getirdiğini” söylerken, Dişli, “Başbakan’ın ve yakın çalışma arkadaşlarının da olduğu Çankaya Köşkü’nde toplantılara katıldığını” anlatıyor. 240 insanı öldürmüş, Meclis’i vurmuş bir darbenin öncülerinden biri olarak bir süre sonra tutuklanacak Dişli, uzun bir süre devletin zirvesi ile birlikte oturmuş, toplantılara katılmış.
Acaba son üç yılda da böyle mi oldu? Ucuz atlatılan 17/25 Aralık Türkiye’ye tanınmış bir kredi gibiydi. Daha önce cemaatin karanlık yüzünü görmeyenler için bir uyarı fişeği gibi olmuştu. Her ne kadar cemaat kendisine bu kez AK Parti muhaliflerinden müttefikler ve kullanışlı aptallar bulmakta zorlanmasa da özellikle iktidar için bu paralel devleti devletten temizlemek gibi bir imkan ortaya çıkmıştı. Neredeyse her gün bunun önemi üzerine konuşmalar dinledik ve yazılar, haberler okuduk.
O haberlerden biri 27 Haziran 2014 günü Akşam Gazetesi’nin manşetten verdiği “Karargahta 40 paralel paşa’’ haberiydi.
Okuyalım:
“Derin örgüte hizmet eden paşaların, 20’si ‘tuğgeneral’ ve 5’i bölge komutanı. 7’si ‘tuğamiral’, diğerleri ‘tümgeneral’ ve ‘tümamiral’ düzeyinde. Başbakan’ın talimatıyla üç aydır çalışan ekip 40 general ve amiralin örgüte çalıştığını tespit etti. Bir kuvvet komutanı da paralellere hizmet ediyor. Temizlik Yüksek Askerî Şûra'dan önce...”
Aynı gün sürpriz bir şey oldu ve hükümete yakın Akşam’ın manşeti peş peşe Genelkurmay, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı tarafından yazılı açıklamalarla yalanlandı.
Yalanlamaları da hatırlayalım:
Genelkurmay: ‘’TSK'nın kurumsal kimliği ile mensupları hakkında olumsuz algı oluşturma çabasını içeren iddia ve yorumların, hiçbir hukuki, insani ve vicdani dayanağı bulunmamaktadır.’’
Cumhurbaşkanlığı: "TSK'nın komuta kademesi ve üst rütbeli subaylarıyla ilgili yapılan yayını Sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir sorumsuzluk örneği olarak görmüş ve bundan derin üzüntü duymuştur."
Başbakanlık: “TSK da dahil olmak üzere resmî kurumlara yönelik her türlü gizli yapılanma girişimleri karşısında neler yapılacağı yasalarla belirlenmiş durumdadır. Devlet kurumlarının bu tür girişimlere karşı hukuk sınırları çerçevesinde gerekli hassasiyeti göstermekte olduğunun dikkate alınması, herhangi bir kuruma ilişkin yanlış algıya yol açılmaması hususunda medya organlarının da daha titiz davranmalarında yarar görülmektedir."
2014 YAŞ toplantısına giderken Vatan Gazetesi’ndeki Hüseyin Yayman da YAŞ toplantısında "TSK içinde paralel emir komuta tasfiye edilecek” başlıklı bir yazı yazdı.
(O günlerde uyarı için yazdığım bir yazı: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/581725.aspx)
Peki ne oldu?
2014 YAŞ’ında Kara Kuvvetleri’nde Kurmay Albay’lıktan Tuğgeneralliğe terfi ettirilmiş 19 kişiden 12’si 15 Temmuz darbesinin içinde yer aldı. Bu isimlerden Semih Terzi, Özel Kuvvetler’i teslim almaya gittiğinde Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulmasa belki darbe başarılı olacaktı.
2015 YAŞ toplantısında giderken de MİT’in Milli Savunma Bakanlığı’na 1200 kişilik bir paralel subay listesi verdiğini bizzat Milli Savunma Bakanı “ihbarlar geldi” olarak açıkladı. Orduda paralel temizlik yapılacağıyla ilgili haberler çıktı.
Sonuç?
2015 YAŞ toplantısında Kara Kuvvetleri’nde Kurmay Albay’lıktan Tuğgeneralliğe terfi ettirilen 24 kişiden 18’i şu an darbenin içinde olmaktan tutuklu.
Tuğgenerallikten Tümgeneralliğe ise Ergenekon’da tutuklanmış orgeneral Nusret Taşdeler’in kardeşi Hasan Nevzat Taşdeler ve AK Partili Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli terfi ettirildi. Onlar da darbeden tutuklular.
Ve 2016 yılı YAŞ toplantısına giderken. TSK 31 Mart 2016 günü, bazı gazetelerde çıkan darbe iddialarıyla ilgili açıklama yaptı ve şöyle dedi:
“Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığını her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetlerinde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplin, mutlak itaat ve tek emir-komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir. Bambaşka saiklerle yapıldığı anlaşılan ve hiçbir hukuki, insani, vicdani ve akli dayanağı olmayan, basın etiğinden ve üslubundan uzak, haddini aşan haber ve yorumları yapanlar hakkında hukuki işlemler başlatılmış ve suç duyurusunda bulunulmuştur.”
3 Nisan 2016 günü ise Sabah gazetesinde Rasim Ozan Kütahyalı bir yazı yazdı ve “F-16 pilotlarının bile en az yüzde 50’sinin Fethullahçı olduğuna dair çok sağlam raporlar var. 2016 yılında TSK’dan toplu şekilde atılacak bunlar. Hulusi Akar direnmeye kalkarsa da istifasını verir. Bu kadar basit” dedi. Genelkurmay Kütahyalı hakkınsa suç duyurunda bulundu ve acil koduyla Genelkurmay’a ifadeye çağırdı. Ozan, Genelkurmay’a gitti, ifade verdi, bir askerî savcı ona TSK’nın paralelle mücadeledeki ‘kararlığını’ anlattı. Ama bugün o askerî savcı da darbeden tutuklu.
Terörle mücadelede askerin siyasette yeniden artan önemi, orduyu şimdi bir kere daha yıpratmayalım hassasiyetleri, kurmay heyetine güven, Hazreti Hamza’nın savaşlarını anlayan asker vaizlerden, ramazanda toplu iftar yapan, namaz kılan ‘’milletin değerlerine düşmanlık etmeyen” ordu propagandasına kadar pek çok neden ordudaki paralel tasfiyesini engelledi.
Bunun yapılamamasının sebeplerinden biri de zannedildiği gibi cemaatin orduda paralel değil esas güç olduğunun tespit edilememesiydi. Orgeneral, Korgeneral, Tümgeneral düzeyine kadar çıkmış, Tuğgenerallerin yüzde 70’inin elinde bulunduğu ortaya çıkan cemaatin alt kadrolara doğru hakimiyeti yüzde 70’in de çok üstüne çıkmaktaydı.
Cemaat çok uzun yıllar önce askerî liselere giriş sistemini de ele geçirmişti. http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/591076.aspx
ÖSYM’nin tespit ettiği son verilere göre 2000 yılından itibaren ÖSYM’nin yaptığı Askerî Lise Giriş sınavlarında 2004-2013 arası bütün sorular cemaatin elindeydi ve sadece kendi adamlarını bu okullara soktular. Çok başarılı olan öğrenciler de Şok Mangalarında elendi. 2000-2004 arası ise soruların bir kısmının cemaatin elinde geçtiği tespit edildi.
Kara, Deniz, Hava’daki bütün askerî liselerin ve Harp Akademileri komutanlarının darbeden tutuklu olduğunu da ekleyelim.
15 Temmuz akşamı televizyonlardan bağlılık açıklamaları yapmış olanlar dahil, darbecilere karşı hiçbir askerin halkın ve polisin yanında sokağa çıkmadığı, sonucu beklediği gerçeğini (Özel Kuvvetler Komutanlığı dışında) bir kenara not edelim.
İşte 15 Temmuz darbe girişimini atlattıktan sonra 2016 yılı Yüksek Askerî Şûra’ya giderken tablo böyle. Pek iç açıcı değil.
Elimizdeki en büyük şans bütün bu tecrübeleri yaşamış ve kime güvenilip, kime güvenilemeyeceğini görmüş başta Cumhurbaşkanı olmak üzere siyasi ve sivil kadrolar.
Allah onların yardımcısı olsun...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları









































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025