Yusuf Kaplan
Bir yerde yanlış yapıyoruz: Hem önümüzü açacak çaplı insanlar yetiştiremiyoruz hem de sadece madde planında elde ettiğimiz başarılara bel bağlıyoruz.
Toplumun geçici, hatta yapay ideolojik fay hatlarını aşarak kenetlenebileceği ve potansiyel olarak büyük atılımlara soyunabileceği tarihî bir imkân yakaladı Türkiye.
KADER ANLARI...
Bu tür ânlar toplumların kader ânlarıdır, kaderlerinin belirlendiği kritik zamanlar...
Emperyalistlere karşı sadece güney sınırımızda askerî bir savaş vermiyoruz. Neredeyse her alanda, siyasette, ekonomide, teknolojide, stratejide vesaire adı konulmamış ama gözlerimizin önünde cereyan eden çok yönlü bir savaş veriyoruz aslında.
Böylesi kritik zamanlarda, yalnızca ortak idealler etrafında kenetlenmesini bilen toplumlar, bütün engelleri aşma iradesi ortaya koyarlar.
Önce, ülke içinde birliği, dirliği, kardeşliği tesis edecek, farklı ideolojik kesimlerin farklılıklarını derinleştirmek yerine, daha yüksek idealler etrafında bütünleşmelerini sağlayabilecek bir çaba ortaya koymak zorundayız.
TEKLİFSİZ TENKİT TAHRİPLE SONUÇLANIR
Burada eleştirmek için eleştiri yapmıyorum. Böylesi bir tavır ham insanların işidir.
Daha bilgece yaklaşımları benimsemek zorunda olduğumuz zorlu bir süreçten geçiyoruz.
O yüzden her tenkit, teklifi de beraberinde getirmelidir. Teklif sunmayan bir tenkit tahriple ve her şeyi tahrif etmekle sonuçlanır.
Burada yaptığım tenkit, bu nedenle, beraberinde teklifi de takdim edecek elbette.
KUCAKLAYICI MEDENİYET PERSPEKTİFİ
Toplumu germeden, toplumun fay hatlarını derinleştirmeden, toplumdaki gerilim alanlarının ötesine taşacak, yapay olarak icat edilen sahte engellere takılmadan, kuşatıcı, kucaklayıcı, önaçıcı, yol açıcı bir perspektif geliştirerek bu yolculuğu başarılı bir şekilde hayata ve harekete geçirebiliriz ancak.
Bu nokta, ülkemizin ve medeniyet coğrafyamızın geleceğinin sözkonusu olduğu, kaderinin şekillendiği şu zorlu, kritik eşikte son derece önemli.
Sözünü ettiğim perspektif, bütün zoraki icat edilmiş ideolojilerin sınırlayıcı, boğucu, bizi birbirimize düşürücü, önümüzü tıkayıcı dar perspektiflerini aşan, mü’min’in güven adası olduğu Nebevî şiarını, şuurunu ve şiirini harekete geçirme kaygısıyla herkese kucak açabilen hakikat medeniyeti perspektifidir.
Günübirlik, bizi birbirimize düşürücü, toplumdaki farklı kesimlerin aslında geçici ideolojik farklılıklarını derinleştirici, pekiştirici yaklaşımlar, önümüzü tıkamaktan başka bir işe yaramaz.
Bu ideolojileri aşabilecek kadar derin nefes alabilmeli, geniş gönüllü olabilmeli, yürek ülkesinin çocukları olduğumuzu dünya âleme gösterebilmeliyiz bir kez daha. Tarihin gündönümü vaktinde bunu yeniden gerçekleştirebilmeliyiz.
Medeniyet perspektifinin bize kazandıracağı en önemli imkân, hem sorunlarımızı daha geniş bir perspektiften görebilmemizi sağlayabilmesi hem de gelip geçici ideolojik kamplaşmaların ve kapışmaların ötesinde sorunlarımızı kökten, bütün boyutlarıyla ele alabilme, değerlendirebilme, tartışabilme, müzakere ve mütalaa edebilme özgüveni ve iradesi sunabilmesidir bize.
MÂNÂ PLANINDA BÜYÜK ADIMLAR ATMALIYIZ
Madde planında büyük başarılar elde edebilirsiniz. Madde planında elde edilen başarılar, mânâ planındaki atılımların sonucu değilse, bumerang etkisi yapar: Toplumu yokoluş çukuruna yuvarlar sonunda, kaçınılmaz olarak.
Öyleyse her dâim mânâ planındaki atılımlar üzerinde kafa yormak zorundayız öncelikle.
Şunu söylemeliyiz topluma: İnsanlığın önünü açacak, insanlığı eşiğine sürüklendiği çıkmaz sokaktan çıkaracak, insanlığa yeniden adalet ve hakkaniyet, sulh ve selâmet armağan edecek, yeni Gazâlîler, İbn Arabîler, Yunus’lar, Mevlânâ’lar, Büyük Sinan’lar, Itrîler yetiştirecek bir hakikat medeniyeti yolculuğunun yapı taşlarını döşemek zorundayız.
Perspektifimizi genişletebilmemiz, şu zor zamanlarda toplumun bütün kesimlerini bu öncü ve zirve insanlar üzerinden bütünleştirebilmemiz ve kenetleyebilmemiz için birazcık basiret yeterlidir.
Unutmayalım: Bu derinlikli, kuşatıcı, bilgece perspektif sadece bu topraklara özgü zaten dünyada.
İçerden düşman aramak yanlış bir stratejidir; düşman dışardadır: Bizi kuşatan, bizimle her alanda savaşan, bize diz çöktürmeye çalışan dışardaki düşman’a yoğunlaşmalıyız.
Pazar günkü yazıda mânâ planındaki adımları nasıl atabileceğimizi, kısacası nasıl insan yetiştirebileceğimizi, kendi dünyamızı nasıl inşa edebileceğimizi göstermeye çalışacağım.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020