Yusuf Ziya DÖGER
Toplumların tarih sürecinde geliştirdiği toplumsal yapılarla, toplumların üzerinde yaşadıkları yeryüzü şekilleri arasında doğrusal bir orantının var olduğu tarihsel ve sosyolojik tespitlerden biridir. Geliştirilen toplumsal yapılanma biçimlerinin yaşanılan mekânla ilişkili olduğu ve mekânın verdiği imkânlar ölçüsünde bu yapılanmaların biçim kazandığı ve bu biçimlenmelerin mekânla ilişkisine dayalı gerçekler de aşikârlık kazanmıştır.
Yani mekânsal alanın sunduğu imkânların, topluma ait yönetimsel yapıların ve iktisadi faaliyetlerin oluşmasına vesile olduğu gerçekliğinden söz etmenin kaçınılmazlığı kendisini bize dayatmaktadır. Tarih bunlara dair çeşitli alanlara ait verileri önümüze koymaktadır. Toplumun üzerinde yaşadığı alanın öncelikle iktisadi -ekonomik- anlamda toplumun temel uğraş biçimini şekillendirdiğidir. Ki buna bağlı olarak toplumsal yapılanma biçimlerinin dayandığı yönetimsel şekillenmenin nasıl temellendirildiğini Sosyolojik olgular biçiminde bize sunmaktadır.
Doğal olarak Tarih ve Sosyolojinin, toplumları kategorize ederken kullandığı verilerden biri de mekânsal alandır. Bu çerçevede toplumları, Batılı ve Doğulu toplumlar biçiminde ayırıma tabi tutarak temellendirme yapılır. Buradaki ayrımın temellendirilmesinde mekânsal alanın sunduğu imkânlar ölçüsünde gerçekleştirilen iktisadi faaliyet biçimlerinin kullanıldığına şahit olmaktayız. Hatta dünya tarihinde medeniyetlerin bile kategorik ayrımına mekânsal alana dayanan iktisadi faaliyetlerin veri olarak kullanıldığını görmekteyiz.[1]
Dolayısıyla mekânsal alanın verdiği imkânlar ölçüsünde geliştirilen ekonomik uğraş biçimi doğal olarak toplumsal yapılanma biçimini şekillendirmiştir sonucuna varılmıştır. Böylece mekânsal alana bağlı olarak gelişen ekonomik uğraş biçiminin toplumsal yapılanmaya etki ederek her mekânın kendi koşullarına uygun ‘toplumsal yapılanma’ oluşturduğuna ait verilerin sabit olduğuna ait temellendirmelerin ortaya konulduğunu görmekteyiz.
Tarihte Batı ve Doğu Medeniyet ayrımında geliştirilen toplumsal yapılanmanın temellendirilmesinde birey üzerinden varılan kategorik ayrışmanın temeli de ekonomik uğraş biçimine dayandırılmıştır. Ki buradan, batının oluşturduğu bireyselci medeniyet anlayışının gelişim temeli coğrafi mekân üzerinden okunarak, coğrafyanın bireysel yaşama uygunluğu delil olarak kullanılmıştır. Yine bu dayanak üzerinden doğunun oluşturduğu cemaatsel medeniyet anlayışının temeline de coğrafyanın olanaksızlaştırdığı bireysel yaşamın imkânsızlığı delil olarak konulmuştur.[2]
Tarihsel kökene dayanan bu kategorik ayrıma neden olarak gösterilen coğrafi mekânın insan yaşamı üzerindeki etkilerinin toplumsal yapılanmaya yol açtığı tezi doğal olarak tamamen göz ardı edilebilecek bir veri değildir. Batı coğrafyasının genel anlamda düz olması ve yıllık yağış dağılımının düzenli oluşu bireyin tek başına yaşam olanakları bulmasına delil olarak kullanılır. Buna karşın, doğu coğrafyasının düz alanlarına rağmen yıllık yağış dağılımının düzensizliği ve sarp arazi alanlarının da önemli yer tutması bireysel yaşam olanakları yerine dayanışmaya dayanan yaşam biçimi olan cemaatsel yapılanmalara yol açtığına dair veri olarak kullanılmaktadır.
Yaşam alanlarının verimsizleşmesi durumunda batılı bireyin yerini değiştirmekte beis görmemesine karşın, doğulu bireyin verimsizleşen yaşam alanını verimli kılmanın yollarını aramak durumunda olduğuna yönelik belirlemeler hem sosyolojik hem de tarihsel anlamda ortaya konulmuştur.[3] Bu durum batıda bir başkasına bağımlı olmayan ve bireyin tek başına yaşam olanaklarını bulabildiğine delil iken, doğuda birlikte yaşamın zorunluluğuna delil olarak kullanılır. Coğrafya zorunlu olarak batıda insana bireyselci bir yaşam olanağı sunarken doğuda cemaatsel yaşam olanağını dayatmıştır.[4]
Kürdistan coğrafyasının büyük bir kesimine hâkim olan, geçit vermeyen dağlık arazi şekilleri,[5]Kürd halkının tarihsel süreçte gerçekleştirdiği toplumsal yapılanmaların biçimlenmesinde etkili olmuştur. Toplumsal yaşamın dayandığı örgütsel yapılanma koşullarını etkileyen ve ekonomik yaşamı biçimlendiren coğrafi özellikler Kürd halkının yararına sonuçlar üretirken aynı zamanda beraberinde sorunlar yumağının içinde de debelenmelerine yol açmıştır.
Kürdistan coğrafyası yeryüzü şekilleri ve bulunduğu nokta bakımından tarihsel süreçte farklı toplumların zorunlu biçimde karşılaşma alanı olmasına yol açmıştır. Geçit vermeyen dağlara sahip olan Kürdistan toprakları aynı zamanda farklı toplumların akınlarına karşı Kürdler için sığınılan ana kucağı işlevini de görmüştür. Bu durum aynı zamanda istilacı toplumların Kürdistan’da uzun süre yerleşmelerini engelleyen bir unsur oluşturmuştur. Coğrafi alan avantajı, Kürdlere vur kaç taktiğine dayalı savaş stratejisini en iyi biçimde uygulanma imkânı elde etmelerine yol açmıştır. Bu durum, Küdlere tarihte öyle bir avantaj sağlamış ki tarih sahnesinde varoluşlarının neredeyse yarısını devletsiz geçirmelerine rağmen varlıklarının günümüze kadar ulaştırabilmelerinde asıl fonksiyon olmuştur.
Ancak Coğrafyanın Kürdistan topraklarına koyduğu bu doğal tecrit ise beraberinde hem toplumsal yapılanma biçiminin hem de ekonomik faaliyetlerin biçimlenmesinde kendilerine has olan örgütlenmelere de yol açmıştır[6]. Coğrafya Kürdistan topraklarında ekonomik faaliyetlerin içe kapanık olmasında da ‘dış dünyayla bağlantıların oluşturduğu zorluklar’ temel etken olmuştur. Dünya tarihinde yer alan güçlü merkezi otoritelerin denetim alanı dışında kalan ve bu merkezi otoritelerin denetim gücünü azaltan Kürdistan coğrafyası zorunlu olarak Kürd toplumsal yapılanmasının temel taşı olan Aşiretsel örgütlenmelerin doğmasına yol açmıştır.
Kürdistan’ın temel toplumsal yapılanma biçimi olan Aşiret yapılanmasının temel dayanaklarından birisi de bu coğrafi çevrenin oluşturduğu reel durumdur. Kürd toplumsal yapılanmasına kaynaklık eden verilerin oluşumuna etki eden coğrafya toplumsal yapılanma biçiminde asıl unsur olmuştur. Merkezi otoritelerin ancak büyük ekonomik ve askeri güçlerle kontrol edebileceği Kürdistan coğrafyasını,[7] katı merkeziyetçi otorite yerine gevşek ilişkiye dayalı otoritelerle denetimi sağlamalarına yönelik yol ve yöntemlere başvurmalarına sebebiyet vermiştir.[8]
Kürdlerin Aşiretsel örgütlenmesi temelde coğrafya kaynaklı dayatmanın sonucudur. Ancak Kürdlerin bu toplumsal yapılanma biçimini sadece coğrafya üzerinden okumak da aynı zamanda yanlış değerlendirmelere yol açmaktadır. Evet, coğrafya ekonomik uğraş biçimini şekillendirirken bu tür bir yapılanmayı dayatmıştır. Ama toplumun sosyal genetiğinin buna uygunluğu ve bir anlamda dünyadaki batı ve doğu uygarlıklarının kesişme noktasında olması kendisine özel olan bir aşiretsel yapılanmayı zorunlu kılmıştır.[9]
Kürd toplumunun coğrafya temelli oluşturduğu bu aşiret yapılanması aynı zamanda alan koruma düşüncesine dayanan bir anlayışı öncelemiştir. Ancak Kürd aşiret yapılanmalarında mekâna bağlı olarak üç tür ekonomik uğraş biçiminin görülmesi, Kürdlere ait yapılanmanın da kendilerine has bir anlayışın oluşmasında etkili olmuştur. Kürd aşiretlerinin bir kısmı doğrudan doğruya tarımsal faaliyetlere, bir kısmı hayvancılık faaliyetine bir kısmı ise hem tarım hem de hayvancılığı bir arada yürüten iktisadi faaliyetler yürütmüşlerdir. Yani Kürdler doğu medeniyetlerine ait toplumsal yapılanmalarının tümüne ait veriler taşıyan karakteristik niteliklerini barındıran toplumsal yapılanmalar oluşturmuşlardır.
Doğu medeniyetlerindeki devletlerin dayandığı toplumsal yapılanmalar temelde üç karakteristik yapı ile karşımıza çıkmaktadırlar.
1- Tarım Devletleri
Tarıma dayalı ekonomik faaliyetlerle varlık kazanmış su boyu medeniyetlerinden olan Çin, Mısır, Hindistan ve Mezopotamya uygarlıkları tarım devletlerinin tarihsel sürece dâhil etmişlerdir. Doğu toplumlarının nehir kenarlarında kurulmuş olan medeniyetlerinin oluşmasında belirleyici unsur tarımsal faaliyetler için ihtiyaç duyulan bilgi üretimidir. Buralarda iki tür bilgi ile bu medeniyetlerinin inşasını gerçekleştirilmiştir.
Birincisi doğanın işleyişine bağlı olarak tarımsal faaliyetlerin yürütülmesinde karşılaşılan sorunların çözümü için üretilmesine ihtiyaç duyulan bilgidir. Ekonomik anlamda temel uğraş biçiminin tarıma dayanması ve tarımsal verimin üst düzeye ulaşması için karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik gerçekleştirdikleri gözlemlerle ulaştıkları bilgileri içermektedir.
İkincisiise kendi dışındaki dünyayı gözlemleyerek oluşturdukları bilgilerdir. Tarımsal üretimle elde etikleri artı ürünü talancı ve istilacı toplumlardan korumak amacıyla bu toplumların yıllık hareketlerini gözlemleyerek oluşturdukları bilgilerdir.
Ürettikleri bilgi üzerinden toplumsal yapılanma oluşturulduğundan, toplum içinde önemsenen asıl unsur bilgiye sahip olan ve o bilgiyi kullanan bir sınıfın ortaya çıkarılması olmuştur. Bu sınıf bilgiyi tekelinde tutarak bilgi üzerinden toplumsal bir konum elde etmiştir. Bu toplumların ürettikleri bilgi ise şifrelere dayalıydı.Sümer çivi yazısı, Mısır hiyeroglif yazısı, Çin simgesel grafikler ya da logogram yazıları bu şifreleme tarzının göstergeleridir. Şifrelere dayalı yazıya hâkim olmanın zorluğu özel bir sınıfın/kesimin oluşmasında etkili olmuştur.
Dünyadaki ilk medeniyetlerin kurulmasında tarımsal faaliyetleri için ihtiyaç duydukları ve günlük tecrübeleri ışığında geliştirdikleri yöntemlerle bilgi üretmişlerdir. Ancak ürettikleri bilginin korunmasına yönelik azami gayret sarf etmeleri dolayısıyla bilginin dar bir kesimin elinde üstünlük aracına dönüştüğüne de şahit olmaktayız.[10] Bu kesim ortaya konulan bilginin tekelde kalmasını sağlamak amacıyla da geliştirdikleri yazı tarzının kolay kolay herkes tarafından çözülmemesini amaçlamışlardır. Dolayısıyla bilgiye sahip olan ve bilgiye kutsallık atfeden bir sınıfın (din adamı) oluşmasına vesile olmuşlardır.
Tarım Devletlerinin iç dinamiğinde bilgi üretme ve bilgiyi tekelinde tutarak kullanımını belli bir çevreye hasretmiş olması önemli bir etkendir. Bu tür toplumların karşılaştığı ve tarımsal üretimi etkileyen doğa kaynaklı sorunların çözümüne yönelmeleri onlara yeni bilgilere ulaşma ve bu bilgilerle toplumsal yapıyı biçimlendirmede kapı aralayan bir etken olduğunu ileri sürmek mümkündür. Günlük yaşamı ve üretimsel faaliyeti etkileyen doğa kaynaklı sorunların çözümüne yönelen tarım toplumları tabiatı anlama konusunda mesafe kat ettiler[11].
Bu devletler tarımsal faaliyetlerde bulunarak elde etikleri artı ürünle ticari faaliyetlere yönelmiş olmalarına rağmen kendilerini koruma gücüne sahip olabilecek bir askeri yapılanma oluşturmaktan uzak kaldılar. Elde etikleri artı ürünü ve kendilerini korumak için de paralı askerlere ihtiyaç duydular. Bu devletlerin saraylarında yabancı askerlerin var olması ancak bununla açıklanabilir. Buna rağmen bilgi üretimi konusunda da önemli gelişmeler kaydetmiş devletlerdir.
Bunun dışında ise özellikle göçebe toplumlarının yıllık hareketlerini gözetlemeye dayanan bir bilgi üretmişlerdir. Bu bilgi sayesinde ürettikleri artı ürünün korunmasını sağlamaya çalışmışlardır. Hasad dönemlerinde yapılacak baskınlara karşı önlem alınmasın böylece sağlamışlardır. Çin seddi bu nedenle inşa edilmiştir. Ki burada istila ve talanın önlenmesi temel amaç olmuştur.
2- Çoban Devletler
Hayvancılığa dayalı üretimsel faaliyeti benimseyen devletlerdir. Ancak temel uğraş biçimi olarak hayvancılığa dayanmalarına rağmen, hayvancılığı kendi ihtiyaçları için yapmaktaydılar. Hayvansal ürün üzerinden bir dış satım düşüncesinde olmadıkları için, diğer ihtiyaçlarını karşılamak konusunda karşılaştıkları sorunu tarım devletlerinin artı ürünlerini talan ederek karşılamaya çalışan devlet karakterine sahiptirler.
Hayvancılık üzerinden yapılan üretimleri dış satıma yönelik olmayıp sadece kendi iç ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan devletlerdir. Bu nedenle diğer ihtiyaçlarını karşılama konusunda ise yağma kültürüne dayanan bir anlayışa sahip olmuşlardır. Özellikle tarımcı toplumların artı ürünlerine veya ticaret kervanlarını soymaya dayanan bir uğraş biçimi edinmiş devletlerdir. Yani talancı kültüre dayanan bir anlayışa sahip olduklarından uğradıkları yerlerin tüm zenginliğine el koymaya çalışan devletlerdir.
Bozkırda oluşan devletler ve Çöllerde oluşan -Arap kabileleri- devletler bu karakterdedirler. Ekonomik anlayışlarının temelinde başka toplumların oluşturduğu zenginliğine el koyma anlayışı ön planda olan toplumsal yapılanmalar oluşturmuşlardır. Bu karakterdeki devletler talancı olduklarından diğer toplumların üretmiş olduğu bilgiyi önemseme diye bir dertleri olmamıştır. Uğradıkları her toplumun kültürel birikimini yakıp yıkmalarındaki temel etken de bu olmuştur[12].
Çobanlığa (hayvancılığa) dayanan devletlerin bozkırda oluşması yine coğrafi nedenlidir. Ekonomisi kendi kendisini beslemeye imkân vermediği için de yağmaya dayanan anlayışla oluşmuş devletlerdir. Başkasının zenginliğine el koyma anlayışlarının altında kendilerini besleyecek üretimsel faaliyetlerinin olmaması neden olmuştur. Özellikle dünya ticaretinin döndüğü ticaret yollarına akınlar düzenleyerek ticaret kervanlarını yağmalamışlardır. Bozkırlılar dünya ipek yolu üzerinde bu faaliyetleri gerçekleştirirken, çöl toplumları ise dünya baharat yolu üzerinde bu tür faaliyetlerde bulunmuşlardır.
3- Askeri devletler.
Temel karakter olarak başka toplumları korumaları karşılığında onlardan vergi alarak varlığını sürdüren devletlerdir. Üretimsel herhangi bir faaliyete girişmeden artı ürün elde eden devletleri veya toplumları koruyarak onlardan aldıkları vergilerle ekonomik yaşamlarını idame ettiren devletlerdir. Bu devletler doğu toplumlarında görülmelerine karşın -ki benim kanaatim de bu yöndedir- Roma geleneğinden gelen devletlerdir. Tarihsel süreç açısından bakıldığında ise Tarım Devletleri ile Çoban Devletleri arasında vuku bulan sorunlardan doğdukları ve işlev olarak ta tarımcı toplumları ve onların artı ürünlerinden oluşan ticaret yollarını korumayı üstlenen devletlerdir.
Bu devletler ekonomik olarak yerleşik toplumların ekonomik değerlerini koruma karşılığı elde ettikleri ücret -vergi- ile geçinmeye çalışmışlardır. Yani Tarımı dışa karşı koruma karşılığında alınan payla geçinen devletlerdir. Bunun dışında Uluslararası ticaret yollarının güvenliğini sağlayarak (İpek ve Baharat yolları gibi) bundan pay almışlardır. Bu devletlerde üretilenlerin dış satımı izne tabi olmasına rağmen dış alım tamamıyla serbest niteliktedir. Çünkü üretilenlerin öncelikle üretildikleri yerlerde ihtiyacı karşılaması gerekir, arta kalan şehir merkezlerine eğer daha fazla kalırsa yönetim merkezlerine gönderilme zorunluluğu vardır. Bu nedenle dış satım engellenmiştir.[13]
Korumacı yapılanmaları gereği korudukları toplumlara ait ne varsa tümünü korumayı temel hedef edindiklerinden, toplumsal durum ile diğer alanlarda arşivleme konusunda ilerlemiş devletlerdir. Çünkü korudukları toplumların istatistiki verilerini tutmak zorunda kalmışlardır.[14] Bu devletlerin temel karakteristiği korudukları toplumlara ait her şeyi belgelemeye çalışmalarıdır. Yani arşiv tutmayı önemsemişlerdir. İslam dünyasında Emevi ve Abasilerden sonra kurulan devletlerin çoğu -Osmanlı gibi- bu yapılanmaya sahiptir.
Birinci gruptaki devletler temel uğraşları açısından tarımı kendi ihtiyaçları için kullanırken artı ürünleriyle ticari faaliyet göstermişlerdir. Temel karakter olarak askeri bir güce sahip değiller. İkinci gruptakiler hayvancılığı ticari bir eylem değil kendi ihtiyaçları için sürdürmekteydiler. Bu devletler diğer ihtiyaçları konusunda istila kültürü geliştirmişlerdir. Yani diğer toplumların ürünlerini çalma yoluyla varlık ortaya koymuşlardır. Üçüncü gruptakiler ise Askeri nitelikleriyle hüküm altına aldıkları toplumlardan ganimet adı altında ve vergilerle varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bozkırlı toplumlar ikinci gruba girerken, Osmanlı Pers vb. devletler üçüncü grupta yer almaktadırlar.
Kürdlerin tarihsel süreçte yer aldıkları coğrafya dikkate alındığında bu üç devlet modelinden de etkilendiklerini görmekteyiz. Bu nedenle yaşam alanlarının coğrafi niteliğine göre uygun olan modeli benimseyen aşiretsel bir yapılanma oluşturduklarını düşünüyorum. Ki aşiretsel yapılanmanın yere göre farklılıklar arz etmesini ancak bu durumlarla açıklayabiliriz.
[1]SEZER, Baykan “Asya Tarihinde Su Boyu Ovaları ve Bozkır Uygarlıklar” adlı kitabının genel çerçevesine bakınız.
[2]SEZER, Baykan, “Toplum Farklılaşmaları ve Din Olayı”, Edebiyat Fakültesi Matbaası 1981 s.39-40
[3]İbn-i Haldun’un hem tarihçi hem de sosyolog gözüyle ortaya koyduğu bu konudaki teorilerine bakınız.
[4]SEZER, Baykan “Asya Tarihinde Su Boyu Ovaları ve Bozkır Uygarlıklar” s. 27’den başlayan kısmın genel çerçevesi.
[5]Strohmeler Martin– Yalçın Heckmann Lale: Kürtler, Tarih, Siyaset, Kültür. Tarih Vakfı Yayınları s. 3
[6]Dünya tarihinde her toplumsal yapılanma aşiretsel bir anlayışla gelişim göstererek örgütlenmesini daha üst düzeylere taşımıştır. Batının ilk kavimleri sayılabilecek Etrusk, Makedon, Thrak, Grek ve Kelt toplulukları başlangıçta kendi içinde aşiret benzeri kollara ayrılmış durumdaydı. Ancak Kürtlerin aşiret toplulukları şeklinde tarih sahnesinde var olduğu dönemlerde Batı uygarlığı henüz teşekkül etmemişti. Kassit, Hitit, Mitanni ve İskit dönemlerinde Batı uygarlığı yoktur. Batı tarih sahnesine çıkmadan asırlarca önce Kürt aşiretleri sosyal evrimi tamamlamıştı denebilir. (Yusuf Ziya Döger)
[7]Strohmeler Martin– Yalçın Heckmann Lale: Kürtler, Tarih, Siyaset, Kültür. Tarih Vakfı Yayınları s. 4
[8]Kürdistan üzerinde son bin yılda Batı adına Osmanlı Doğu adına İrani Devletlerin tam hâkimiyet kurma yerine Kürdistan Mirliklerini serbest bir ilişki içinde denetlemeye çalışmaları bunun bariz örneğidir. Yusuf Ziya Döger
[9]Kürd toplumunun oluşturduğu aşiret yapılanması alan koruma düşüncesine dayanan bir anlayışı öncelemektedir. İdris-i Bitlisi ile Yavuz Selim arasındaki antlaşmaya bakılabilir
[10]Bu devletlerin karakterine bakıldığında Kralların etrafında bilge, büyücü vb. bir kesimin olması buna delildir.
[11]Mezopotamya da Ay Sistemine dayalı takvim ve Mısırda Güneş Sistemine dayalı takvim bilgisine ulaşma gibi.
[12]Moğol istilalarına bakıldığında bunun net verileri ile karşılaşmaktayız. Ki İslam dünyasının Kültürel birikimi olan “Bağdat Kütüphanelerinin yakılması” gibi.
[13]Kapitülasyonların dayandığı temel mantık budur.
[14]Osmanlı salnameleri bu konuda yeterli veriyi oluşturmaktadırlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017