Zekeriya Kurşun
Dağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova
1.12.2025
11
Kısa bir süre önce Rusya Federasyonu içerisinde yer alan Dağıstan’a, Mahaçkale Devlet Üniversitesi ile Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin düzenlediği bir toplantı için gittim. Kafkaslar deyince aklımıza gelmeyen ama Şeyh Şamil deyince de hemen bir yerlerden hatırladığımız bir coğrafya. Coğrafyası, iklimi, demografik yapısı ile her türlü ilgiyi hakketmesine rağmen, Türkiye’nin Orta-Asya’ya ve diğer Kafkas ülkelerine gösterdiği ilgiden nasibini alamamış bir ülke. Düşünün İstanbul’dan direkt uçuş ile gidildiğinde iki-iki buçuk saat mesafede ama henüz THY’nin uçuşu yok. Bu yüzden pek çok kişi daha uzun mesafeyi göze alarak Moskova üzerinden Mahaçkale’ye gidiyor.
Irklar ve Diller Diyarı
İlginç bir coğrafya Dağıstan. 28-31 arasında farklı ulusun, aslında kabilenin yaşadığı coğrafyada bu sayı kadar da dil konuşuluyor. Mahaçkale Üniversitesi'nde bu dillerin on üç tanesi okutuluyor veya öğretiliyor. Dağıstan’da 1917 yılına kadar ortak dil, Kumukça, Azerice yani Türkçe iken şimdi Rusça'dır ve gözlemlerime göre Türkiye’nin Rusça diline olan ihtiyacının karşılanabileceği en güzel yerlerden biri. Dağıstan’da Azeri, Kumuk ve Nogay gibi Türk guruplar ile Lezgiler azınlıkta iken baskın unsur Avarlar.
Yüzde doksanı Müslüman olan ve 3 milyonu aşan nüfusu ile Rusya Federasyonu içinde belki de en asude bölgelerden bir tanesi. Nüfusun geri kalanı Rus-Ortodoks ve bir kısmı Hazar Türkü olmak üzere Yahudilerden oluşmaktadır.
Kafkasya’da İslam’ın Kapısı
Kafkaslara İslam’ın girdiği tek kapı olan ve Babu’ul-Ebvab (kapıların kapısı) diye isimlendirilen Derbent civarında yaşayan 40-50 bin Şii dışında kalanların tamamı Sünnilerden oluşan Müslüman nüfus, Şafii ve Hanefi mezhebine mensup. Esasında tasavvufun yaygın ve etkin olduğu coğrafyada son zamanlarda önemli sorunlar da yaşandı. SSCB’nin çöküşü akabinde bölgede meydan gelen dini ve fikri hareketlenmeler sırasında dış destek bulan iki akım Dağıstan toplumunda dini barışını bozdu. Büyük ölçüde Suudi destekli selefi akımlar, Sovyet politikalarından dolayı dinden mahrum kalan toplumda din adına faaliyete başladıklarında tasavvufu ve tasavvufi grupları hedef alarak ciddi bir sarsıntı meydana getirdiler. Özellikle özerk cumhuriyetin başkenti Mahaçkale yakınlarında bazı bölgelerde aktif olan selefi akımlar bir takım asayiş problemlerine de sebep olunca diğer gelenekçi Müslümanlar tarafından hedef alındılar. Sistemde yer bulmamakla birlikte selefilerin bu tutumu Müslüman ama mütedeyyin olmayan diğer kesimin bütün Müslümanlara bakışını da etkiledi.
Bölgede tarih boyuncaŞiiler yaşamakta iseler de Sovyetlerin çöküşünden itibaren daha aktif hale geldikleri anlaşılmaktadır. Bir taraftan Azerbaycan, diğer taraftan da İran Şiiliğinin baskısını hissetmeye başladı Dağıstan. Her ne kadar Şiilik bölgede doğrudan bir hareketlenme meydana getirmemiş olsa da İslamiyet'in Kafkaslara girdiği Derbent bölgesindeki faaliyetleri ilginç bir değişime neden olmuştur.
Bozulmamış bir Ortaçağ Müslüman kenti olan Derbent tarihin değişik devirlerinde İran’ın hakimiyetinde kalmış ve Şiilik de burada himaye edilmiş. Bu yüzden Dağıstan’ın genelinde en çok Şiinin yaşadığı kent de burasıdır. Aynı zamanda Ortodoks Ruslar ve Hazar Yahudilerinin de yurdudur. Bu yüzden Dağıstan’da bütün dinlerin bir arada barış içinde yaşadığı bir kent olmasıyla da meşhurdur. Ancak Derbent’in tarihi şöhreti Emeviler zamanında M.734 yılında yapılmış olan muhteşem cami ve külliyesidir. Camii ve etrafındaki medreseler geçmişte Sünnilerin elinde iken şimdi tamamen Hüseyniye’ye tebdil edilmiştir. İronik bir şekilde adeta Emeviler’den intikam alan bir Şii mabedine dönüştürülen mekan bölgenin de yegane cuma mescidi özelliğini taşımaktadır. Orta çağın bu muhteşem eserine girildiğinde dönemin mimari özelliklerinde önce Necef taşı rafları ile Muharrem ayı ve sonrasında veya çeşitli vesileler ile yapılan merasimlerin sembolleri, “Ya Hüseyin” flama ve bayrakları ile diğer alet ve edevatı göze çarpmaktadır. Başka yerde rastlanmayacak biçimde mihrabı zeminden daha aşağıda olan mabetteki bu Şii görüntüsüne rağmen belki de Sünni ve Şiilerin birlikte cuma eda ettikleri yegane yerdir. Dağıstanlılar da bunun için Derbent ile iftihar etmektedirler.
Türkiye-Dağıstan İlişkilerini Geliştirme Zamanıdır
Türkiye ile yakın ilişki kurmaya hevesli Dağıstan’ın gençlerinin rüyası da İstanbul’dur. Hemen herkes bir şekilde Türkiye’ye ve İstanbul’a gelmeyi hayal etmekte. Buna rağmen bugüne kadar bu gençlere Türkiye tarafından yeterince öğrenim imkanı sunulamamıştır. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim almış bir kaç genç Dağıstan Mahaçkale Üniversitesi’nin gözdesi olmuşlar. Kuzey Kafkasya’da yegane Türkoloji bölümü de bu üniversitede olup, burada okuyan gençler de özenli İstanbul Türkçesi konuşmaktadırlar. Nitekim Türkiye’yi temsil eden yegane kurum da burasıdır. Rusya ile kurulan yakınlık ve iş birliği ile derhal burada Türkiye’yi temsil edecek kurumlar ve mümkünse konsolosluğun hayata geçirilmesi elzemdir.
Dağıstan’da bulunduğum süre içinde genel olarak Dağıstanlıların sahip olduğu özgüveni gözlemleme imkanı buldum. Bu özgüvenin kadınlarda da aynı şekilde var olduğunu müşahede ettim. Rusya Federasyonu'nun diğer bölgelerinde Sovyetler zamanında yaşanan Ruslaştırmanın burada etkin olmadığı ve Dağıstan’ın geleneksel bir toplum olarak kaldığı her halinden belli olmaktadır. 1957’de kurulan Mahaçkale Üniversitesi 125 binden fazla mezun vererek topluma damgasını vurmuştur. Mezunların takriben yarısının kadın olması ve toplumsal hayatta yer almaları onlara ayrıca büyük bir özgüven kazandırmıştır.
Putin’in Rakibi Ayna Gamzatova
Nitekim Putin’e devlet başkanlığı seçimlerinde rakip olduğunu ilan ederek adaylığını açıklayan Gamzatova da bu kadınlardan biridir. Putin gibi güçlü bir lider karşısında özerk bölgelerden bir Müslüman kadının rakip olması ilk bakışta mizahi bir davranış gibi algılanmıştır.
Ancak Dağıstan müftüsünün eşi olan Gamzatova gerek duruşu ve gerekse yaptığı açıklamaları ile ciddiyetini çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bir Dağıstan kadınına yaraşır özgüven ve dirayetle aday olduğunu açıklarken, küçüklükten beri Rusya’nın bir ortağı ve vatandaşı olarak yetiştirildiğini ve şimdi bu hakkı kullanmak istediğini vurgulamıştır.
Kazanamayacağının bilincinde olmasına rağmen bir Rusya Müslüman kadını olarak bu hakkı kullanacağını açıklayarak, sadece Dağıstan’ın değil bütün Rusya’nın adayı olduğunu belirtmesi şimdiden pek çok kişiyi memnun etmiştir.
Kim bilir bu sefer olmasa bile gelecek dönemde Singapur’daki gibi azınlıktan olan Müslüman bir kadın Rusya’da devlet başkanı olur.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTDüzcelinin D-100 Karayolu’nda “Hız”la İmtihanı.. 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanOrtodoks solu ve merdiven altı İslamcılığı aşamazsak… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSadece orta sınıf ezilmedi, akıl ve bilim de ezildi 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇNifak ve münafık 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÖzgür Özel’in ve CHP’nin siyasi portföyü 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKürt olmak 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a uzanan iktidarın mahcup eli; Fatih Altaylı’ya inen Adaletin tahta kılıcı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBüyük ülkenin, küçük insanları… 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÇözüm için ilk adım ne zaman atılacak? 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALTers köşe... 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBoğulma nasıl anlatılır? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRDevletin “büyük bir gizlilik” içerisinde gerçekleştirdiği İmralı Ziyareti! 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİznik’e gelen Papa değil Haçlı Ordusu sanki 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP nereye? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTürkiye bilimin neresinde? 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Özgürlük Yasaları Çıkarılmalı"; Mücadele ve Sahiplenme Birlikte Yürür... 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUPapa geldi diye esas şu konuyu tartışsak ya… 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYKürt Sorununu Kavrayamayanlar Barışı da Kavrayamazlar 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2020
1.02.2019
18.03.2019
18.02.2019
4.02.2019
10.01.2019
3.02.2019
17.12.2018
22.11.2018
12.11.2018