Akif BEKİ
Dur durak dinlemiyor, nerede bir vukuat, Mustafa Yeneroğlu orada.
Pazar günü, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce ile münakaşalarına denk geldim. Muhatabını tuşa getirmiş, yerden yere çalıyordu.
Konu ne mi?
Gaziantep emniyeti, barışçıl bir gösteriye niçin müdahale ettiklerini, anayasal bir hak olan eylemi ne demeye zor kullanarak dağıttıklarını izaha soyunmuş. Bunun gayreti içine girerken ağızlardan birtakım tuhaf cümleler kaçmış. Göstericileri ‘dini istismar eden bir oluşumun sözde liderine destek’ vermeye çalışmakla suçlayan ifadeler...
Furkan Vakfı kurucusu Alpaslan Kuytul’un ‘haksız tutukluluğu’nu protesto eylemi bu.
Yeneroğlu, polisin hem eyleme müdahalesini hem de gerekçesini eleştirince İçişleri Bakan Yardımcısı çileden çıkmış. Yoksa kendisinin atanmış bir memur, onun ise AK Parti’den istifa etmiş olsa da hala seçilmiş bir milletvekili olduğunu unutmaz, laf yetiştirmenin kendisine düşmeyeceğini pekala bilirdi.
Çileden çıkınca da göz kimin dengi, hangi ayarda, kaç kırat gibi detayları görür mü!
İnce, ağzına ne gelirse saydırıyor Yeneroğlu’na. Gözünü kin ve nefret mi bürümemiş, savcılık iddianamesindeki ‘dini istismar’ ifadesini kullandı diye polise getirdiği eleştiri kifayetsiz ve çarpıtma mı değilmiş, demediğini bırakmıyor.
Fakat Yeneroğlu’nun istifini bozmadan verdiği okkalı karşılık daha da sinir bozucu. Çıldırtmak mı istemektedir, deliye döndürmenin gayreti içerisine mi girmektedir ne!
Kimin dini istismar ettiğine karar verme yetkisinin poliste, savcıda olmadığını hatırlatıyor hala. 28 Şubat günlerinin keyfi uygulamalarına benzetiyor, mahkeme hükmüne dayanmayan bu tür tespitlerle işlem yapılmasını...Gemileri yakmış olmalı, susacağı yok, öğrenemeyecek araziye uymayı.
Ne var oysa polise yardımcı olsa, madem ‘din istismarcıları’nı arıyorlar, hazır şarlatan ve hokkabaz din taciri avı başlatılmış, bir hizmeti geçse, onları nerelerde bulabileceklerini söylese, saklanmadan ortalıkta dolaşan onca hurafeci bezirgan var, Ankara’yı mesken tutmuş da cirit bile atıyorlarmış, hiç mi birine rastlamadı, bildiklerinin sıralı tam listesini verse!...
Ama nerede! Oturduğu yerden elini taşın altına koymadan eleştirmek kolay tabii, sırtında yumurta küfesi yok ki.
Ayrıca nereden bilecek kalecinin penaltı anındaki endişesini, kurulduğu tribünden çıkışıyor, oh ne ala! ‘İki koyun mu gütmüş ömrü hayatında, bir dikili ağacı mı var’, lastik top mu değmiş sanki ayağına!
Hayır, Af Örgütü’nün ‘Şikayet Edemem’ başlıklı raporundan bile bihaber daha. Bir de ona serbestmiş gibi şikayet edebileceğini sanmasın mı!
Kulağıma geliyor, Yeneroğlu’nu arayıp dostça ikaz eden AK Partili arkadaşları bile çıkıyormuş. ‘Bak biz konuşuyor muyuz, hadi sen de sus artık, konuşunca konuşmayanları zorda bırakıyorsun, bu hiç de adil ve ahlaki değil’ diye uyarıyorlar, ‘itaat et rahat et’ ilkesine davet ediyorlarmış ama nafile.
Niyaz edelim de mevla sabr-ı cemil ihsan etsin, böyleleriyle imtihan zor zira.
Netflixlik bir belgesel: Tenere
Afrikayı bisikletle dolaşan zamane gezgini Hasan Söylemez’i tanırsınız. Bu kez bir ‘umuda yolculuk’ belgeseliyle karşımızda. Adı, Tenere. Libya ile Nijer arasındaki ölümcül çölde, binbir emekle çekmiş...
Cumartesi akşamı, Zorlu PSM’de gala gösterimine gittim. Hiçliğin ortasından, hurda bir kamyonla düşe kalka iki haftada geçilen bir göç yolu ve dünyanın varlıklarından bile haberdar olmadığı kaçak göçmenler, dramları, hayat hikayeleri...
Bütün bunları, zorlu çöl yolculuklarının bilgeleştirdiği Agadezli Beşir’in ağzından anlatıyor. Şartlar gereği, mecburi bir maceraperest Beşir. Kaderine teslim olmuş bir Afrikalı.
Çaresizliği şöyle kabulleniyor: “Bu savaştaki tek silahınız, şansınızdır.” Yaver giderse sağ çıkarsınız, yaver giderse evinize geri dönersiniz. Ucu bucağı belirsiz bir mücadele bu. Talihinize kalmış, bahtınıza ne çıkarsa!
Fakat bu belgeseli şimdilik vizyonda göremeyeceksiniz, sadece uluslararası festivallerde gösterilecekmiş. Belki sonra...
Netflix’e yakışmaz mı ya da Puhu TV’ye, hatta belki Digiturk kanalı İz TV’ye...
Hasan’ı kutluyorum, umarım bu etkileyici belgesel en yakın zamanda izleyicisiyle buluşur.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025