Gökçer Tahincioğlu
Türkiye, tekerrürden ibaret bir ülkedir.
Bu ezberi bozmanın yolu ancak yeni sözler söylemek, yeni adımlar atmakla mümkün.
Alışılmadık bir hızla yürüyen, iktidarın ve PKK’nın farklı isimlerle söz ettiği çözüm sürecinin akıbeti için önümüzdeki birkaç ay kritik.
PKK’lı bir grubun silah bırakması, kimileri burun kıvırsa da hem kendi tarihi hem de Türkiye açısından kritik önemdeydi. Örgüt, ilk kez dünyanın gözü önünde silah bırakmaya hazır olduğunu ilan etti.
Hemen ardından artık yeni bir gelişme, sistematik silah bırakma gibi süreçlerin olabilmesi için Türkiye’nin adım atması gerektiğini de bildirdi.
Ankara, TBMM Komisyonu çalışmalarını hızlandırarak buna yanıt verdi.
Çalışma usulü, sayısı, nasıl kurulacağı belirgin ama çalışma alanları konusunda hâlâ netlik olmayan komisyonun ne üreteceği meçhul…
* * *
Ancak kulislerden gelen bilgiler, iktidarın bu konuda birden fazla niyet taşıdığını gösteriyor.
AKP’nin Kızılcahamam kampında, bütün gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı konuşmadaydı. Belki de kampta neler olup bittiği ilk kez bu kadar az konuşuldu. Herkes Erdoğan’ın konuşmasını merak ediyordu ve konuşma bittiği an kamp haberleri de gözden düştü.
Arada gözden kaçan haberler, gün ışığına pek çıkmamış bilgiler de var.
Milliyet’in kıdemli siyaset muhabiri Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberi onlardan biriydi:
“AK Parti kulislerinde “tarihi” konuşmayla ilgili dillendirilen en flaş beklenti ise, Erdoğan’ın demokratikleşme ve yeni anayasa adımlarının “doğal sonucu” olarak AB üyelik sürecinin başlatılmasına yönelik Avrupa’ya net bir çağrı yapması. AK Parti kurmayları, “AB’yi, Türkiye’ye yabancı sermaye akışındaki sıkıntı vb. bazı sorunları aşmak için bir anahtar olarak görüyoruz. Vizesiz dolaşımın adı bile yabancı sermayenin Türkiye’ye gelişi için bir güven ortamı inşa eder. Bugüne kadar AB ile ilgili fasılların yeniden açılamamasının en önemli sebebi Türkiye’nin demokratikleşmesi, terör, anayasa ve özgürlükler sorunlarıydı. Ama artık terör bittiyse, anayasada özgürlükler açısından önemli bir aşama kat edilirse, AB de gerçekten ‘terör’ konusunda samimiyse bu konuda bir adım atılabilir. Cumhurbaşkanımız, Avrupa’ya bir çağrı yapabilir.”
* * *
Haber “tarihi” olacağı söylenen konuşma öncesinde, kulislerdeki iddialara dayanarak yapılmış ancak sonrasında gelen bilgiler de AKP’deki çalışmaları ve haberi doğruluyor.
Gelen bilgiler, TBMM’deki komisyonun çalışmalarına başlamasına paralel olarak AKP’nin bir yandan da AB konusunda adım atmaya hazırlandığını gösteriyor.
Komisyon elbette yasa çalışması yapmayacak ancak önerileri arasında Terörle Mücadele Kanunu’nun bulunacağına kuşku yok.
Komisyon çalışmasa bile DEM Parti’nin Ankara’dan temel beklentisi, Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, özellikle şiddet eylemi olmayan ancak bu yasa nedeniyle cezaevine konulanların bırakılması.
Bu talep, tam da AB’nin Türkiye’den beklentileri ile örtüşüyor.
Tam üyelik müzakerelerinde pek çok fasılda sorun var ama temel problem AB’nin “terör tanımını değiştirin” çağrısına Ankara’nın yıllardır kayıtsız kalması.
Kayıtsız kaldığı gibi demokratikleşme, ifade özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler konusunda sürekli geriye gidilmesi…
* * *
Görünen o ki yeni yargı paketinde bu konuda adımlar atılacak.
Buna paralel olarak Erdoğan’ın da AB’ye, tam üyelik çağrısını yinelemesi bekleniyor. Bununla yetinilmeyerek yeni fasıl açılması, müzakerelerin etkin biçimde sürdürülmesi, vize serbestisi başta olmak üzere çatışmalı konuların masaya yatırılması için etkin bir diplomasi yürütülecek.
AB’nin güvenlik alanında Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu da hesaba katılırsa, Ankara, çözüm süreci nedeniyle doğacak fırsatı bu yolla kullanmayı amaçlıyor.
Ve AB’nin adım atmasının sağlanması durumunda, uzun zamandır olmayan sermaye akışının sağlanabileceği, ekonomide biraz olsun rahat nefes alınabileceği hesaplanıyor.
Ankara’nın hesabı çok.
* * *
Bütün bunlar oluyor ama AB yolu dikensiz gül bahçesi değil. AB’nin bütün garip ve tutarsız tavırlarına rağmen…
Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi AİHM kararına rağmen cezaevinde tutulanların bırakılması.
AİHM ve AYM başta olmak üzere yüksek mahkeme kararlarının uygulanması.
İfade özgürlüğünün alanının genişletilerek tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması.
Kayyım uygulamalarına son verilmesi.
OHAL’den kalan uygulamaların son bulması.
Dahası bu konuda yapısal adım atılması…
* * *
Bütün bunlar ya da bir bölümünün olması mümkün. AKP’nin asıl derdi şu anda CHP’li belediyelerle ilgili, ağır bir maliyet ödenerek de olsa yürütülen süreç.
Ancak bunlar yapıldığında bile AB’nin bir ayağı aksak, sadece görüntüde demokratik bir çözüme onay vermesi mümkün mü?
CHP lideri Özgür Özel’in sözlerine atıf yaparak soralım.
Cumhurbaşkanı “Beyaz Torosları” bir hata olarak tarihe kaydederken, bir sorgu masasında beyaz Toros bulunması, hangi demokratikleşmeyle açıklanabilir?
Hesap çok ama herkes de her şeyin farkında.
Demokratikleşme ya da adı ne konulursa, bir süreç varsa, bu herkesi etkiler ya da eksik kalır.
Aksi durumda neler olduğunu ve bunun maliyetinin ne kadar ağır olabileceğini gördük, yaşadık.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2025
28.04.2025
24.04.2025
13.04.2025
5.04.2025
29.03.2025
28.03.2025
23.03.2025
15.03.2025
6.03.2025