Tarihin en iyi belgelenen soykırımı yaşanıyor Gazze’de. Bir suç örgütü gibi hareket eden bir devlet aygıtının suçlarının tamamının olmasa bile büyük kısmının yazılı ya da görüntülü kayıtları var ortada. Ancak tarihin öyle bir zamanına denk geldi ki, bu suçları işleyenler değil, kıyımın sonlandırılması için uluslararası hukuku hesap verebilirlik yönünde çalışır kılma çabası içinde olanlar cezalandırılıyor. Bunun son örneği, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) harekete geçmesini sağlama gayreti içinde Tel Aviv’in küresel sistemle entegre “soykırım ekonomisini” deşifre eden Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese’in yaptırımlar kapsamına alınması oldu.

Evet yanlış duymadınız, bir BM İnsan Hakları Özel Raportörü, Washington yönetimi tarafından yaptırım listesine alındı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Albanese’in çabalarını “gayrimeşru ve utanç verici” olarak bulduğunu bile söyledi

Dünya işte artık böyle bir yer!

Oysa eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert bile, Haaretz gazetesinde kaleme aldığı “Yetti artık, İsrail savaş suçları işliyor” başlıklı makalesinde, Netanyahu hükümetine, “suç çetesi” demişti. Yerel “103 FM” radyosuna yaptığı açıklamalarda, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’i “terörist” olarak nitelendirmişti.

İsrail’de yine muhalefetten Demokratlar Partisi lideri ve eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan, İsrail ordusunun Gazze'de hobi için çocukları öldürdüğünü söylemişti.  Yine eski Başbakanlardan Ehud Barak, bu açıklamalara destek çıkmış, Golan'ı “cesur ve doğru biri” şeklinde tanımlamıştı.

Hal böyleyken, ABD n’aptı?

Önce ABD'nin BM Daimî Temsilciliği, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten, Francesca Albanese’in kınanmasını ve görevine son verilmesini talep etti. Sonra da yaptırım uyguladı.

Tam diplomatik dokunulmazlığa sahip bir Birleşmiş Milletler uzmanı tarihte ilk kez olarak yaptırımlara maruz kalıyor.

Neden? Soykırımın sonlandırılması yolunda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) harekete geçmesini sağlamaya çalışan BM Özel Raportörü Albanese, bu yetmediği gibi bir de,” 1967'den beri işgal altında olan Filistin topraklarındaki insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak “İşgal Ekonomisinden Soykırım Ekonomisine” başlıklı bir rapor yayınladı çünkü.

Çünkü, Albanese işgal altındaki topraklarda Filistinlilerin yerlerinden edilmesi ve yerlerine başkalarının yerleştirilmesi şeklindeki yerleşimci-sömürgeci İsrail projesini sürdüren kurumsal mekanizmaları inceledi bu raporunda.

BM İnsan Hakları Konseyi’nin 16 Haziran - 11 Temmuz 2025 tarihleri arasındaki 59’uncu oturumunda gündem maddelerinden biri olan “Filistin ve işgal altındaki diğer Arap topraklarındaki insan hakları durumu”nun görüşülmesi sırasında elde karar almaya imkan tanıyacak bir rapor olsun istenmişti çünkü.

Albanese, siyasi liderler ve hükümetlerin yükümlülüklerinden kaçındığı bir ortamda, çok sayıda kurumsal mekanizmanın İsrail'in yasadışı işgalinden, ayrılıkçı rejiminden ve son olarak da soykırım ekonomisinden bir suç ortaklığı içinde kâr sağladığını ortaya koyuyordu. 30 Haziran tarihli raporunda ayrıntılandırdığı bu suç ortaklığının, buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu dile getiriyordu.

Filistin Özel Raportörü, yöneticileri de dahil olmak üzere özel sektör hesap vermeden bu suça son vermenin mümkün olmayacağının altını çiziyordu.

Bir halkın sadece kendi kaderini tayin hakkının değil aynı zamanda varoluşunun tehlike altında olduğunu vurguluyordu.

Albanese, Uluslararası hukukun, farklı düzeylerde sorumluluk kabul eder; her biri, özellikle bir halkın kendi kaderini tayin hakkının ve varoluşunun tehlikede olduğu bu durumda, uluslararası hukukun bir tetkik ve hesap verme mecburiyetine ihtiyaç duyduğunu hatırlıyor ve şöyle diyordu: “Bu, soykırımı sona erdirmek ve buna izin veren küresel sistemi ortadan kaldırmak için gerekli bir adımdır.”

Yani?

Yani, Özel Raportör Francesca Albanese, İsrail Savurma bakanlığı sivil taşeron şirketlere, dozer operatörlerine Filistinlilerin evlerini yıkmak için para öderken, tüm dünyaya İşgal altındaki Filistin topraklarındaki durumun "kıyamete" benzediğini “İsrail’in modern tarihin en zalimane soykırımlarından birinin sorumlusu” olduğunu söyleyerek soykırım ekonomisi ile ticaretin sonlandırılması gerektiğini haykırıyor.”

Maalesef, koca uluslararası toplumda hukukun diliyle olup bitenleri haykırmaktan, yapılması gerekenleri hatırlatmaktan çekinmeyen çok az kişi var.

Ve dünya onları cezalandırmayı seçiyor!

Bütün bunlar olurken Tel Aviv Menkul Kıymetler Borsası, Ekim 2023'ten bu yana “dolar bazında yüzde 213 artış gösteriyor.” Bu artış, geçen ay 67,8 milyar dolara, toplamda ise 125,7 milyar dolara denk geliyor. Soykırım ekonomisi prim yapıyor!

Dünya iyileri cezalandırırken, kötüleri ödüllendiriyor!