Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Tarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine....
15.07.2025
302

TKP’nin tarihine yüzeysel ve bağlamindan kopuk biçimde yaklaşım, Kürt Özgürlük Hareketi’yle ilişki kuran yoldaşları “ikbal arayışı”yla suçlayan ve TBKP sürecini anlamaktan uzak bir yaklaşımdır.

Tarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine.

Son yıllarda TKP ve TBKP'ye dair tartışmalarda, özellikle TKP geleneği üzerine yapılan bazı değerlendirmelerde ciddi bir sorun göze çarpıyor: tarihsel bağlamı dışlayan, süreçleri anlamaya çalışmaktan çok kolay yargılarla geçmişi mahkûm eden bir yaklaşımın egemenliği. Bu anlayışlar, hem TKP'nin ve TBKP' nin birlik,yasallık ve yenilenme süreçlerini hem de Kürt Özgürlük Hareketi ile kurulan ilişkileri anlamakta yetersiz kalmakta; hatta çoğu zaman bu yönelimleri "ikbal arayışı" gibi mesnetsiz ithamlarla değersizleştirmektedirler.

Yasallık ve TBKP Süreci, Tarihsel Şartların Ürünü

“Komünistler neden yasallaşmayı daha önce gündeme almadı?” şeklindeki eleştiriler, genellikle 1980 öncesinin siyasal ve toplumsal koşullarını göz ardı etmektedir. 12 Eylül öncesinde, Türkiye'de devrimci mücadelenin temel kulvarı legalite değil, kitlesel hareket ve direniş hattıydı. Devletin sınırsız baskısı altında, açık siyaset neredeyse imkânsız hale gelmişti. TKP, bu dönemde örgütsel güvenliği ve devrimci kadroların varlığını korumayı öncelemişti. Bu politik tercih eleştirilebilir; ancak dönemin konjonktürünü yok sayarak yapılan eleştiriler, tarihsel materyalizmin yöntemine terstir.

1980 darbesi sonrası gelişen süreçte ise yasallık ve yenilenme ihtiyacı kaçınılmaz hale geldi. İşte TBKP girişimi bu tarihsel zorunluluğun ve yeni bir döneme geçişin somut ifadesiydi. Bu süreç, salt bir “legalite arayışı” değil, aynı zamanda Türkiye sosyalist hareketinin kendi geçmişiyle hesaplaşma ve yeni toplumsal dinamiklerle buluşma iradesiydi. Bugün bu adımı küçümseyen ya da görmezden gelenler, aslında Türkiye solunun en cesur dönüşüm deneyimlerinden birine sırt çevirmektedir.

Kürt Özgürlük Hareketiyle Kurulan İlişkilere Dair;  İkbal Değil, Dayanışma ve Yeniden Kuruluş

TKP ve TBKP kökenli kimi kadroların 1990’lardan itibaren Kürt Özgürlük Hareketiyle kurduğu bağ, kimi çevrelerce haksız biçimde “kişisel ikbal” arayışıyla açıklanmaya çalışılmakta. Oysa bu yargı hem ideolojik açıdan temelsizdir hem de mücadele deneyimini küçümseyen bir bakış açısını yansıtır.

Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle dayanışma içinde olmak, tarihsel TKP çizgisi açısından yeni bir şey değildir. Tam tersine, ulusal soruna marksist-leninist perspektifle yaklaşan TKP, 1970’lerden itibaren Kürt sorununu sınıfsal ve ulusal temelde kavrayan önemli belgeler üretmiştir. Bugün bu hareketle kurulan ilişkiyi “ikbal” üzerinden yargılayanlar, esas olarak Kürt halkının mücadelesine ve onunla kurulan devrimci ittifaklara karşı derin bir önyargıyı dile getirmektedir.

Bu tür suçlamalarla yıpratılmaya çalışılan yoldaşlar, Türkiye devrimci hareketinin yeniden kuruluşunun zorlu yollarında önemli emekler vermişlerdir. Onları hedef almak, sadece kişisel iftiracılıkla sınırlı değildir; aynı zamanda devrimci dönüşüm olanaklarına düşmanlık anlamına gelir.

Tarih Yazımı: Anmak Değil, Anlamaktır

Bugün “TKP tarihi yazılmalı” diyen anlayışların önemli bir kısmı, geçmişi bütünlüklü bir analizle değil, seçmeci bir nostaljiyle ele almakta. Kahramanlıklarla bezeli ama siyasal dersler çıkarmaktan uzak bu tarih yazımı çabaları, geçmişi bugünden bağımsızlaştırarak bir “müze politikası”na indirgemektedir. Oysa TKP’nin tarihini yazmak, yalnızca anmak değil, anlamak ve dönüştürmek demektir. Tarihi anlamak, onu kutsamak da değildir; ancak eleştiri, anlamaya çalışmadan yargılamaya dönüşürse, geleceğe ışık tutmak yerine karanlık üretir.

Yargı Değil, Yoldaşlık

TKP, TBKP' ve Sol hareketin en temel değeri yoldaşlıktır. Bugün devrimci geçmişi yargılamak kolaycılığına kaçanlar, aslında geçmişten öğrenerek bugünü kurma sorumluluğundan uzak durmaktadır. Oysa bu dönem, hesaplaşma değil, yeniden inşa ve ortaklaşma dönemidir. TKP'nin tarihsel deneyimi, yasallaşma ve yenilenme süreçleri, Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle kurulan ilişkiler, hep birlikte öğrenilecek ve yeniden üretilecek bir siyasal mirastır. Onu küçümsemek değil, geliştirmek gerekir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar