Yıldıray OĞUR
Büyük Yer Değiştirme”, Avrupa ve Amerikalı ırkçıların en popüler teorisi.
Bu teoriye göre, Batılı olmayan göçmenler Batı’ya göç ederek ve yüksek doğum oranlarıyla hızla çoğalıyor, beyaz Avrupalı nüfus düşük doğum oranlarının her geçen gün azalıyor. Yani, Avrupalı olmayan göçmenler beyaz Avrupalıların yerini alıyor.
2015 yılında milyonlarca Suriyelinin canını kurtarmak için Avrupa’ya göçü sırasında zirvesine çıkan bu teoriye daha sonra Soros da eklendi. Yahudi işadamı, Hıristiyan Avrupa’yı Müslüman göçmenlerle yok etmeye çalışmakla suçlandı.
Orban ve benzerleri seçimleri bu tezlerle kazanıyorlar.
Türkiye’de Avrupalı aşırı sağcıların hezayanları olarak bakılan fikirler, bir süredir siyasette dolaşımda.
Türkiye’ye göçlerle bir demografik saldırı olduğu, sessiz bir istila yaşandığı iddia ediliyor.
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi merkezli bu laflar, yayıldı ve yayılmaya devam ediyor.
Ama ana akım siyasete, entelektüel çevrelere sirayet etmemişti.
Dün liberal eğilimli bir sitede okuduğum yazı ırkçılığın iktidar karşıtı çevrelerde bir iktidara bir tepki olarak hızla yayıldığını ve meşrulaştığını gösterdi.
Haber 10 sitesindeki “Mayınlar Neden Söküldü? Arap Nüfusu Neden Kalıcılaştı?” başlıklı yazıyı yazan Mehmet Öğütçü’nün göz kamaştıran bir CV’si var.
Yani karşımızda taşralı komplocu, milliyetçi bir siyasetçi yok. Dünya görmüş bir beyaz yakalı üst düzey yönetici var.
Tam da bu yüzden ürkütücü.
Çünkü başlığından anlaşılacağı gibi yazıda Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların bir plan dahlinde, Suriyelilerin Türkiye’ye göç edip, Türkiye’nin Araplaştırılması ve demografinin değiştirilmesi için yapıldığını iddia ediyor.
Neresinden baksan dökülen ırkçı komplo teorileri bunlar.
Bir kere Türkiye, Suriye sınırındaki mayınları, Esad’la ilişkilerin normalleştiği 2004 yılında Ottowa anlaşması kapsamında sökmeye başladı.
İki ülke arasındaki sınırları açan, geniş/verimli tarım arazilerini temizleyen barışçıl bir adım olarak bu herkes tarafından övülmüştü.
Bunu 2011’deki Suriye iç savaşı sonrası, savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilere bağlamak, kronolojiyi tepetaklak etmek sanki Türkiye’yi Araplaştırmak, nüfus mühendisliği için bunun yapıldığını iddia etmek için bayağı öfkeli bir muhalif olmak gerek.
Peki, bunu şimdi ne vesileyle yazıyor?
Tabii Cumhurbaşkanı’nın PKK’nın silah bırakması sonrası yaptığı konuşmada söylediği “Türk-Kürt-Arap ittifakı ve AK Parti-MHP-DEM birlikte bu süreci yürüteceğiz” sözleri üzerine.
O da CHP’liler ve başkaları gibi Cumhurbaşkanı’nın içeride bir Türk-Kürt-Arap ittifakından, ümmetçilikten, millet sisteminden bahsettiğini düşünüyor olmalı.
Özgür Özel, MHP’nin Türk, DEM’in Kürt, Erdoğan’ın da Arapların temsilcisi olarak kendini gördüğünü söyleyip, bir Sünni ümmetçilik paranoyasıyla bu cümleleri karşılamıştı.
Bu paranoyanın laik kesimin tamamında belli hassasiyetleri tetiklediği anlaşılıyor.
Özellikle PKK meselesinin 50 yıl sonra çözümü, bu doğrultuda siyasette AK Parti-MHP-DEM arasında başlayan yakınlaşma, bu sorunun çözümü vesilesiyle Kürt meselesinin bütün tartışmalarının tekrar masaya gelmesi, Lozan, 1921-24 anayasaları, Şeyh Said isyanı, Cumhuriyet’in Kürt karnesi vb gibi tarihsel kırılma anlarının yeniden masaya gelmesi özellikle laik ve milliyetçi muhalefette önemli ideolojik kırılmalara neden oluyor.
Ama esas tehlikeli duygu; Kürtleri iktidar cephesine kaybetme endişesiyle ortaya çıkıyor.
Seçimlerde kritik bir önemde olan Kürt oylarının muhalefet cephesinden kopacağı, DEM’in iktidarla işbirliği yapacağına dair endişe sürecin sağ salim ilerlemesiyle büyüyor ve bir tür hayal kırıklığından kaynaklı, ihanete uğramış olma hissiyle bir öfkeye neden oluyor.
Bu öfke de DEM, PKK ve Kürtlerle ilgili laik ve milliyetçi muhalefetteki dili değiştiriyor.
Son 10 yıldır, bazen sandıkta destek vererek, birlikte iktidarı sallayarak, seçimlere ittifakla girerek oluşan dokunulmazlık zırhını Kürtler kaybediyor.
Kürtlerle ilgili korumacı refleks yerini, Kürt meselesini inkara, öfkeli analizlere, terörist lafının arttığı cümlelere bırakıyor.
Aslında daha DEM’in ve Kürtlerin çözüm süreci dışında iktidara yanaştığı yok.
Hatta Kürtlerdeki Erdoğan karşıtlığı Batı’dan hep daha yüksek oldu. Ama muhalifler çözüm süreci sorunsuz ilerledikçe ve kendileri iktidarla mücadele ederken DEM’liler iktidarla iş gördükçe öfkeleniyor ve aslında kendi gerçekleştiren kehanet meydana geliyor
“Kendini gerçekleştiren kehanet” terimini ilk ortaya atan Amerikalı sosyolog Robert Merton’muş. Merton’un orijinal tarifi şöyle; “Başlangıçta yanlış olan bir tespit, yeni bir davranışa neden olduğunda, tespiti doğru hale getirebilir.”
Yani belki DEM ve Kürtler Cumhur İttifakı’na katılmayacak, kendi üçüncü yollarını inşa edecek ama muhalifler arasında ırkçılığa ve inkarcılığa varan fikirler ve sesler büyüdükçe yani Kürtler iktidara doğru itildikçe “Kürtler bizi satıyor” kehaneti de kendini gerçekleştiren kehanetler arasına girebilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025