Akif BEKİ
İzmir Gaziemir'de bir Alevi ailenin ev duvarına ‘Defol Alevi’ yazılarak, çarpı işareti konulmuştu.
Dün 'Din Şurası' kapanışında Cumhurbaşkanı Erdoğan, ondan önce İçişleri Bakanı Soylu ile AK Parti sözcüleri Çelik ve Ünal, Alevi düşmanlığına karşı güçlü mesajlar verdi.
Mezhep ayrımcılığını reddeden, saldırıyı kendilerine yapılmış sayan, birlik ve beraberliğimize kastedildiğini söyleyen dayanışma mesajlarıydı.
İktidardan bunları duymak sevindirici ve değerli.
Çünkü polisin, kah 'sarhoşların işi', kah 'çocukların yaramazlığı' diyerek önemsizleştirmeye çalıştığından şikayetçi aile.
Hatta olayın, İzmir Valisi Erol Ayyıldız'a 'mezhepsel değil şahsi husumetten kaynaklı bir asayiş olayı' diye rapor edildiği, valilik açıklamasından anlaşıldı.
Münferit ve sıradan bir vakayı adiye olarak savsaklanmaması açısından, iktidarın gösterdiği hassasiyet önemli.
Ama daha da önemlisi, tekil görünen şerlerden genel bir hayır çıkarabilmek.
Kimse 'iki haytanın haylazlığı' diye geçiştiremez. Çünkü örneklerine ilk kez rastlanmıyor.
Ve bu saldırıyı aydınlatmak, benzerlerinin tekrarını önlemeye tek başına yetmez.
Biliyoruz ki kışkırtma ve provokasyona açık bir zemin var. Etnik ve mezhepsel nefretin üstesinden, salt polisiye tedbirlerle gelinebilir mi?
Ciddiyetsiz ele alış biçimi ve önyargılı yaklaşarak acul hüküm verdiği için eleştirelim. Fakat sadece polisin boynuna yıkılamaz bu günahın vebali.
Kişileri inanç ve tercihlerinden dolayı hedef gösteren, toplumu kin ve düşmanlığa tahrik eden nefret suçlarıyla gerçekten mücadele edeceksek...
İlk düğmeyi doğru iliklemekten başlayalım.
Siyasetin fanatizm ve holiganlığı körükleyen zehirli dilidir o ilk düğme.
Yani evvel emirde görev, nefret saldırılarını kınamakta pek mahir siyasetçilere düşüyor. Suç işlendikten sonra, yükü polisin omuzlarına atmak en kolayı.
'Hepimiz Aleviyiz' pankartları açarak kardeşlik sloganları atınca sorumluluktan sıyrılmış olmuyoruz.
O pankartın altını, o sloganın içini lafta değil fiiliyatta doldurup doldurmadığınıza bakılır.
Buyurun, basit bir samimiyet testi size. Hangi siyaset çizgisi, aşağıdaki kriterlerden kaçını karşılıyor:
Ucuz popülizme yüz veriyor musunuz?
Hamasetten uzak durabiliyor musunuz?
Üç beş oy kazanmak uğruna, ideolojik kimlikleri çatıştırarak seçmen kızıştırmaya oynuyor musunuz?
Milleti bölme, birbirine düşman etme pahasına kutuplaşmanın acı meyvelerini toplamaya çalışıyor musunuz?
Din, ırk ve bölge hassasiyetlerini istismara tevessül ediyor musunuz?
Göğsünüzü gere gere içini dolduramadıktan sonra, 'Hepimiz Aleviyiz' demek neye yarar peki?
Dümbelekler kimin için çalıyor?
Bir müzik aleti olan ‘çifte nağra’ dümbelekleri değil, zırvacı ukala dümbelekleri bunlar.
Biri, Ali Babacan’ın yıllar sonra sırf CHP’yi kurtarmak için konuştuğunu söyler...
Kılıçdaroğlu, şu gülünç ‘yalan haber’ üfürüğü yüzünden köşeye sıkışmış, işi bitti bitiyor da imdadına yetişsin diye Babacan ekrana sürülüyor, dümenden parti bile kurduruluyor ha!
Bir diğeri, “Pazartesi Arnavutluk 6.4, salı Bosna Hersek 5.4, bugün Yunanistan/Girit 6.1; bu da mı tesadüf” incileri saçar...
“Ardı ardına gelen depremler, bir harita gösteriyor”muş da...
“Adriyatik, Ege, Akdeniz.. Kuzey-Güney hattını izliyor”muş da...
“Bir sonraki deprem nerede olacak? Bir tuhaflık var. Deprem uzmanları zorlanacak gibi”ymiş de...
Ah şu dış güçler yok mu! Yine ne hinlik peşindeler?
Deprem silahıyla vuracaklar, hazırlıklar onu gösteriyor, sıra bizde, asıl hedef Türkiye, diğer depremler bize çaktırmamak için kamuflaj, tehlikeli bir cisim yaklaşıyor, uyan ülkem ha!
Vah vah vah! Bu akla ziyan yaveleri yumurtlarken ‘komik olurum’ da demiyor zırvacıbaşı. Bas bas deşifre ediyor hilekar düşmanın son sinsi planını.
Jeoloji hocaları ‘Alp-Himalaya kuşağı sallanıyor, bizim fay hatlarıyla alakası yok’ demiş, palavra. Medyaya yerleştirilmiş yerli ve milli saldırı-savar sensörlerinden daha mı iyi bilecekler tehlikenin nereden geldiğini?
Hadi bu dümbelekler kendine güldürmekten korkmuyor, iktidar propagandası aşkına ha babam gümbürdüyor da...’Az ötede dur, olmaz olsun senin gibi borazan, benim için gümbürdeme, senden medet istemez’ diyecek kimse de mi yok?
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025