Akif BEKİ
Şeytan ayrıntıda gizliymiş yine, detaycı bir arkadaşım uyarmasa benim de gözümden kaçacaktı, Diyanet'in faiz fetvasında ekonominin geleceğine dair cesur bir tahmin de yürütmüş hocalar.
Hem de ne tahmin!...
Şu satırları, arasında ve arkasında saklı varsayımlarla birlikte tekrar okuyun:
"Bir zaruret bulunmadıkça, İslam'da faiz almak da vermek de caiz değildir, kesin olarak haram kılınmıştır...Oysa TOKİ projelerinde, peşinat haricindeki tutar kamu bankaları tarafından kredilendirilmekte olup devletin bu borçlandırmadaki amacı faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşının ev sahibi olmasına yardımcı olmaktır...Bu projelerde, devletin verdiği borçtan kar etme amacı olmadığı gibi, aksine peşin verdiği paranın yıllar sonra daha düşük değerde tahsili söz konusudur. Dolayısıyla İslam'ın haksız kazanç saydığı ve şiddetle savaş açtığı faiz, bu sosyal konut projelerinde gerçekleşmemektedir...Belirtilen niyet ve amaçlar doğrultusunda bu projelerden yararlanarak ev almak caizdir, faizli işlem kapsamında değildir."
Kesin haram kılınan faiz, hangi hal ve şartlarda, nasıl caiz olabiliyormuş; şimdi bir daha üstünden geçelim mi?
Zaruret olacakmış...
Kamu bankası verecekmiş...
Paradan para kazanma yani kar amacı güdülmeyecekmiş...
Niyet ve amaç önemliymiş, sonuçta onlara bağlıymış...
Bingo! Ben de sizin gibi tam olarak bu kriterlere takıldım.
Yine sizin gibi, haram faizi bile helal yapan zaruret kriterinin, sağlık mecburiyetinden oturarak namaz kılması gerekenler için camilerde tutulan tabureler yasaklanırken niye hatırlanmadığını da merak ettim?
Garip gurebayı ev sahibi yapmak kadar inşaat piyasasının çarklarını döndürmeye de yardımcı olan, ön açan bir izin, faiz fetvası.
'Yok mu bir oluru, kolaylaştırsanız' sorusuna, 'yeter ki niyet halis, amaç düzgün olsun' şartıyla büyük kolaylık sağlanıyor, oluru gösteriliyor, faiz haramına bile istisna getiriliyor da...Zorunluluktan oturarak namaz kılacakların camiye gelme niyeti niye halis, amacı niye düzgün kabul edilmiyor? Faizle ev satan müteahhitlerde görülmeyip namaza gelenin niyetinde görülen nasıl bir bozukluk ve fesat var ki camileri kiliseye çeviriyor diye tabure izni kaldırılıyor?
Şu dahi geldi aklıma; kamu bankası, zararına kredi kullandırıyorsa orada haksız kazanç nasıl olmaz? Zararı kim karşılayacak? Açık, kimin kesesinden kapatılacak? Evi alan başkası, satan başkası ama faizi, TOKİ projesinin yanından bile geçmeyen günahsız vatandaşa ödetiliyorsa haksız kazancın daniskası sağlanmıyor mudur?
Hepsini ben de düşündüm, evet. 'Adamına, yerine göre hukuk uygulamalarından yakınırken başımıza bir de adamına, yerine göre fıkıh mı, fetva mı çıkacak' bahsi dahi geçti aklımdan.
Fakat ne yalan söyleyeyim, soğanın cücüğünü ıskalamışım.
Tam şurası: "Bu projelerde, devletin verdiği borçtan kar etme amacı olmadığı gibi, aksine peşin verdiği paranın yıllar sonra daha düşük değerde tahsili söz konusudur."
Vay vay vay!..Yani Diyanet, milli paramızın kur ve enflasyon karşısında değer kaybedeceğine, ekonominin kötü gideceğine kesin gözüyle bakıyor. Satın aldığı beklenti bu.
Din İşleri Yüksek Kurulundaki muhterem hocalar; hangi finans mütehassıslığı, hangi iktisat uzmanlığıyla bu cümleyi kurdu bilmiyorum. Belki de sezgi ve hissiyatları kuvvetlidir. Ancak, ekonomi için parlak bir gelecek öngörmedikleri açık.
Paramızın şahlandığına, ekonomimizin kanatlandığına fetva makamı da inanmıyormuş. Kırk yıl düşünseniz, faize şartlı izin veren bir fetvadan bunu çıkaracağınız aklınıza gelir miydi?
Pandispanya gazetesinde onur istifaları
Fısıltı gazetesi gibi bir deyim pandispanya gazetesi; yalan ve uydurulmuş haber yayanlara, kek kabartır gibi köpükten balon üfürenlere deniyor.
Kara propaganda aygıtına dönen bizim pandispanya gazetelerini kastetmiyorum, yalanları çıktı diye tınacak değiller. Pişkinlikte üstad-ı azamlığa yükseldi yükselecekler...
Fakat kim derdi ki propaganda görevinde bizimkilerden aşağı kalmayan İran pandispanyaları, gün gelecek ciddi sarsıntı geçirecek? Hiç bekler miydiniz?
İran devlet televizyonu IRIB’de çalışan üç kadın sunucunun görevi bıraktığı, kaç gündür yankılanıyor.
Ukrayna uçağı yanlışlıkla düşürülmüş, ardından gerçek saklanmış, halka ve dünyaya yalan söylenmiş, skandal facia acemice örtbas edilmek istenmiş ama bu bile becerilememişti. İşte bu son korkunç yalana alet edilen ve utanca boğulup zorda kalanlar tepki olarak istifa ediyor.
İranlı sunucuların onurlarını kurtarma çıkışları bizde de pek hoşa gitti, medya sitelerinde sevinçle karşılandı.
Hatta Guardian’dan rivayete göre, Kanal 2’nin ünlü yüzü Gelare Jabbari, “İnsanlarımızın öldürülmüş olduğuna inanmak benim için çok zor. Bunu geç fark ettiğim için beni bağışlayın. Ve 13 yıldır size yalan söylediğim için beni affedin” notu da düşmüş Instagram’a.
Zahra Khatami ile Saba Rad gibi iki TV kıdemlisi daha özür dileyerek geri dönmemek üzere ekrandan çekilmişler.
Kıssadan hisse; pandispanya gazetelerine güven olmaz. Kaderlerinde yazar ki ‘her pandispanya bir gün çöküşü tadacaktır.’ O gün, süper yalanların bile taşınamayacak hale geldiği, vicdan ve haysiyet eşiklerinden taşa taşa kalan son tahammülü de aştığı gündür.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025