Akif BEKİ
Dünkü gazetelerin ve konuyla ilgili yorumların birçoğuna baktığınızda da öyle. Türkiye'nin 2 şehit verdiği hava saldırısını Rusya'nın üstlendiğini çoğu manşetten anlayamazsınız.
'Rejimin talebiyle ben vurdum' dediği halde, vuran Rusya değilmiş gibi yapma eğilimi hakim.
Mümkün olsa, şartları zorlayarak saldırıdaki rollerini Ruslar adına inkara kalkışacak gayretkeşler de yok değil. Şimdilik dışında tutmakla, laf ettirmemekle, bu işe karıştırmamakla yetiniyorlar.
Nedeni anlaşılabilir aslında...
Savunma Bakanı Hulusi Akar da söyledi zaten, Rusya'yla karşıya karşıya gelmek istemiyoruz diye.
Bence de gelmeyelim, kesinlikle!
Ama gelmişiz bile...
Gelmemişiz gibi yapmak, bu saatten sonra işe yarar mı?
Bir daha gelmemek için, önceki gelişlerimizle de yüzleşmemiz gerekmez mi?
Çoktan oraya geldiğimizi saklarsak; neden, nasıl geldik soruları üzerine düşünmezsek çatışma eşiğinden kaçınabilir miyiz?
Daha da önemlisi, karşı tarafa yanlış mesaj olmaz mı? Gerçeklerden kaçıyor, kaçak güreşiyor görüntüsü, zayıf görünerek muhatabı cesaretlendirmekle sonuçlanmaz mı?
İdlib'de TSK gözlem noktalarına son saldırılardan önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortada Astana ve Soçi diye bir şey kalmadığını söylemişti.
Üstüne ilk saldırı geldi, 8 şehit...
Cumhurbaşkanı, saldırının faili olarak rejimi gösterip Rusya'yı ise göz yummakla suçlamıştı. Moskova'ya 'arkasında senin olduğunu biliyoruz' mesajıydı bu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da; Moskova'nın 'rejime laf dinletemiyoruz, söz geçiremiyoruz' gibi mazeretlerle sorumluluğu üstünden atmaya çalıştığını, 'kim inanır' diye ifşa etmişti.
'Hiç sıyrılmaya uğraşma, böyle savuşturamazsın, seni tanır senden biliriz' diye Moskova'yı işaret etmekte diretmişti o sıra Ankara.
Fakat Soçi ve Astana'ya hemen dönülmesi; 'sizi temin ederiz ki ikisine de bağlıyız' diye, neredeyse yeminle, ardı ardına ve abartılı dille bağlılık bildirimlerinde bulunulması Moskova'yı erken rahatlattı.
'İçinizi ferah tutun, bizden yana rahat olun, ortaklıktan ayrılmıyoruz, NATO'ya koşmuyoruz' teminatları vermek şart mıydı?
Yine de durdurmadı, ikinci saldırı geldi, 5 şehit daha...
Sizi; gidecek yeriniz yok, kendisine mecburmuşsunuz gibi görmesi, kaybetmekten çekinmemesi her partneri şımartır, tepenize çıkarır diye, o zaman da eleştirmiştim.
Türkiye'yi kaybetme endişesi yaşamaması için her türlü teminatı döne döne verdikten sonra, Rusya'dan ne bekliyorduk ki!
İlk saldırı üzerine, sanki öncesinde Astana masasından kalkmaya yeltenmemizle sonrasında geri oturmamız bir olmuş gibi amaçlanmayan bir izlenim bırakmak, iyi fikir değildi.
Belli ki Cumhurbaşkanı'nın "Öfkeyle kalkan zararla oturur" diyerek masadan bir hışımla neden kalkmamamız gerektiğine dair açıklamasını da yanlış anladılar.
Nasılsa Ankara'nın masadan kalkmayacağına güvenerek, üçüncü ve son saldırıyı direkt üstlenmekte hiçbir sakınca görmedi baksanıza Rusya!
Rasyonel olalım, intikam arzumuzu tatmin ve öç alma hırsıyla hareket etmeyelim, mantıki tutum alalım; elbette doğrusu bu.
Fakat sağduyunun iki tarafa da galip gelmesi için, yanlış anlaşılmamaya da dikkat etmeyelim mi? 'Ya farklı bir anlam çıkarırlarsa' kaygısı taşımayalım mı?
Rusya'nın olan biteni; sanki her seferinde ne kadar ileri gidebileceklerini test etmişiz, sınırlarını yoklamışız, cevabı alınca da geri çekilmişiz gibi okumadığından emin miyiz?
Ne patriotlardan ne S-400'lerden, ne Rusya'dan ne ABD'den, ne NATO'dan ne de Avrasya'dan vazgeçebildiğimizi bütün taraflar öğrenmiş oldu.
Yardan da serden de geçemeyen elimizi bu kadar belli etmek, caydırıcılık ve pazarlık gücü açısından iyi mi şimdi?
NATO'dan yardım, AB'den destek, ABD'den her türlü dayanışma ve patriot bataryaları istedikten sonra..."Merkel'e söylüyorum, Putin sen anla" taktiği de artık çözüldü, vardıysa bile bir etkisi kalmadı, çalışmaz daha.
Putin'e kızıp Merkel'e söylenmek, Macron'u paylamak, NATO'dan acısını çıkarmak da bir yere kadardı. O sınıra dayanıldı. Hala dayanılmamış gibi yapmanın faydası var mı?
Meclis niye hala devrede değil?
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Savunma Bakanı Akar da haklı...
Arkasına ABD ve NATO'yu alıp Rusya'yla savaşacak, savaşmayı göze alacak değil Türkiye.
Tıpkı arkasına Rusya'yı alıp ABD'ye askeri güç kullanma tehdidiyle meydan okumayı veya NATO'yla çatışmayı düşünmeyeceği gibi...
Miş gibi yapmayı bırakalım öyleyse.
Buradan çıkış; takatimizin üstünde maceracı siyasetle değil takatimizle orantılı, ayağı yere basan, gerçekçi siyasetle mümkün.
Ve İYİ Parti lideri Akşener'in çağrısına uyup süratle, bir an önce Meclis'i devreye sokmakla...
İktidarı muhalefeti bir olup Suriye'deki yeni durumla risk ve fırsatları, Gazi Meclis'te bir kapalı oturumda gecikmeden masaya yatırmalı.
Ankara'nın elini, S-400'ler ya da patriotlardan daha fazla güçlendirecek olan budur.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025