Akif BEKİ
Bu ikisinden daha ölümcül salgın ise İspanyol nezlesi. Domuz gribinin bir alt türü. Oysa İspanya'dan dünyaya yayılmadı. İlk Amerika'da görüldü.
Peki neden mi adı Ispanyol nezlesi olarak kaldı?
Çünkü ilk haber olduğu yer İspanya! Ondan önce, tarihin bilinen bu en ölümcül salgını, kırıp geçirdiği ülkelerde halktan saklandı.
"Bilgi bulaşıcıdır ama öldürmez" başlığıyla ocak 2016'da yazmıştım.
1918-1920 yılları arasında 50 ile 100 milyon arasında insanın canına mal oldu.
O kadar hızlı ve kitlesel bir yıkıma yol açtı ki, bir rivayete göre, dört yıldır süren Birinci Dünya Savaşı'nın da sonunu getirdi. Tarafların direncini kırdı, daha fazla dayanamadılar ve savaşı bitirdiler.
İlk çıktığı yer değil. En kötü vurduğu yer değil. Adını buradan alması, İspanya'nın savaşa katılmamasıyla da ilgili değil.
Adı, ilk kez İspanya'da haberlere konu olmasından geliyor.
Korkunç sırrı halktan saklamayan, gazetelerde adının açıkça yazılmasını yasaklamayan ilk ülkeydi İspanya.
Diğerleri, savaş yorgunu toplumlarında panik ve ayaklanmalara sebebiyet vermemek için gerçeği gizlediler. Dünya savaşının sürdürülmesini anlamsızlaştıracak kadar çok insan öldüren bir salgına, salgın demekten korktular.
O korku, salgının aldığı canların önüne geçmedi. Patır patır toprağa düştü yüz binler, milyonlar.
Ancak, savaş hükümetleri, bu insanların niye öldüğünü halklarından kaçırdılar. Vatandaşlarına gerçeği söylemediler.
Bilmemek, daha çok insanın hayatta kalmasını sağlamadı. Sansür uygulanan ülkelerde insanlar topluca ölmeye devam etti. Adı konmadı sadece, öldükleri bilinmesin diye başlarına mezar taşı dikmemek ya da ölüm ilanı vermemek gibi.
Salgın İstanbul'a da uğramıştı. Hatta Samsun'a çıkmadan önce Mustafa Kemal'i de yatağa düşürdüğü rivayetleri bile var.
Nazım Hikmet'in "Kuvayı Milliye Destanı"yla Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Hakka Sığındık" adlı romanında da geçer.
Nazım "914'ten 18'e yedi bitirdi bizi" dediği belalar arasında sayar grip salgınını.
Hüseyin Rahmi ise bugün de güncelliğini koruyan yanıyla alır ele: Doğru bilginin bastırıldığı yerde hurafe dolaşıma girer, sağlam haber sansürlendiğinde yalan dolandır boşluğu dolduracak olan.
Canan Karatay’a roman tavsiyesi
Koronavirüsü, Çin’den yayılan ikinci küresel salgın.
Açıklanandan daha fazla can aldığı tahmin ediliyor. Yani aynı zamanda iç yüzü ve etkileri halklardan gizlenen ikinci grip tufanı.
İlki dünya savaşını bitirmişti. Bunun ise biyolojik bir saldırı silahı olduğu ve yayıldığı ülkelere savaş açıldığına delalet ettiği komploları üretiliyor.
Buna karşılık, abartıldığı kadar olmadığını savunanlar da mevcut. Canan Karatay onlardan biri.
Çin’i çökertecek kadar tehlikeli bir silah gibi gösterenlere inat, basit bir reçete sunuyor Karatay. ‘Bol bol kelle paça çorbası için, sabah akşam lahana turşusu yiyin, hiçbir şey bulaşmaz size Allah’ın izniyle, korkmayın’ şeklinde özetlenebilecek bir reçete.
Cumhurbaşkanı’nın önlem olarak dut pekmezi, bilhassa Erzurum’dan gelenini önermesiyle de aynı bilimsel yaklaşıma dayanıyor. Amaç, bünyeyi takviye ve bağışıklığı güçlendirerek koronavirüsün sızacağı zayıf nokta bırakmamak.
Hüseyin Rahmi, 1919’da Hakka Sığındık’ı yayınladığında bilim bu kadar ilerlememişti henüz.
Gerçi, mikrobun daha keşfedilmediği veba ile nasıl mücadele edilebileceğinin bugünkü ölçüde bilinmediği kolera çağlarındaki kadar geri de değil insanlık.
Fakat Hüseyin Rahmi’den öyle anlaşılıyor ki...Üç harflilerin işi sanıp taun illetine karşı cin muskası yazdırılan, korunmak için yatsıdan önce minarelerden Ahkaf suresi okutulan devirler, İspanyol nezlesi zamanında tam aşılmamıştı daha.
Bütün dünyayı kırıp geçiren İspanyol nezlesini “İşitilmedik Bir Vaka” başlığıyla romanına taşıyor: “İspanyol nezlesi de yoksul tabakayı kasıp kavuruyor..”
Yoksulların dünyasında ölüm kol gezerken, Sultan Hamid devri zenginleri, İttihat ve Terakki düzeninde de servetlerine servet katmakla meşgul.
Şehri sarmış olan İspanyol nezlesi, tam bu sıraya rastlıyor. Abdal Veli Hazretleri adlı yarı meczup bir kişinin okuyup üflemesiyle İspanyol nezlesinin geçip gittiği söylentileri de yayılıyor peşi sıra.
Fırsatçı bir yazar da bu üfürükçü söylentilerini kullanarak punduna getirip, salgından gözü korkmuş vurgunculardan para sızdırmaya başlamasın mı! Topladıklarını fakir fukaraya dağıtan yazarın entrikaları, Hüseyin Rahmi’nin muzip kaleminden sürükleyici bir polisiye tadında akıp gidiyor.
Koronavirüs salgını giderek ciddiyet kazanırken gayet bilimsel bir yaklaşım sergileyen Canan Karatay’a belki yardımı olur. Aldatanlara karşı halkı bilinçlendirmesine katkı yapması dileğiyle.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025