Akif BEKİ
Altında; şehitleri kimin vurduğu ve Rusya'nın rolünü tartıştırmak yerine, mülteci sorununu alevlendirerek tepkileri AB'ye yönlendirme çabası arayan da oldu...
Rusya'ya kızıp AB'nin lakaytlığını cezalandırma, Rusya'yı dengelemek için Batı'yı Suriye'de harekete geçmeye zorlama ve benzeri nedenler arayan da...
Ben dahil çoğumuz, AB'ye birikmiş haklı tepkileri tetikleyen bu manevrayı zamanlaması üzerinden anlamaya, anlamlandırmaya çalıştı.
Gündem değiştirme hamlesinden tutun da...Gamsız ve rahatından ödün vermeyen AB üzerinde, yanımızda elini taşın altına sokma baskısı kurmak için o silahın sonunda çekildiğine, düzensiz göçmen akınının son çare üstlerine salındığına kadar...Her ihtimal akla geldi ama bir tanesine pek ihtimal verilmedi: Ensar-Muhacir dayanışması olarak sunulan 9 yıllık mülteci politikasından vazgeçilmiş olması ihtimali!
Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve AK Parti sözcüleri, mülteci politikasının değişmediğini, kimsenin gitmeye zorlanmayacağını, sadece gitmek isteyenlerin bundan böyle durdurulmayacağını bildirmişlerdi. Belki de ondandı.
O kadar üstünde durulmadı ki...Cumhurbaşkanı'nın 'ilanihaye bakmaya, beslemeye, barındırmaya mecbur muyuz, yok öyle şey' şeklindeki çıkışı, iktidar taraftarlarını bile hazırlıksız yakaladı.
Bunu, Ensar-Muhacir kardeşliği politikasında bir değişikliğin ilanına yormak, yeni bir politika deklarasyonu gibi almak istemedi hiçbiri.
'Ensar muhacire öyle şey der mi' şaşkınlığı dahi yaşamadı iktidar kamuoyu. Ne akıllarından geçirdiler politika değişiklini ne de kondurabildiler.
'O çıkışın muhatabı mülteciler değil, olsa olsa AB'ye karşı siyaseten söylenmiş, onları vurdumduymazlıklarıyla yüzleştirmeye dönük sözler' diye algılama eğilimi ağır bastı.
Mülteci yükünün artık takati aştığını, sıtkı sıyırdığını, Türkiye'nin bunu tek başına daha fazla taşıyamayacağını dünyaya anlatıyordu Cumhurbaşkanı, amenna.
Fakat görmekten kaçındığımız başka bir şeyi daha göstermiyor mu?
Eski duyarlılığa sadık taraftarları bile kabullenmekte zorlansa da, Ankara'nın politika değiştirme kararını da dışa vurmuyor mu?
Sebebi, yalnızca İdlib krizinden doğan yeni bir kitlesel mülteci dalgasını göğüsleme güçlüğüne indirgenebilir mi, emin misiniz?
AB'ye ders vermenin, yalnız bırakılmışlığımızı dünyanın vicdanına haykırmanın yanı sıra... Sanki iktidarın toplumsal rahatsızlık seslerini duyduğunu, mülteci karşıtlığını dikkate aldığını ve ona böyle cevap verdiğini de yansıtmıyor mu?
İstanbul’un kaybı mı ‘Ensar’lıktan vazgeçirdi?
İlk işaretleri, yerel seçim kayıpları sonrasında ortaya çıkmıştı.
Ülke genelinde apar topar bir ‘huzur operasyonu’ başlatılmış, geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin kayıtlı oldukları iller dışında dolaşmalarına izin verme esnekliğinden vermeme politikasına geçilmişti.
Daha önce şehre yığılmalarına göz yumulması, müsamahakar yaklaşılmasının İstanbul’u kaybettirdiği değerlendirmelerinden bağımsız değildi.
Varlıklarını dağınık ve gevşek tutmanın göze batmalarına, onun da sosyal huzursuzluğu tırmandırarak sandığa yansıdığına ve İstanbul’un kaybedilmesinde etkili olduğuna kanaat getirilmişti.
Mülteci memnuniyetsizliğinin iktidara siyasi bedel ödettirdiği, İstanbul’a mal olduğu analizi, ne kadar isabetliydi? Seçim yenilgisinin bağlanacağı ölçüde yaygın bir hoşnutsuzluk var mıydı, ayrı tartışma konusu.
Ancak Ensar-Muhacir kucaklaşmasının, çoğunluk nezdinde karşılık bulmadığı gibi bir sonuç çıkarıldığı muhakkak.
Cumhurbaşkanı’nın, sokaktaki ‘mülteci tepkisi’yle örtüşen yeni söylemi de, bunu teyit ediyor.
Gelişmeleri takip etmeyip eski durum üzerinden sağa sola ayar veren tambura takımına duyurulur; geride kalıyorsunuz, haberiniz olsun.
Cumhurbaşkanı’nın yeni söylemi, düne göre daha gerçekçi.
Fakat ‘mültecileri daha fazla beslememe’ söyleminin, mülteci düşmanlığını besleme tehlikesi de gözardı edilemez.
Ölümden, açlıktan kaçıp insanlığımıza sığınmış gariban mültecinin suçu ne?
AB’ye patlaması amaçlanırken sokakta mağdur Suriyelilerin başına patladığına tanık olduğumuz tepkilerin kontrolü ve yönetilmesi de iktidarın sorumluluğunda.
Olguları inkarın, gerçeklerle ve onları aksettiren aynalarla kavganın faydası yok.
İktidara da mültecilere de iyilik etmek istiyorsanız; iç düşmanlığı kaşımayı, nefret körüklemeyi, farklı düşünenlere dalaşmayı, korku salarak tartışanları susturmayı, eleştiriyi suçlaştırmayı bırakın da toplumsal realitemize uygun çözümler önerin.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025