Akif BEKİ
Katılmıyorum. Nereden gelirse gelsin muhalefetten değil, iktidar asıl kendisini savunmaya soyunan ‘dümen neferleri’nin tembel kafa işi ucuz, bayağı şirretliklerinden korksun.
Hiçbir muhalefet, kendi ayaklarına sıkan bu zilli maşalar kadar zarar veremez bir iktidara. Yüzlerine gözlerine bulaştırmadıkları, elleri değip de batırmadıkları ne kaldı!
Muhalefeti güya bastırmak için başvurdukları karalama propagandaları, muhalefete yarıyor, elleriyle parlatıyorlar.
Canlı örnekleri, Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu’dur. Onlar vurdukça Yavaş’la İmamoğlu büyümedi mi?
Mehmet Yılmaz’ın dayanağına bir bakalım. Şöyle:
“Otoriter rejimlerin, kitlesel protesto gösterilerinden korkmaları yersiz.
Yale Üniversitesi’nden Milan Svolik’in araştırmasına göre 1945 – 2002 yılları arasında iktidara gelen ve sonra iktidardan gitmek durumunda kalan 316 baskıcı liderden sadece 32’si halk ayaklanması ile devrilmiş.Yaklaşık bir oran vermek gerekirse yüzde 10 gibi bir şey.
Baskıcı liderlerin asıl korkmaları gerekenler, kendi yönetsel gruplarının içindeki hırslı tipler.
Bu baskıcı liderlerden 205’i, yani yaklaşık yüzde 70’i kendi içlerinden çıkan muhaliflerce devrilmiş.
Erdoğan’ın, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu bu kadar hafife almaması gerektiğini gösteren bir istatistik bu.
UCLA’dan Barbara Geddes’in araştırması da bunu doğruluyor. Baskıcı liderler için tehlike, kendi iktidar gruplarının içinde yatıyor aslında, sokaklarda meydanlarda değil...”
Barışçıl gösteri ve yürüyüşlere izin vermemenin, demokratik protesto hakkını kullandırmamanın, polis zoruyla dağıtıp bastırmanın yönetimlere faydası yok. Bilakis, ters teperek işleri daha da kötüleştiriyor, elhak bu kısmı doğru.
Fakat hayır, iktidarın dikkat etmesi gerekenler, AK Parti’den kopan yeni partiler değil.
Tam tersine, onlara ve diğer muhalefete karşı sözüm ona savunanların kendisini ne hale düşürdüğüne, kimler tarafından nasıl temsil edildiğine dikkat etsin iktidar.
Kendini överken kahramanlıkmış gibi nasıl yiğitçe hırsızlık yaptığını anlatan ama ele verip kendi kendini cümle aleme ne biçim rezil ettiğini dahi anlayamayacak kadar da katmerli şuursuz ‘merdi kıpti’den var mı farkları?
‘Gül cumhurbaşkanı, Davutoğlu başbakan, Babacan başbakan yardımcısıyken FETÖ kumpasları coştu, sınırımızda bir terör devletçiği projesi azdı, ancak Erdoğan ipleri eline alınca ABD’nin projeleri bir bir tökezlemeye, çökmeye başladı’ diyen ne dediğini bilmez her kimse iktidarın altını oyan da odur.
İmamoğlu’na Ekremoviç, Davutoğlu’na Davudof, Gül’e Kraliçe’nin Gül’ü, Kılıçdaroğlu’na Esad’ın Kılıcı yakıştırmalarıyla aklı sıra saldırdığını zanneden ipini koparmış devlet memurları, fütursuz Cumhurbaşkanlığı danışmanları kimse iktidarın ayağına dolanan da onların ta kendisidir.
İdlib’de Türkiye’ye şehit verdirmelerine rağmen Rusya’ya laf ettirmezken, Putin’le Esad’ın sorumluluğunu da Davutoğlu’yla Kılıçdaroğlu’na yüklemeye kalkandan gözünü ayırmasın iktidar.
Bu şartlarda hala Putin’le bile görüşmek, uzlaşmak doğruyken Kılıçdaroğlu’yla görüşmek, uzlaşma aramak neden çok yanlış ve sakıncalı? Putin hakiki dost da kendi muhalefetimiz niye kalleş düşman? İktidarı bunun sorulmayacağını sandırarak yanıltan, milleti ise bunu sormaya kışkırtmak için yapmadığı tahriki bırakmayanlara baksınlar asıl.
Ağızlarından çıkanı kulakları duymadığı gibi, ucunun nereye çıkacağını, kime dokunacağını da idrakten yoksun akıl fukaralarına avukatlık vekaletnamesi verilir mi?
Pervasızca nefret suçu işlemekten çekinmeyen bu güdük zilli maşalar, muhtemelen müthiş bir vuruş yaptıklarını düşünerek buluşlarıyla gurur da duyuyor, her seferinde yeniden ödüllendirilmeyi de bekliyorlar.
Bu kara propaganda birlikleri, bu müdafaa bölükleri, bu koruma taburları tarafından savunulmaktan daha beter ne gelebilir bir iktidarın başına?
Hırtlıklarını da alıp uzak durmaları için üste ödül verilse yeridir.
Ahmak dostu olan, akıllı düşmanı hiç dışarıda aramasın. Bir iktidarı mahvetse mahvetse çürümüş ve kokuşmuş şirretliklerinden başka silahı olmayan kıt ‘dümen neferleri’, zeka küpü abuzambaklar mahveder. Benden söylemesi!
Kavala şimdi de casus mu?
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, Alman Şansölyesi Merkel’in ricalarıyla bırakılan casusları hatırlıyor musunuz?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Brüksel’deki bir basın toplantısında açıklamıştı nasıl bırakıldıklarını.
Casusların gazeteci kılığında dolaşmalarının moda haline geldiğini belirttikten sonra, geçenlerde birini daha yakaladığımızı, öbür birilerini ise devletlerinin ricası üzerine ülkelerine saldığımızı uluorta söyleyivermişti.
Ülkesinden yetkililer arayınca, rica üzerine salıverilen casus görülmüş şey olmadığı için, o gün bugündür kimse bu suçlamayla yakalanıp hapse atılanların gerçekten casus olduğuna inandırılamıyor.
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin devamı mahiyetinde toplanıp kaos planı yaparken suçüstü basılan Büyükada casuslarını alın. İnsan hakları savunucusu kılığına girmiş birer casus oldukları kanıtlanamadı, daha ilk duruşmada salıverildiler. Yabancılar, ilk uçakla da ülkelerine avdet etmedi mi?
Ne casuslar gördük, casusluk iddianameleri ya yazılamadı, ya zorlamalarla yazıldı ama havada kaldı ve düştü suçlamalar.
Yine de bir ısrardır gidiyor. Gezi’de kalkışma yok diyen ana dava mahkemesinin kararına rağmen, Gezi kalkışmasını organizeden yargılanıp beraat etmişti Osman Kavala.
Bu kez, iddianamesi iki yılda yazılamadığı için daha önce süre aşımından tahliye edildiği 15 Temmuz darbe soruşturmasından tekrar tutuklandı.
Önceki gün de, AİHM’in tahliye kararına itirazın dolmasına bir gün kala, casusluktan tutuklama verilmesin mi!
O tutuklama kalksa bu dosyadan içeride kalacak, iddianamesinin yazılmasına iki yıl da buradan var, o zamana kim öle kim kala, bulunur yeni suçlama, Allah kerim...
‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek’le suçlanıyor.
Devlet sırlarına hangi sıfatla nasıl ulaştığı, nereden aldığı meçhul. Fakat bunları ABD’li profesör Henri Barkey’e verdiği iddia ediliyor.
Telefonları aynı baz istasyonundan kaç kez sinyal vermiş, bir kez de bir lokantada karşılaşmışlar. Telefonla ne görüştüklerine dair hiçbir kayıt, delil yok. Zaten bir kere bile konuşmadıklarını söylüyorlar.
Nasıl elde ettiği belli olmayan sırları nasıl sattığı da belli değil. Ama casusluktan tutuklu.
Üstelik ‘Kızıl Soros’ bir de. Etkili bir gazeteye makale yazarak Putin’e karşı Batı’yı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini güçlendirmeye çağıran, mülteciler konusunda Erdoğan’ı destekleyip AB’yi yeren ‘şeytan’ Soros’un içerideki karanlık adamı.
Her şey ortada, damgası çok, hesabı çetin, sunaklar da kurban istiyorken ‘hak hukuk’ diyerek nasıl çıkarsın yargı?
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025