Akif BEKİ
Partisinin kapatılmasına eylem ve söylemleriyle neden olan milletvekillerinin milletvekilliği düşüyordu.
Anayasa'nın 84. Maddesi'ndeki bu fıkra, AK Parti'nin önerdiği değişikliklerle kaldırıldı.
2010'da, 12 Eylül darbesinin yıldönümünde de halk onayından geçti.
O sıra Başbakan olarak Erdoğan, referandum zaferini "Demokrasi kazandı, darbecilik kaybetti" müjdesiyle kutlamıştı.
Partisi Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılsa dahi, sebep olan milletvekillerinin milletvekilliği düşmeyecekti.
Zaten parti kapatmalar da zorlaştırılmıştı.
Demokratik siyaset ve iktidar üstündeki yargı vesayetini kırmaktı amaç.
Yaşı yetenler bilir, 'Jüristokrasi' diye bir baş belasıyla boğuşmaktan yakınırdı siyasetçiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o zamanlar milletvekili dokunulmazlıklarının da önde gelen savunucusuydu.
CHP, kürsüyle sınırlandırılması için zorluyordu.
Erdoğan ise şiddetle karşıydı. Seçilmişlerin kaderinin atanmış hakimlerin eline teslim edilemeyeceğini söylüyordu. Antidemokratik buluyordu. Yargıya da güvenmiyordu.
19 Mart 2011'de mesela, Rusya dönüşü uçakta şunu söylemişti:
“Yasama organını yargının vicdanına terk etmiş oluruz. Bir başbakan olarak adım atsanız, bir savcı size karşı hissî baksa, hakkınızda dava açsa, bir ülkenin başbakanı o savcının elinde oyuncak olacak. Sincan Hâkimi Cumhurbaşkanı Abdullah Bey'i aldı, kendine göre dalgasını geçti. Benimle ilgili alt mahkemeler karar verdi. Aynı kişi MHP'den aday adayı. Siyaseti nasıl bunların eline teslim edeceksiniz?...”
Başka benzer çıkışları da var öncesinde. En dramatiklerinden biri 2007'deki şu tepkisi mesela:
"Dokunulmazlık bizim aklımıza geldiğinde veya popülistlikle gündeme getireceğimiz bir konu değildir...Bu siyasetçiyi, bürokratik oligarşiye mahkum etme çabasıdır. Demokrasilerin geliştiği dünyada asla seçilmişler, atanmışların elinde oyuncak haline getirilemez."
Referandumdan 10 yıl sonra evvelsi gün, üç muhalefet milletvekilinin daha milletvekillikleri düşürüldü.
CHP'den Enis Berberoğlu'yla HDP'den Leyla Güven ve Musa Farisoğulları...
Partileri kapatılsa dahi HDP milletvekilleri düşmeyecekti, bu da demokrasi zaferiydi hani!
Şimdi Perinçek, milletvekillerini düşürdük madem, partilerini de kapattıralım diyor.
Berberoğlu'nun AYM başvurusu, yani iç hukuk süreci sonuçlanmamıştı üstelik, beklenmedi bile.
HDP'lilerin ceza aldığı 'KCK' davası, FETÖ'den ihraç edilenlerce yürütülmüştü. Cumhurbaşkanı da 'kumpas davası' demişti. Dönüp bakılmadı bile.
Yargıtay'da davaları çok önce kesinleşmişti, Meclis'te siyasi zamanlamayla önceki gün işleme kondu.
Eski AK Parti, seçilmişlerin atanmışlara yedirildiğini, jüristokrasi canavarının önüne atıldıklarını söylerdi.
Yeni AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Meclis'ten hapse yollanmalarını başka bir boyuta taşıdı:
Tiviti şöyle:
"Bu süreç 26.dönemde HDP ve CHP'nin çok ağır ithamlarla 'kaldırın dokunulmazlıkları' şeklindeki talebiyle dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla başlayan bir süreçtir. Yani 'dokunulur' vekilliği icat edenler, bugün bu görüntüyü yaşayanlar."
Kaşınmasalardı yani, dokunulmalarının suçu dokunulanlarda. Günahı boyunlarına, dokunulmazlıklarını kaldırtmasaydı onlar da.
Dayak yediklerinde, lince uğradıklarında da muhalefete dendiği gibi: Kendilerini dövdürtmeseydi onlar da!
"Suçu başka yerde aramasınlar, kendilerine baksınlar, ne yaptık da hak ettik diye düşünsünler" repliği...
Bu da hukukun işlemesi, demokrasinin zaferi öyle mi?
Darbeciliğin hezimet üstüne hezimete uğratılması buysa...Tattırılan bu son ağır yenilgiye 'yaşasın!' demeye diliniz niye varmıyor?
Sokağa çıkma yapbozu
Akşam ilan edilen sokağa çıkma yasağı, sabah kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelen tepkiler üzerine kararın gözden geçirildiğini söyledi. “Vatandaşlarımızın sıkıntıya düşmesine gönlümüz razı olmadı” içtenliğiyle de duyurdu.
Tek başlı Cumhurbaşkanlığı sistemi kurmanın gerekçesi, ‘hızlı karar alma ihtiyacı’yla açıklanmıştı.
İyi tarafından bakın. ‘Hızlı karar alma’ imkanının avantajlarını yaşıyoruz. Sağladığı manevra kabiliyetiyle sıkıntıdan kurtardı mı, kurtardı.
Kararların kalitesine takılmaz, ‘kim yapıyorsa o bozuyor’ diye yapboza döndürülmesine aldırmazsanız şahane.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025