Akif BEKİ
Dün Ayasofya’dan cuma paylaşımlarında hep bir ‘kavuşma’ vurgusu vardı.
Fotoğrafının üstüne ‘asırlık özlem bitti’, ‘vuslat anı’ yazan çok...
Ne kadarı hasretiyle yanıp tutuşuyordu? Kimin aşkı gerçek, kimin göstermelik diye niyet okuyacak değilim. Kalpleri Allah bilir.
Ama ‘seversin, kavuşursan mutluluk, kavuşamazsan aşk olur’ derler.
Kavuşunca en tutkulu aşkların, kara sevdaların bile ateşi söner mi?
Neşet Ertaş da bütün bir aşk edebiyatını kavuşamamaya borçlu olduğumuza inanırdı.
‘Yazını kışa çeviren, başa kar yağdıran’ Leyla’sı olmasa, ayrılık acısıyla yanmasa yine saz çalıp söylerdi. Fakat ‘Bozkırın Tezenesi’ büyük ozan olur muydu?
Esma’sı, gönlünü kaptırıp başkasına kaçmasa Aşık Veysel yine “Benim sadık yarim kara topraktır” diye yanar durur muydu? “Güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa” isyankarlığına yine tercüman olur muydu?
Cemil Meriç, Lamia’sına her kadında onu aradığını söyler. Leyla’sını aramayan edebiyat yağsız süt gibidir zaten, tat vermez.
Sadece sevgili kaybedildiğinde ortaya çıkmıyor aşk. Hatta Leyla; gerçeğe dönüşünce, dokununca büyüsü bozulan bir hayal perisi çoğu kez.
Siyasetin Leyla’sı ise her zaman öyle.
Nedim’in, “Yok bu cihan içre aradığın dilber ey Nedim/Bir peri yüzlü görünmüş, bir hayal olmuş sana” içlenmesi boşa mı!
Aşk, fıtratımızda. Kavuşulmayacak bir hayalin peşinden koşmaya ihtiyaç duyarız.
Deniyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, akranı İmam-Hatip kuşağının gençlik hayallerini bir bir gerçekleştiriyor. Ayasofya da onlardan...
Gerçekleşenler artık hayalin, özlemlerin, içimizden atamadığımız gurbet ve ayrı düşmüşlük duygusunun konusu olamaz.
Ümit Yaşar’ın “Ben bir Ayten’dir tutturmuşum”u gibi, milyon kere tutturacağımız, adını sayıklayacağımız yeni bir ‘kızıl elma’ gerekmez mi?
Mehlika Sultan’ın aşığı yedi genci, Kafdağı’nın ardında hayal kırıklığı bekler. Onları kavuşturmaz Yahya Kemal.
Şiirlerde, şarkılarda hüsranla biter hep gönül maceraları.
Alaattin Karaca yazmıştı geçen Karar’da. Nurdan Gürbilek, “Mağdurun Dili” kitabında Cemil Meriç’e bir bölüm ayırmış. Başlığı: “Tarihte Mağlup Üslupta Galip”.
Meriç’in öfkeli, heyecanlı, bıçkın üslubunu ‘mağlubiyet psikolojisi’ne bağlıyor.
İlla gönül hezimetinden, aşk yenilgisinden olmak zorunda değil.
‘Mağrur İstanbullu ile küçümsenen, hor görülen Anadolu adamının gurur sürtüşmesi’nden de kıvılcım alabiliyor bu duygu... Sadece ezilenler, süründürülenler mi? Ezenler, süründürenler de aynı duygunun pençesinde kıvranarak geçirmiyor mu ömrünü?
Hiçbir galibiyetle telafi edilemeyen, ödeşmelerle yeri doldurulamayan, her fethi geçici oyuncak zaferlere çeviren doyumsuzluklarımızın sebebi bir mağlubiyet duygusu!
Turgut Uyar’ı haklı çıkaran, “Her şeyden biraz kalır”ın da sebebi. “Kavanozda biraz kahve, kutuda biraz ekmek, insanda biraz acı...”
Oyun havası Ankara’nın Bağları’na kadar sızan acı. “Ben sevdim eller aldı da içimde acı kaldı” dedirten...
Günün sonunda beraberlik bile hayal sanki. Metin Altıok’un ‘Kavaklar’ındaki rüzgar hangimizi yoklamıyor: “Beni hoyrat bir makasla/Eski bir fotoğraftan oydular...”
Ve bütün bir hayat, sürüldüğümüz o fotoğrafa geri dönme mücadelesiyle geçmiyor mu? Daldan dala konan arayışlarımızın altında, bir ilk mağlubiyeti telafi uğraşı yatmıyor mu?
Ahmet Haşim, adını ‘çirkin şair’e çıkaran façalı yüzünü hayalinde düzeltmeye çalışırdı. Başını, alnını şekle sokmayı, suratındaki çıbanı silmeyi denerdi. “Yine bir şeye benzemedi” diye romancı dostu Yakup Kadri’ye dert yandığı yazılır.
Her sevgilide kendimizi aramıyor muyuz aslında? Bizi en kusursuz, en güzel yansıtanı. Parçası olmayı sevdiğimiz, sığacağımız, taşmayacağımız fotoğrafı.
Kalabalıkları tutkularından yakalayıp sürükleme siyaseti de Leyla’sız yapamaz. Kitlesini, birinden öbürüne daima bir ‘masal perisi’ peşinde koşturur. Ulaşıldığında yaraları iyileştirecek, kompleksleri tatmin edecek, daha iyi ve muzaffer gösterecek ideal bir sevgili, sihirli bir ayna...
Popülizm; beğenmediğimiz yanlarımızla yüzleştirip kendimizle barıştırmak yerine aynayla kavga ettirir, ha bire temsili aynaları değiştirtir.
“Bende Mecnun’dan fazla aşıklık istidadı var” gazelini hangimiz hissetmez?
Kendimizi deli divanece inandırma, taparcasına sevme kabiliyetimizi uyandırır, hayallerimizle oynar siyaset.
Her kavuşmada çatlar, ayran gönüllü tabiatımıza çarpıp kırılır fakat ayna...
T24’te Mehmet Yılmaz’ın cumartesi yazısını okuyor olsaydınız, sonuna tıklamanız için mutlaka bir şarkı bağlantısı koyardı. Ben adını veriyorum: Sezen Aksu’dan “Ah Kavaklar”.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025