Akif BEKİ
Rahmetli Demirel, “Sadece kötü yönetimler kötü gidişattan dış güçleri sorumlu tutar” dedi mi hiç, bilmiyorum.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yönde beyanları var.
Demirel’inse şöyle sözlerini bulabilirsiniz; Mehmet Ali Bayar, anma yazısında hatırlatmıştı:
BİR: “Dış politikada öfkeye asla yer yoktur. Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle, 1967’de ülkemizi ziyaret ederken Başbakandım, kendisine sordum, ‘dış politikayı nasıl yapıyorsunuz’ diye. Bana, ‘büyük devletler dış politikalarını sokakta yapmazlar’ dedi. Çok şey ifade eden bir cümledir...”
İKİ: “Bana cesur desinler diye kahramanlığa soyunamazsınız. Zira, faturayı sonunda millet ödeyecektir. Hükümetler gelir gider ama dış politikanın bir devlet ağırlığı vardır...”
Bakın, buna benzer bir sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan da sarfetti. Fransa ve Yunanistan halklarını uyarıyordu. “Kifayetsiz ve muhteris yöneticilerinin başlarına açacağı işlerden, onlara ödeteceği bedellerden acaba haberdarlar mı” diye.
Yetenekli bir polemik ustasıydı, çenesi kuvvetliydi, baş edilmez bir siyasi demagogdu. Bütün hünerine rağmen Demirel, yine de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı fikirdeydi. Dış politikada ucuz kahramanlık şovları ve ağız dalaşlarından kaçınmaktan yanaydı. Laf yarıştırmaya gelince altta kalmayacağı halde. Çünkü bedelini halklar ödüyordu.
MACRON'LA MACRON OLUNUR MU!
Mahalle kavgası dili, mahalle kavgası dilini davet ediyor. Devletler arası ilişkileri kişiselleştirmek, kişiselleştirmeyi...
Macron, diplomatik incelik ve olgunluk açısından bir Merkel değil. Ve bu kabalaşma istidadı, onun çapını tarif eder.
Bizi bağlayansa kullandığımız diplomasi dilinin kalitesi; devlet sağduyusu ve ciddiyetiyle bağdaşıp bağdaşmadığı.
Tartışmada karşı taraf hak etti, çileden çıkardı diye küfürle mukabelenin haklılaşmaması gibi...
Mehmet Doğan, dün Karar’da sert bir Macron eleştirisi yazdı. Ama “Çakma Napolyon” basitliğine tenezzül etmeden. Aynı şeyi “Nakıs Napolyon” nitelemesiyle ifade etti.
‘Yetersiz, kifayetsiz’ demenin bin yolu var. Devlet sözcüleri bunlardan en bayağı, en harcıalem, en sokak ağzı olanını seçer mi?
İktidar medyasının yazar ve manşetleri de aynı özen ve kaygıyı taşımıyor. Dümdüz gidiyorlar, ağızlarına ne gelirse....
Dışişleri bile yazılı tepkisinde, “Oyunlarını bozduk, iç acısıyla Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyor” diyebildi. Şahsileştirebildi, şahsi duygulara indirgeyebildi meseleyi.
Resmi sözcüler, bir başka ülkenin cumhurbaşkanına “Atanamayan Napolyon” lafları sokuşturmaktan geri durmadı.
Meclis Başkanı Şentop dahi, şahane bir Fransa eleştirisi ve kriz analizine “Kimse ergenlik sorunlarını uluslararası sahaya taşımasın” cümlesini sıkıştırabildi.
Devletin “yedirirdik yedirmezdik” hamasetiyle temsil edildiği yerde...Gazeteler “Küstah dünyaya mesaj: Bizi yiyemezsiniz, size büyük lokma geliriz” başlığı atmış çok mu? “Çakma Napolyon” dedikleri için gazetecileri suçlayabilir misiniz?
Şanına yakışanı yapar herkes. Yönetimlerin dili kendilerini yansıtır, kalibrelerini gösterir ve ülkelerini bağlar.
“Başkalarının cumhurbaşkanına asgari saygıyı göstermeyen, kendilerininkine de saygı beklemesin” mesajını kim kime vermiş oldu?
Kim başlattı, kim yapınca harbilik ve dobralık, kim yapınca bitirim ergenlik?
Bu toz duman arasında o bile seçilemiyor. Şirretin şirretliğini belirginleştirmeye, iyot gibi açığa çıkarmaya yarasaydı bari.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025