Akif BEKİ
Önceki gün, Beylikdüzü’nde bir kentsel dönüşüm pojesinin imza töreni vardı.
Beylikdüzü Belediyesi ile Kiptaş arasında, 260 dairelik bir proje.
İBB Başkanı’nın hazır bulunmasını gerektirecek çapta değildi.
Yine de ısrarla izlemeye davet edilince, Başkan Beylikdüzü’ne verdiği önemi gösteriyor sanmıştım.
Fakat tam tutturamamışım, asıl önemsetmek istediği deprem tehlikesiymiş.
İmamoğlu, depreme hazırlıksızlığımızı haykırmak için orayı platform olarak kullandı.
“Feryat ediyorum” dediğinde anlaşıldı, Ankara’ya sesini duyurmakmış derdi.
Depreme hazırlığı, siyaset üstü bir yaklaşımla ele almaya çağırıyor.
“Bir bakan gelmiş, biri gitmiş. Geçer gider bunlar. Ama İstanbul’da yıkıcı bir deprem, Türkiye’nin bağımsızlık meselesidir” gibi bir söz de çıktı ağzından.
Türkiye, Albayrak depremiyle yatıp kalkarken asıl zelzeleyi unutturmama çabasında.
İmamoğlu, Albayrak kadar İstanbul depremi de konuşulsun istiyor.
İyi de, millet yakınsın diye mi İmamoğlu’nu İstanbul’a başkan seçti? Sızlanmak yerine üstüne düşen neyse gereğini neden yapmıyor, diyebilirsiniz.
O da zaten, kazın ayağının öyle olmadığını anlatmaya uğraşıyor.
İmar ve planlama yetkileri, 24 kanun ve 11 yönetmelikle 19 kurum arasında dağıtılmış. Bakanlıklardan TOKİ ve TCDD’ye kadar yetkilendirilmeyen yok.
Büyükşehir, denetimde ağır hasar tespit etse bile çürük binayı yıkamıyor. Görevi, rapor etmek. Yetki, Şehircilik Bakanlığında.
TOKİ, süper yetkileri ve bütçesine rağmen 18 yılda 950 bin konut yapabilmiş. İBB, bu yetkiler ve bütçeyle nasıl üstesinden gelecek?
Sadece 99 öncesi şartlarında inşa edilen konut sayısı, 800 bin. Hangi birine yetişecek de dönüştürecek
Bu yetki ve imkanlarla, ağır aksak işleyişle yapı denetim çalışmalarını tamamlamak dahi onlarca yıl alır.
İmamoğlu da denetimi hızlandıran bir yöntem bulmuş. Gerisi için çözüm teklifleri geliştirmiş.
Tüm tarafları buluşturan bir Deprem Konseyi kurulmasını öneriyor.
Ve yetki karmaşasının vakit kaybedilmeden giderilmesini.
Tek başlılığın faydalarını saymakla bitiremeyen iktidarın, depreme hazırlık gibi hayati bir konuda çok başlılığı ortadan kaldırmaya hemen yanaşması gerekmez mi?
Vatandaşların, binalarını dönüştürmeye özendirilmesi için yapılabilecek basit imar değişiklikleri bile belediye meclisinde engelleniyormuş. Siyasi çalım uğruna...
Hayali değil gerçek bir beka sorunu duruyor karşımızda.
Deprem önlenemez ama yıkım önlenebilir.
Davulu belediyelerin boynuna asıp tokmağı Ankara’da tutarak, sorumluluğu başkasına yıkıp yetkiyi kendinde toplayarak bu mümkün mü?
İmamoğlu’nun sesine kulak vermek için ne duruyor Ankara?
İktidar popülizmden dönüyor ama!
Adalet Bakanı Gül’ün, dün yargıya getirdiği siyasallaşma eleştirileri cesurdu.
Her biri kaya gibi...
Kimin ne dediğine bakmayın, bağımsız ve tarafsız olun; hatır, talimat, telkin tanımayın! Konjonktüre değil yasalar ve Anayasa’ya göre karar verin! Vicdanınızı dinleyin, yanıldığınız anlaşıldığında mağdurlara geri veremeyeceğiniz şeyleri onlardan almayın, insanları haksız tutuklamayın! Alt mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararına uymadığı yere yatırımcı gelir mi! Kanun önünde eşitlikle hukuk güvencesi ve öngörülebilirliğini yok ederseniz yatırımcı korkup kaçar, adaletsizlik ekonomiyi de batırır vesair...
Yargıda olmayan şeylerin bir solukta özeti değil mi?
Benzer bir çıkışı, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan da yapmıştı.
“Faizi en azından enflasyon seviyesinde tutma mecburiyeti”ni bile kabul etti.
Gerçi “Faiz, enflasyonun sebebidir” iddiasını sürdürdü. Ama enflasyonu düşürmeden faizin de indirilemediğini söylemesi, yanıldığının kabulü sayılmaz mı?
Ekonomi politikaları ve kurumlarına güven, kredibilite, şeffaflık, öngörülebilirlik kazandırmayı...İş dünyasını dinlemeyi, yabancı yatırımcılarla konuşup tekrar gelmeye iknayı...Ortamı elverişli hale getirmeyi; kolay, risksiz ve kazandıran ülke olduğumuzu dünyaya göstermeyi...Hukuk güvencesi sağlayarak Türkiye’yi ve Türk Lirasını yeniden cazip hale getirmeyi, Merkez Bankası rezervlerini de arttırmayı vaat etti.
Bunların yokluğunun itirafı da olmuyor mu?
“Doların fırlaması, liranın aşırı değersizleşmesi sandığımız gibi kötü değil. Bizim için daha bile iyi” tafralarına, iktidarın kendisi de inanmıyormuş.
“Biz her şeyi çok doğru yaptık, hiç yanlışımız yok, öcüler saldırdığı için böyle oldu” mazeretçiliği çöpe atılmış oldu.
“Acı da olsa doğru reçeteleri uygulayacağız” sözünü alın. Hamaset edebiyatı ve hayal tacirliğine dayalı popülist siyasetin artık duvara dayandığını gösteriyor. Gidecek yer kalmadı. Anlaşılmış demek.
Geç oldu ama “Ekonomimiz şahlanıyor, uçuyor”dan “Ekonomimizde sıkıntılar var” gerçekçiliğine süratle dönülüyor.
Albayrak sonrası döneme bu geçiş mesajları, dünkü Karar manşetinde, ‘makas değiştirme’ olarak yorumlanıyordu.
Albayrak Instagram istifasında, “Allah doğru yoldan ayırmasın” demişti.
Fakat Cumhurbaşkanı da değişikliklerden pek memnun. Piyasalardaki rahatlamanın “Doğru yolda olduğumuzu” gösterdiğini söyledi.
Doğru olan yapılsın da; bunlar yapılmadığında uyaran ‘kalemşörler’e, Cumhurbaşkanı varsın yine kızsın...
O arada uğradığı zarar, ziyanı sineye çekmeye millet de razıysa ne ala!
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025