Akif BEKİ
İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye gazetesinin bir yazarına, sokakta artan siyasi şiddet ve huzursuzluktan şöyle dert yandı:
"Bize güvenin diyeceğim ama pek çok kişi huzur içinde yaşamayı unuttu sanırım."
Gazeteci ve siyasileri hedef alan son saldırılardan sonra yaptı bu açıklamayı.
Rahatlatmak için öncesinde şu teminatı vermişti:
“Bir kere şunu bilmenizi istiyorum. İstihbaratımızın, polisimizin uçan kuştan haberi var. Herkesin içi rahat olsun En ufak bir hareketlilik bizim gözümüzden kaçmaz. Bize güvensinler."
Yine de bunun kimsenin içini rahatlatmaya yetmeyeceğini biliyor olmalı ki, huzuru unuttuğumuzu kabul etti.
Nedeni belli; herkesin huzura ermediği yerde hiç kimse huzur bulamaz.
İçişleri Bakanı, artık travmatik dönemleri atlatmamız gerektiğini, sükûnete ihtiyacımız olduğunu telkin ederken çok da umutlu değil.
Teskin edici birkaç sözün toplumdaki tedirginliği gidermeye, huzursuzluğu yatıştırmaya yetmeyeceğini bizzat ifade ediyor.
"Hep bir şeyler oluyormuş gibi teyakkuz ve alarm hâlinde olmanın ruh hâlimizi bozduğuna" dikkat çektiğini de not edin.
Önemli bir uyarı ama muhatabı kim?
Toplumu diken üstünde tutan paranoyaları kim kaşıyorsa...Halkı, sabah akşam kin ve düşmanlığa kim tahrik ediyorsa muhatabı o elbette.
Huzur içinde yaşamayı kim unutturdu bize? Gerilim ve kutuplaştırma siyaseti değil mi?
Milleti, parti tercihine göre milli ve gayrimilli diye bölen kimse odur huzursuzluğun sorumlusu. Kendi partisine oy vereni vatansever, vermeyeni hain ve düşman ilan eden kimse odur.
Türkiye normalleşirse kaybedeceğini düşünen, gerilimden medet uman, kavgayı körükleyen, dini ve milli semboller üzerinden çatışmayı kızıştıran, kutuplaşmanın sona ermesine izin vermeyen partizan militanlığı hangi siyaset kamçılıyor peki?
Türkiye'ye huzur yüzü göstermeyen, rahat bir nefes aldırmayan şey, kendinden olan ve olmayan ayrımcılığıyla ayrıştırıcı siyaset dilidir. Kim yapıyor bunu?
Huzuru, hiç başka yerde aramaya gerek yok. Tarife uyan söylem ve eylemlerin sahibini bulun ve durdurun, ülke unuttuğu huzura kavuşur, Bakan Soylu'nun da özlediği rahata milletçe ereriz.
Sihirli bir el değmiş gibi hem de, bıçak gibi kesilir.
Huzursuzluğun kaynağını tespit edip kurutmadan tek tek sonuçlarıyla mücadele işe yaramıyor.
Liderler neden endişelenip Karar’a geliyor?
Daha bu hafta yaşadıklarımıza bakın. Huzur ve asayişimizi teminde Bakan Soylu’ya yardımcı olmak için muhalefet seferber oldu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’yla Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, heyetleriyle Karar’ı ziyaret etti. Bu şiddet ortamında ismen hedef alınan yazar arkadaşlarımızın güvenliğinden endişe duydukları için.
Aynı sebepten İYİ Parti lideri Akşener’le Saadet lideri Karamollaoğlu ve HDP Eş Başkanı Sancar arkadaşlarımızı aradı. Basın özgürlüğüne yönelik tehdit ve gözdağlarına karşı kamuoyuna destek, dayanışma mesajları açıkladılar.
DEVA Partisi lideri Babacan ise bugün gazetemizi ziyarete geliyor.
Bu duyarlılığı göstermek, muhalefetten önce ülkenin asayişinden ve can güvenliğinden sorumlu iktidara düşmez miydi?
MHP ve AK Parti yetkilileri, en azından bu endişelerin nedenini sormak, yersiz ve gereksizse kaygıları dağıtmak için arayamaz mıydı?
Muhalefet, doğrusunun ne olduğunu, huzursuzluğun nasıl giderilebileceğini uygulamalı örnekleriyle gösterdikten sonra bile bu yönde bir tepki vermediler.
İçişleri Bakanı da huzurun nasıl bir şey olduğunu millete unutturan siyasi gerilimden yakındığına göre tam vaktidir.
İktidarı muhalefetiyle ortak şikayetimize dönüşen bu habis gerilimi, el birliğiyle gömmek için daha ne bekliyoruz!
Arkasından da şu dörtlüğü hep bir ağızdan okuruz:
“Ne kendi etti rahat/Ne aleme verdi huzur/Yıkıldı gitti (kutuplaşma) bu cihandan/Dayansın ehli kubur.”
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025