Ayhan BİLGEN
Bir başbakanın kendi ülkesinde “tek” resmi ve yaygın dili nasıl kullandığı son derece önemlidir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki Türkiye’de bir çocuğun kullandığı kelime sayısı akranları ile kıyaslandığında son derece düşüktür. Eğitim sisteminin ortaya çıkarttığı tabloyu aşabilen ve kendi çabaları ile bunun üzerinde bir seviye yakalayabilen insan sayısı son derece azdır. Kelime hazinesi zeka seviyesinin göstergesidir.
Ancak unutmamak gerekir ki düşünceleri ifade ederken tercih edilen kelimeler aynı zamanda bilinç altını da yansıtır.
Anayasa konusunu “halletme” fiili ile ele almak bir tercihi yansıtmaktadır. Sorunları çözmek ve halletmek farklı anlamlara gelir. Türkiye’nin bir anayasa sorunu olduğu gibi anayasa yapamama sorunu olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Anayasa’yı halledilecek iş gibi gören siyasetçilerin “hukuk” algısı sorgulanmaya değer bir sorundur. Hukuk-toplum, hukuk-güç, hukuk-değerler ilişkisi Türkiye siyasetçilerinin zihin dünyasında son derece çarpık bir yere sahiptir.
Mevcut hukuka itirazı olmak ve ondan kaynaklı sorunlara karşı duyarlı davranmak başka bir şeydir. İşine geldiğinde mevcut hukukun arkasına sığınıp, işine gelmediğinde hukuku yok sayan yaklaşımlar içine girmek, siyaseti ilkesiz ve tutarsız davranma sanatı haline getirmiştir.
Anayasa konusunu halledilecek bir iş olarak ele aldığınızda onu kiminle birlikte halletmek istediğinizin de özel bir anlamı olacaktır. Erdoğan son değerlendirmesinde “anayasayı BDP ile halletme” ihtimalinden söz ederken, “dağla kucaklaşmayan”, “kalleş” olmayanlar, gibi özel vurguları da çok net biçimde yapmaktadır.
Bu işin anayasayı “hallederken”, BDP’yi de “halletme” operasyonuna dönüşme ihtimali son derece yüksek gözükmektedir.
Ortada bırakın 367 rakamını bir 330 sorunu olduğu son derece açıktır. Anayasayı mevcut anayasanın bağlayıcı hükümleri doğrultusunda değiştirmeye kalkmanın “yeni anayasa yapmak” anlamına gelmeyeceğini azıcık bu işle uğraşan herkesin kabul etmesi gerekir.
Değiştirme işine gelince neyi değiştirmek istediğiniz ile kiminle değiştirmek istediğiniz son derece ilişkilidir. Hoş Türkiye siyasetinde bu denklem ve ilişki genellikle tersine kurulur. Toplum devlet çelişkisinin beslendiği bu çarpık ilişkinin anayasa sürecinde de önümüze çıkması kimseyi şaşırtmamalıdır.
Ben şimdilik “BDP ile hallederim” cümlesinin iki kesime verilmiş farklı mesajlar olduğunu düşünüyorum.
Bir taraftan Kürt siyasetini beklenti içinde tutmak ve hatta bu vesile ile silahlı çatışma sürecine anayasa gündemi ile müdahil olmak, ama diğer yandan diğer partileri yada partilileri BDP ile korkutup iktidar ile işbirliğine zorlamak. Başkanlık konusundaki ısrarının dozuna göre kendi partisinden verebileceği fire ölçüsünde dışarıdan desteğe ihtiyaç var. Bu işi en karlı biçimde yapmanın yolu, resmen hiçbir parti ile ittifak yapmadan bireysel destekler ile “halletmek”. Mart ayının sonuna kadar verilen süre dahil, başından beri en gerçekçi plan ve nihai olarak zorlanacak alternatif bu yöntemin tercihine dayanmaktadır. Hedef başkanlık olduğunda 367 rakamını bulacak işbirliği imkansızlaşır. Hedef 330 olduğunda ise referandumda kurgulanacak kamplaşma dili, meclis içindeki işbirliğinden etkilenecektir.
Herkesin mesajı aldığını düşünüyorum. Ortada siyaseten mesaj verme ve oyun kurma yeteneği sergileyen tek aktör Erdoğan. Onun, oyun kurmalarından korktuğu aktörler ise resmi siyasi muhatapları değil. O anayasayı “halletmeye” çalışırken birileri O’nu “halletmenin” sinyallerini veriyor.
Osmanlıdan buyana anayasa sorununu “halledemedik” ama birbirimizi “halletme” konusunda gayet deneyimliyiz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bilgen ve Özanli, “aldığımız mazbatalar Kars halkınındır”
17.06.2015 - DURUM CİDDİ FARKINDAMIYIZ ?
7.04.2015 - MUHALEFETİN GÜCÜ VE FARKINDALIK
5.04.2015 - KUTLU DOĞUM VE BİRLİKTE YENİ YAŞAM
31.03.2015 - KATIRLAR DA AĞLAR
29.03.2015 - ERDOĞAN VE SEÇİM SAVAŞI
24.03.2015 - HALİFE EFENDİMİZ ALDATILMIŞ HÜKÜMSÜZDÜR
22.03.2015 - SİLAH BIRAKTIRMA LAFLA OLUR MU ?
16.03.2015 - BEN ADAY OLMAZSAM KİM OLMALI ?
15.03.2015 - SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEZ
8.03.2015
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Yeni Safak bu kadar acik fikirli ve durust bir gazete ise neden sizin yazilariniza yazdigim yorumlar hic yayimlanmadi? Herseyi oldugundan baska turlu gosterme cabaniz hem onurlu bir davranis degil, hem de okurlariniza beyin ozurlu muamelesi yaptiginiz icin hakaret olarak algilanabilir. Yeni Safak nedir, ne degildir bilmeyen varsa, bu yazinizi okuyup aldanabilir. Ama kac kisidir bunlar?