Ayhan BİLGEN
Başbakan Erdoğan, ABD tarafından başlatılacak, Suriye’ye yönelik bir harekatıTürkiye’nin destekleyeceğini çok net biçimde ifade etti. Hatta bunu başından beri ifade ettiklerini de vurgulayarak. Irak’a yapılan askeri müdahale konusunda Türkiye’nin pozisyonunu pişmanlık ve keşke duyguları ile sorgulayan bir tutum ile karşı karşıyayız.
ABD ile Rusya arasında bir uzlaşma söz konusu olmadıkça, Suriye’ye yönelik doğrudan askeri müdahale adımının atılması kolay gözükmüyor. Uluslar arası ilişkilerde de, iç politika zemininde de siyasal iradenin askeri çözüm arayışlarına yönelmesi , güç dengeleri ekseninde tartışılmalıdır. Bedelini öncelikle ve en ağır biçimde, yönetilenlerin, cepheye sürülenlerin ödeyeceği savaşlar karşısında duracak bir siyasal akıl ve vicdan, ancak insanlığın karşı duruşu ile gelişebilir.
Gelişen savaş teknolojilerine rağmen, sadece hava operasyonları ile iktidar değişikliğinin kolay olmadığını biliyoruz. Özellikle coğrafyanın uygunluğu ölçüsünde sivilleri ve şehirleri de yok ederek savaş kazanmanın mümkün olabileceğini söyleyebiliriz. Suriye bu yönü ile diz çöktürülebilir, teslim alınabilir bir ülke gibi gözükmekle beraber, savaşın sadece Suriye topraklarında kalmayacağını dikkate aldığınızda ciddi çekinceler ön plana çıkar.
Mutlak bir karşılaştırma doğru olmasa bile, Türkiye’nin Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözme çabaları da benzer riskler taşımaktadır. Kürtlerin avantajı ise bölgesel dengelerden çok, coğrafyaya dayanmaktadır.
Her ikisinde de askeri çözüm dışında bir siyasal uygulamanın zorlanması, toplumsal örgütlülükle ilgilidir. Savaş karşıtı bir toplumsal irade inşasının imkanlarını değerlendirmek, siyaset üzerinde belirleyici, caydırıcı işlev görecek toplumsal baskı potansiyelini ele almak gerekir.
Türkiye toplumunun siyasal karar süreçlerinde ciddiye alınmaya değer bir muhatap pozisyonuna kavuşması, en kritik sorundur.
Bu konumun elde edilmesi, hiç olmazsa buna uygun bir ortamın tesis edilmesi, iktidar ehlinin himmeti ile gerçekleşmeyeceğine göre, hedefe yönelik çalışmaların yürütülmesi gerekir.
Toplumun siyasette özne haline gelebilmesi , şeklen kolay gözükse de, uygulamada son derece ciddi zorlukların olduğunu kabul etmeliyiz. Toplumu nesneleştiren yönetim alışkanlıkları son derece yaygın ve güçlü olduğu gibi, çıkarlarını bunun üzerine kurgulayan siyaset eşrafı , gayet tabi bu arayışlara karşı direnecektir.
Toplumların hak ettikleri gibi yönetilmeleri aslında yönetilen konumundan çıkıp yöneten olabilmeleri ile ilişkilidir. Karar süreçlerine müdahil olma, kendi geleceğine dair kararları alabilme yeteneği sergilenmedikçe bir “hak etme” durumundan söz etmek güçtür.
Toplumların neyi hak edip etmedikleri tartışmasını şimdilik bir kenara bırakalım ve insan olmaktan kaynaklanan hakların hayata taşınmasını ele almaya çalışalım. Özgürce düşünme, düşündüklerini korkmadan ifade etme, inandığı gibi yaşayabilme iradesi sergileme olanağından mahrum bırakılan toplumlar, resmen değilse bile fiilen esaret altındadır.
Bir biçimde esir alınmış ve eğitim sistemi ile ekonomik kuşatmalarla, buna karşı durması engellenen toplumların tercihleri de, özgür bir irade beyanına dayanmayacaktır.Örgütlü ve ahlaki-politik toplum vasfından uzak bireylerden oluşan toplulukların sandığa gidebilmesi, seçme hakkını kullanabiliyor gözükmesi, büyük oranda göz boyama işlevi görür.
Böyle bir atmosferin egemen olduğu ülkelerde siyaset , hem bir çaresizlikten çıkış aracıdır hem de toplumun kendine gelme mekanizması. Toplumsal alternatifler inşası, elbette bu açıdan bir siyasal düşünce üretebilmeyi gerektirir. Bu düşünsel üretim ölçeğinde, toplumsallaşma ve siyasal farkında olma hali güçlenecektir.
Siyaset yapma araç ve olanaklarının gittikçe zenginleştiği bir dünyada, siyasete biçilen rolü, toplumu şekillendirme biçiminde tarif etmekte ısrar etmeninin, kabul edilebilir bir tarafı olamaz. Bazen yeni araçlar yeni bir kültürü ve yeni çözüm yöntemlerini beraberinde getirir.
Sözün içeriğini yenilemenin her şeyden önde tutulması gerektiği çok açıktır. Bazen eskimeyen araçların yeni söz üretmeye katkısı ihmal edilir.
Yayıncılık, bu eskimeyen araçlardan birisidir. Süreli yayınlar, düşünce ortamının dinamizmini geliştiren en önemli kolaylaştırıcılardandır. Toplumsal Alternatif, bu amaçla yola koyulan mütevazi girişimlerden birisi. Yayın hayatına henüz başlayan Toplumsal Alternatif’in ilk sayısı, dergi bayilerinde, sadece okuyucuları ile değil ilgilileri, gerçek sahipleri ile buluşmayı bekliyor.
Not: Babamın vefatı dolayısı ile başsağlığı mesajlarını ileten herkese teşekkür ediyorum.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015