Ayhan BİLGEN
Siyasetin sandıktan ibaret olup olmadığına yönelik tartışma, Türk siyasetine, Kürt siyasetinden çok daha geç girmiştir. Türk kamuoyunda, yetmişli yıllar ve öncesini hatırlamayan kuşaklar açısından, toplumsal mücadelenin siyasal özne inşasına etkisine yönelik deneyimler son derece zayıftır.
Taksim Gezi Parkı eylemleri ile başlayan toplumsal gösteriler, özgüven ve siyasete müdahale açısından yeni bir psikolojik alt yapı oluşturacaktır. Siyasetin edilgen ve pasif nesnesi olmaktan çıkmak, ideolojik kimliğinizden bağımsız olarak değerli bir durumdur. Beyaz Türk, milliyetçi vs tanımlamalarla toptan mahkum etmek yerine hangi nedenle ve nasıl bir cesaretle sokağa çıktıklarını anlamaya çalışmamız gereken bir muhatap var karşımızda. Gösterileri sahiplenmeye çalışan kimi örgütlü yapılar, Kürt sorununda barışçı çözüm karşıtı yerde konumlanmış olsalar bile, ben Türklerin sokağa çıkması ve devletle yüzleşmesinin, gerçek, kalıcı ve toplumsal barış açısından önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Neden iktidarla barış için görüşüyorsunuz demek Türkler açısından ne kadar anlamsızsa, barışın tek muhatabı olarak iktidarı görmekte, Kürtler açısından o kadar sağlıksız bir yaklaşımdır. Türk kamuoyunun on yıllardır Kürtlerin acı ve öfkelerinden habersiz, sessiz ve tepkisiz pozisyon almaları bugün de Kürtlerin aynı tavrı sergilemelerini meşrulaştırmaz. Gerilimi Türklerin iç kavgası biçiminde tarif etmeye kalkmak, iktidar pastasına ortak olmak isteyen dinamikler açısından doğru olsa bile sokakta gaza maruz kalmayı göze almış insanlar için büyük bir haksızlıktır. Eski devletle yeni iktidarın henüz bitmeyen kavgası, yada yeni iktidar unsurlarının geleceğe yönelik hesaplaşması elbette dikkate alınmalıdır. Ancak konunun toplumsal boyutunu göz ardı eden analizler, iktidarcı siyaset algısının zihinlerimizde ne denli yerleşmiş olduğunu da göstermektedir.
Kürt siyasetinde bir rol algısı ve iletişim sorunu olduğu zaman zaman kendini hissettirmektedir. KCK yöneticileri ve Öcalan’ın yapması gereken siyaseti, milletvekilleri yada belediye başkanlarının yapmaya kalkması iki nedenle sıkıntılıdır. Birincisi, silahlı çatışma ortamından siyasal mücadele ortamına geçişin olmazsa olmazları vardır. Devlete, iktidara yönelik daha yapıcı dil kullanmak, CHP’ye yönelik eleştiriler yapmak, zamanla legal siyasal zeminin özneleri olması beklenen Öcalan ve KCK yöneticileri için anlamlı ve belki zorunludur. Ancak aynı pozisyonu BDP yöneticileri , milletvekilleri ve belediye başkanlarının üstlenmeye kalkması, büyük tıkanmaları doğuracak yanlışlardır. Aksine bugünün legal siyaset aktörlerinin hükümete prim veren ve eleştiri oklarını CHP yada MHP’ye yöneltmeyi tercih eden sözler sarf etmesi , çözümü kolaylaştırmayacağı gibi toplumsal siyasetin önünün açılmasına da hizmet etmeyecektir. BDP’liler en azından medyanın bu yöndeki mesajları cımbızlayarak öne çıkaracağının dikkati içinde konuşulmalıdır.
Bugün itibarı ile siyaset yapıcı Kürt muhalefet dinamiklerinin dikkate alması gereken birkaç başlığın altını çizerek yazımızı bitirelim.
Suriye konusunda Türkiye siyaseti kapana sıkışmıştır. Kürt sorununun çözümünde adım atma sırası kendinde olduğu için henüz bu cesareti toplayamayan Başbakan toplumsal baskı mecbur etmezse, masayı dağıtmanın yolunu arayabilir. Anayasa konusunda iktidar partisi içindeki fire miktarı , 330 rakamının BDP ile bile tamamlanamayacağı ihtimalini güçlendirmiştir.
Türklerin öfkesini söndürmenin iki yolu gözükmektedir. Onların önüne bir iç yada dış düşman koymak ki , Kürtler ve Esed bu pozisyona taşınmak istenebilir. İkincisi ise bir baskın seçim tarihi belirleyerek cumhurbaşkanlığı planlarına çomak sokacak iktidar içi dinamikleri erken tasfiye etmek. Sizce Erdoğan, iktidarını sürdürmek için tercihi daha az riskli görüyor ? İşi zamana yayarak yönetmenin mümkün olup olmaması ise muhalefetin takınacağı tavra sergileyeceği performansa bağlıdır.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015