Ayhan BİLGEN
İktidarların kendilerini sürdürme hatta daha güçlü kılmayı her şeyin üstünde görme eğilimi anlaşılabilir bir tercihtir. Demokratikleşme iddialarının bu uğurda araçsallaştırılması da aşina olduğumuz bir siyaset oyunudur.
Seçim sistemleri bu oyunda en sık başvurulan araçlardandır. Yüzde onluk baraja dokunmayıp 12 Eylül siyasal düzeni ile hesaplaşma iddiası inandırıcılık imkanını baştan kaybetmektedir. Buna rağmen daraltılmış bölge sistemine yönelik uzun bir süreden beri sürdürülen araştırmalar da tümüyle kime ne getirip hangi partiden ne kadar milletvekili götüreceği üzerinedir.
Dar bölgenin anlamı, seçmenin seçtikleri ile kolay ilişki kurabilmesidir. Türkiye'de vatandaşların siyaset karşısındaki edilgen pozisyonunun sebebi sadece bir seçim bölgesinde çok sayıda milletvekili seçilmesi değildir. Elbette bu da önemli bir sorundur ve bu sorunu giderecek adımlar atılmalıdır.Ancak siyasal sistemlerde bütüncül düzenlemelerle değişim planlaması içine girmediğinizde atılan adımların doğuracağı sonuçlar farklı gelişmelere hizmet eder.
Bugünkü siyasal düzen içinde daraltılmış bölgenin doğuracağı iki önemli sonuçtan söz edebiliriz. Bunlardan birincisi her bölgede iki partinin yarışması ve diğerlerinin devre dışı kalmasıdır. Bağımsız adayların bu tabloda hangi pozisyona düşeceğine dair elimizde henüz somut veri bulunmamaktadır. Bu konuyu özellikle yurtdışında kurulacak sandıklardan bağımsızlara oy kullanma imkanının engellenmesi ile birlikte ele almak gerekir.
İktidar partisi kimi şehirlerde CHP, kimisinde MHP, kimisinde ise Kürt siyaseti ile yarışacaksa, her bölgede peşinen yarış dışı kalan oyların kerhen nereye yöneleceği yada sandıkta fiilen hangi partinin hanesine yazılacağı son derece önemlidir. Bu tablo Türkiye siyasetindeki kamplaşmanın daha da derinleşmesi anlamına gelir.
Buna bağlı ikinci sonuç ise, fiilen başkanlık rejimine yönelmedir. Adını koyarak ve bir bütün olarak başkanlığa yönelik adımlar atamayan Türkiye'nin, cumhurbaşkanını halkın seçmesinin ardından şimdi de iki partili sisteme doğru seçim pratiğini değiştirmesi oldukça önemlidir.
Hakları güvence altına alacak olan, toplumsal iradenin siyasi iradeyi şekillendirebilme potansiyelidir. Türkiye siyasetinde haklarla ilgili atılan küçük adımların gerçek bir demokratikleşmeye hizmet etmesinin yolu iktidarı sınırlandıracak ve toplumsal muhalefeti etkinleştirecek düzenlemelerden geçmektedir.
Güçler ayrılığının işlevsel olmadığı, medya ve ifade özgürlüğünün keyfi biçimde kısıtlandığı, toplumsal dinamiklerin baskı altında tutulup örgütlenme olanaklarının daraltıldığı rejimlerde Alevilere, Kürtlere yada dindarlara tanınacak hakların gerçekte dikkate alınmaya değer bir anlamı yoktur.
Bu nedenle ekim ayında gündeme alınacağı söylenen paketin, kangrenleşmiş sorunların çözümüne değil demokrasi oyununun, çok daha centilmenlik dışı tasfiye operasyonlarına zemin oluşturacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Demokrasi hakların tanımlanmasından çok bunların kullanılmasının garanti altına alınacağı mekanizmaların güvence altına alınmasıdır. Raf ömrünüzü uzatmak için bu oyunu oynamakta ısrar ettiğinizde rafta devrilir ürünlerde heder olur.
Halkını ve toplumsal muhalefetini ayak oyunları ile kontrol altında tutma çabalarının, beklenti yönetmeye dayalı siyaset alışkanlıklarının faturası ağırdır. Hele askeri olarak NATO'ya enerji açısından Rusya'ya bağımlı hale gelmişseniz, halkınız, toplumsal muhalefetiniz hatta komşularınızla doğru düzgün ilişki kurmayı öğrenmek ve kabullenmekten başka çareniz olamaz. Pinpon topuna dönmekten kurtulmanın yolu, kendini büyük devlet sanmaktan değil demokrasinin asgari zorunluluklarını yerine getirmekten geçer.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015