Ayhan BİLGEN
Bu iki ifadeye hayatın her alanında sıkça rastlayabilirsiniz. Tıpkı her işi yokuşa süren ve “nasıl olmaz” üzerine kafa yoranlar gibi, her işi kolayca halledebileceğini düşünenler de kendi dünyalarında yaşarlar. Ortada basbayağı ciddi bir sorun varken bile, durumu hafife alanlar, dünü kendi pencerelerinden toz pembe okuyup, yarına dair hayata geçmesi imkansız hayalleri ile mutlu olabilirler.
Türkiye siyasetinde ekonomik durum, demokratikleşme beklentisi ve dış politika, “sorun yok, hallederiz abi” lobisi tarafından kontrol altında. Eski deyimle asayiş berkemal. Döviz aldı başını gidiyor ama önemli değil. Dövizin yükselmesi mutlaka kötü bir vaziyet olduğu anlamına gelmez.
Bayramdan sonra ele alınıp kamuoyuna açıklanacak demokratikleşme paketinden bir haber yok.O da önemli değil, bir icabına bakarız.
Dış politikada ciddi bir çıkmazdayız ve gelinen yol ayrımında acilen yapılacak tercihlerin her birinin ayrı sonuçları olacaktır. Tercih yapıyor gibi gözükür, sonra duruma vaziyet ederiz.
Siyasette ruh sağlığınızı yitirmiş olmanız mutlaka çılgınlık yapacağınız anlamına gelmez. Bazen her şey dilinizde başlar dilinizde biter. 2014 yılında yapılacak yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri, iç politikada net tercihler yapmayı dayatıyor ama ne yapılacağına karar vermek için son ana kadar herkesin kartlarını açması ve güçler dengesinin nerede şekilleneceğinin görülmesi gerekiyor.
Suriye gerilimi dolayısı ile içerde atılması gereken adımlarda çamura yatmak elbette daha kolay ve inandırıcı olacak.
Savaş dolayısı ile ekonomi kötüye gidiyor ve bu olağanüstü şartlarda demokratikleşme mi olur ? Krizi fırsata çevirmekten Türkiye siyasetçilerinin anladığı böyle bir şey. “Acının acıyı keseceği” beklentisi, ana strateji haline gelebilir. Bu durum çok yoğun hazırlık yapıyor gözüküp hiçbir şey yapmamanın perdelenmesi açısından en uygun ortamdır.
Suriye’ye müdahale etme niyeti beyan edildiğinde verilen tepkilerin, blöf olmadığını kabul edenler çoğunlukta. İsrail’e yönelik karşı saldırı ihtimalinin, bırakın işi kontrollü ve noktasal saldırı düzeyinde tutmayı, bütün Ortadoğu’yu kaosa sürükleme ihtimali hiç de zayıf değil. Hava operasyonuna karşı açık tavır koyan ülkelerden Irak merkezi yönetimi bile, böyle bir ihtimal karşısında içerde özellikle silahlı selefi gruplara karşı büyük bir hazırlık içerisinde. Muhtemelen operasyona umut bağlayan Türkiye’de de benzer bir hamleyi Kürt silahlı güçlerine karşı yapmak için fırsat kollayanlar var.
1 Eylül’e bu sene içerde de dışarıda da son derece gergin bir atmosferi soluyarak giriyoruz. Eylül ayı içinde, bir yandan Gezi benzeri gençlik eylemlerine, diğer yandan Kürtlerin çözüme yönelik taleplerini gündemleştirmek için kitlesel olarak sokağa çıkışlarına şahit olacağız.
Türkiye Cumhuriyeti ve mirasçısı olduğu devletlerin geleneklerinde büyük reformlar ya kendini çok güçlü hissettiği dönemlerde yapılır yada çaresizlik içinde sıkıştığında.
‘Sorun yok, hallederiz’ lobisinin aşılması ve ülke çıkarlarının kişi yada parti çıkarlarının üzerinde tutularak hareket edilmesi için demokratikleşme yönünde toplumsal baskıların yoğunlaşması gerekir. İktidarın isteksizliği ve ayak sürümesi ile eski devlete özlem arasında sıkışma pozisyonundan çıkışın yolu, toplumsal muhalefetin etkin ve doğru duruşundan geçmektedir.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015