Ayhan BİLGEN
Her toplumsal siyaset girişimi risklerle karşılaşır. Risk hayatın, doğanın bir parçasıdır. Çıkar çatışmasının olduğu bir dünyada tarafların beklentilerinden, oyunlarından kaynaklı riskler de olacaktır.
Çatı partisi girişimi, demokratik birlik hareketi ve nihayet HDK bir ihtiyaca dayanıyorsa anlamlıdır. Elbette ihtiyaç var olmak için tek başına yetmez ama ihtiyacı doğru ve kapsamlı tarif etmek, projenin bütünlüğü açısından zorunludur.
İhtiyaç başlığı altında ele alınması gereken birkaç noktayı sıralayalım. Türkiye siyasetinde toplumsal beklentileri siyasal zeminde örgütleyecek bir özne ihtiyacı, kendini uzun süreden beri dayatmaktadır. Bu muhalefetin, Kürt-Türk kırılması yada Alevi-Sünni gerilimini aşan bir özgürlük ekseni üzerine oturması gerektiği açıktır. Bu açıdan eski statüko ile yeni iktidarın sunduklarına razı olmak arasına sıkışmayan bir üçüncü inisiyatifin gelişmesi gerekmektedir.
Kürt sorunu, diğer sorunlardan farklı potansiyel taşımaktadır.Çatışmanın boyutları bile önemli bir ayırt edici özelliktir.
Kürtlerin en temel hak taleplerinin bile daha geniş bir cephe içinde ifade edilmesi önemlidir. Türk kamuoyunu ikna, Kürtlerin tek başlarına taşıyabilecekleri bir yük olamaz, olmamalıdır. 'Türkleri ikna etmek zorunda değiliz' yaklaşımı düşünsel hatta ahlaki açıdan doğru olsa bile pratik siyasette gerçekçi değildir. Asıl üzerinde yoğunlaşma gerektiren soru, bu ikna görevinin kimler tarafında nasıl yapılabileceğidir.
Salt siyasi kaygılarla hareket eden ve bu açıdan oy hesabı yapan bir sağ söylemle bunu gerçekleştirmek zordur. Elbette muhafazakar çoğunluğun hassasiyetlerini gözeten ama gerçeği topluma taşıma konusunda daha cesur hareket eden bir tarzın geliştirilmesi gerekir.
Belki bu nokta HDK açısından en önemli risk alanlarından birisini oluşturmaktadır. Sadece solda birlik tartışmalarına odaklanmış arayışların bu açıdan yetersizliği yanında, sol açısından da bir yenilenme aracı olmayı sağlamadığı defalarca denenerek görülmüştür. Değişim öteki ile kurulan ilişki üzerinden gelişir. Bütün toplumsal dinamiklerin birbirinden öğreneceği şeyler vardır. En azından sağlıklı ve doğrudan tanışma platformları kurulmadan, bir kesimin diğerlerine bahşedeceği özgürlükler üzerinden Türkiye demokratikleşmesinin gerçekleşmediği bilinmektedir.
Türkiye siyasetinde iktidarın karakterinde değişen ve değişmeyen boyutlar olduğu gibi muhalefet dinamiklerinin alışkanlıklarında da benzer bir tablo söz konusudur. Eski alışkanlıkları terk etmek kolay değildir. Fedakarlığı, toplumsal kaygılarla siyaset yapma erdemini korumak geliştirmek ama kendi kendine yetiyor olduğunu sanma hastalığından kurtulmak gerekir. Bu açıdan itirazı olan herkesin bir birine ihtiyacı olduğu anlayışından yola çıkmak gerekir. Kimsenin diğeri üzerinde tahakküm kurmadığı dolayısı ile kimsenin kendini vitrinlik misafir gibi görmediği bir ortam ancak bu atmosfer içinde geliştirilebilir.
İslami çevreler Kürt sorununda zihin dünyalarındaki bagajları aşamadıkları için geç kalmış ve bu açıdan kötü bir sınav vermişlerdir. Bunu telafi edebilmek için tarihi bir fırsat doğmuştur. Bu fırsat başta Alevilerle ilgili ayrımcılık olmak üzere genel hak ve özgürlük sorunlarında tutarlı ve ahlaki bir pozisyon alarak değerlendirilebilir. Söz konusu olan kişisel kazanımlara dayalı fırsatçılık değil toplumsal kamplaşmaları en aza indirecek bir vicdani fırsattır.
Bu boyutu ile HDP'nin oynayabileceği önemli bir rol olması gerektiği gibi belki daha geniş birlikteliklerin de geçişken alanlar inşasını kolaylaştıracağını bilmek gerekir. HDP içinde temsil edilmeyen grupları da kapsayacak buluşmalar için seçim bir fırsata çevrilebilir. HDP bir 'isyan partisi' rolü oynamayacaksa, normalleşme ve toplumsallaşma eksenli buluşmalara açık olmalıdır.
Bu projenin başarısız olması, birilerinin koltukları ile ilgili bir tartışmadan ibaret sonuçlar doğuruyor olsaydı çok umurumda olmazdı. Hatta bu açıdan kimi başarısızlıkların öğreticiliği ile kendimizi avutma yoluna bile gidebilirdik. Ama Türkiye toplumsal barışı açısından siyasete aşağıdan yukarıya bir müdahale olmaz ve yeni bir birlikte yaşama iradesi geliştirilemezse, kutuplaştırma ve kamplaşma siyasetinden medet umanların ülkeye ödeteceği bedel büyük olacak.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015