Ayhan BİLGEN
İktidar partisi adına Başbakan Erdoğan’ın söylem ve çıkışları hiç şüphesiz toplumun geniş bir kesiminde endişe uyandırmaktadır. Devletin yaşam tarzlarına müdahalesi, olarak yorumlanabilecek hiçbir girişime sessiz kalmamak gerekir.
Ancak siyaset ve özellikle toplumsal muhalefet, sadece bir şeye karşı çıkmak değil, savunduğunu etkin biçimde örgütleyebilme becerisidir. İçerik olarak haklı olduğunuz konularda bile meramınızı doğru biçimde ifade edip, yaklaşımınıza toplumsal destek bulamazsanız, etik yada düşünsel anlamda doğru olanı yapmanız , siyasi zeminde yeterince ciddi bir anlam taşımaz.
Öğrenci evleri konusu ancak ve ancak öğrencileri ve ailelerini ilgilendirir. Bu konuda başbakanın sergilediği tavır, hem incitici, töhmet altında bırakan hem de müdahaleci bir yaklaşım içermektedir. Elbette bu tavır karşısında “istediğimiz gibi yaşarız” tepkisini ortaya koymak bir haktır. Bu hakkın sınırlarını tartışmayı bir tarafa bırakıyorum. Zira bu sınırların istismarı dolayısı ile devletin her alana müdahale yetkisini abartılı biçimde kullandığını biliyoruz. Nitekim konu ile ilgili İçişleri Bakanı Güler tarafından yapılan açıklamada, “ahlaksızlık ve terör” ilişkisi üzerine kurulan cümleler bu zihniyetin tipik bir yansımasıdır.
Türkiye siyasetinde bu muhafazakar sağ siyaset dilinin yeni olmadığını unutmamalıyız. Seksenli yıllar öncesinde devrimci gençlik hareketlerine karşı kullanılan argümanlar hemen hemen aynıdır. Komünistlerin, din,aile, namus gibi tüm değer ve kurumları ortadan kaldırma çabası içinde oldukları söylemi toplumda ciddi bir karşılık bulmuş ve bu korku, sosyalist muhalefet hareketlerine yönelik güvensizliği derinleştirmiştir.
Elbette siyasal mücadelede toplumun değer yargılarına karşı da pozisyon almak gerekebilir. Nitekim Peygamberler dahil egemen düzene karşı yeni bir toplumsal ve ekonomik ilişki tarzı öneren her devrimci, bir yandan da topluma yönelik uyarıcı yaklaşım içinde olmuştur. Toplumun değer yargılarına teslim olanların iddiaları da kalmaz. Ancak bugün Türkiye siyasetinde asıl handikap, iktidarın geniş kitleleri manipüle etmesi karşısında, muhalefetin toplumda güven oluşturmada başarısız olmasıdır.
Toplumdan kopuk ve bildiğini okuyan bir siyaset dili ile, gittikçe otoriterleşen iktidar siyasetine karşı durabilmek bir yana, tam da onun istediği kamplaşma siyasetine hizmet edilmiş olur. Oysa doğru bir yaklaşım ile hem bu kuşatma kırılabilir hem de toplumsal hafıza da yeni arayışlara yer açılabilir.
İki yüzlü muhafazakar ahlakçı yaklaşımla yüzleşmeyi sağlamanın yolu, toplumsal değerleri hafife almak yada ahlakı önemsemeyen bir siyaset dili kurmaktan geçmez. Bu tercihe saygı duymakla birlikte, ülke siyaset gündeminin başka önceliklere odaklanması için farklı bir muhalefet diline ihtiyaç olduğuna dikkat çekmek isterim. Bugünkü iktidarı güçlü kılan asıl dinamiğinin muhalefetten kaynaklı zayıflıktan beslendiğini unutmayalım.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015