Ayhan BİLGEN
Siyasal hayatı askeri terimlerle analiz etmenin hem felsefi hem teknik handikapları vardır. Kavramlar tarihi birikimin eseridir ve Türkiye gibi ülkelerde askeri terminoloji, sivil siyaset literatüründen daha güçlüdür.
Sorunlarını siyasal süreç ve mekanizmalarla çözme becerisi de bu tarihi birikimin bir parçası olarak gelişir. İçerde benzer davalarla birlikte balyoz davasının ifade ettiği anlamla, dış politikada IŞİD üzerinden yaşanan gelişmeler siyasetin seyrini şekillendirecek gelişmelerdir.
Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken yaşanan bu gelişmeler, sadece kişilerin, partilerin değil ülkenin geleceğini de etkileyecektir.
Balyoz davasında gelinen nokta, değişen dengeler dolayısı ile bir uzlaşmanın yansımasıdır. Yeni devlet konsepti içindeki iktidar mücadelesinin eski devlet güçleri ile ilişkisi yeniden yapılanacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin oy birliği ile aldığı karar, hukuki açıdan olağan gözükse de kaçınılmaz olarak, davanın siyasal anlamı ve sonuçları olacaktır. Cemaat ile hükümet kavgası gibi gözüken çatışmada Balyoz sanıklarının nerede saf tutacağı son derece önemlidir. Elbette hepsi ortak organize tutum içinde olmasalar da en azından önemli bazı isimlerin cezaevi çıkışında yaptıkları açıklamalar köşelerine çekilmeyeceklerinin sinyalini vermektedir.
Bütün yaşadıklarının sorumlusu olarak cemaati görmeleri istenen bu çevrenin bu beklentiye uygun saf tutma yoluna gideceğini düşünmek fazla saflık olur. Kısa dönem tepkiler ile orta ve uzun vade pozisyon alışlar birbirinden farklı olabilir. Elbette bazı isimler yaşadığı süreçten çıkardığı dersler doğrultusunda kavgasına devam edecektir.
Irak’ta yaşanan gelişmeler de Türkiye iç siyasetinde yeni dengeler oluşturacak niteliktedir. Suriye’de kurulan ilişkiler her ne kadar bir devlet konseptinin eseri ve güvenlik bürokrasisinin inisiyatifi bağlamında ele alınsa da, siyasi iradenin sorumluluğundadır.
Irak Kürt yönetimi ile kurulan, enerji odaklı “tamamen duygusal” ilişkinin arkasında durmanın kolay olmayacağı bilinmelidir. Irak’ta yaşanan göç hareketi ve toplumsal ayrışma ya uzun bir kaosu beraberinde getirecek ya da yeni bir konfedaral durumu doğuracaktır. Her iki durumda da Türkiye iç politikası ve Kürt sorununun çözümü sürecinde yeni gelişmeler kaçınılmaz olacaktır.
Sadece bu iki dinamik bile cumhurbaşkanlığı seçiminde aday profilini etkileyecektir. CHP ile MHP’nin ortak adayı, uluslararası ilişkileri dolayısı ile net bir tercihi yansıtmaktadır. Bu durumda Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olup olmamayı yeniden düşünmesi son derece doğaldır. Rest çekmek ile yeni duruma göre yeni pozisyon almak arasında bir tercih, Erdoğan’ın önündedir.
Bu durumda hem Kürt hareketi, hem demokrasi savunucuları için kritik bir hafta içine giriyoruz. Erdoğan’ın adaylıkta ısrar etmesi durumunda hemen seçimin ardından sistem tartışması başlayacaktır. Bu durumda HDP ve muhtemel müttefiklerinin aday profili, tümüyle sistem tartışmasının toplumsallaşması üzerine kurgulanmalıdır. Erdoğan aday olmadığında genel seçim takviminin korunması ve parti içi dizaynın öne çıkması kaçınılmaz gözükmektedir. Tek adam siyasetinin yol ayrımında, yapılacak her tercihin sonuçları da farklı riskler içerir. Erdoğan’ın, köşke çıkmaktan vazgeçmesi, bir çok girişimin bir yıl sonraya ertelenmesi ya da başka bir ifade ile bir yıl kazanılması anlamına gelecektir.
HDP her şart altında üçün biri olmanın avantajını kolaycılığa kaçmadan değerlendirmeli ve büyümenin risk alma ile mümkün olduğunu göz ardı etmemelidir. Taktik hamlelerin stratejik sonuçlar doğuracağı bir süreçteyiz. İlkesel tercihlerde değil ama ittifak ilişkilerinde, muhataplarınızın ya da rakiplerinizin pozisyonunu dikkate almadan hamle yaparsanız tarihi fırsatları kaçırırsınız.
ÖZGÜR GÜNDEM
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015