Ayhan BİLGEN
Tarih, fırsatlarla risklerin iç içe geçtiği dönemlerde şekillenir. Kürtler bir yandan iç politikada tarihin büyük fırsatını yakalamışken, diğer yandan büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldılar.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili görüşülen her çevrenin iyi niyetli iki teklifinden söz edebiliriz. Bunlardan birincisi geçmişin oy oranlarından hareket ederek kendini daraltan yaklaşımlardan kampanya sonuna kadar uzak durulması diğeri ise seçim sonucu ne olursa olsun genişleme stratejisinden vaz geçilmemesi.
Ne yazık ki toplumsal beklenti ve teveccühün bu denli yükselmiş olmasına rağmen, bu talebe cevap verebilecek bir kampanya temposu hala örgütlenememiştir. Üçün biri olma imkanının ne kadar önemli bir fırsat sunduğu ortadayken, bunun farkında olmadan eski yaklaşımlar üzerinden siyasal pozisyon almak, kendi biriktirdiğine de bir saygısızlıktır. Seçimin en önemli kazanımı, bu sempati alanını kalıcı örgütlenmeye çevirmek olmalıdır. Ancak bunu başarabilmek için, yapması söylemesi kadar kolay olmayan üç tavrı sergilemek zorundayız. Bunlardan birincisi sadece adayın değil herkesin söz ve davranışlarını yenilemesidir. İkincisi yerelden merkezi yapıya kadar çalışmalara katkı sunmak isteyen herkese yer açılmalı, yeni katılımları işlevsel kılacak pozisyonlar oluşturulmalıdır. Üçüncüsü ise yapılanmanın kendi içinde yerelleşmeyi esas almasıdır. Bunların üçü de eski alışkanlıklarla yüzleşmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu yüzleşme hayata geçmedikçe, oluşan sempatiyi kalıcı başarıya dönüştürmek kolay olmayacaktır.
İşbölümü ve sorumlulukların net, hesap verilebilir olması, söz konusu yenilenmenin kontrol mekanizmasıdır.
Herkesin her şeyi yapıyor gözüktüğü örgütlenme modelinde aslında hiçbir şeyin yapılmasının somut mekanizması kurulamamış demektir. Ancak seferberlik ruhunun esas alındığı olağan üstü durumlarda anlaşılabilir ve zorunlu olan çalışma tarzını sıradanlaştırmak, olağanlaştırmak her işin ortada kalmasını beraberinde getirir.
Bu fırsatı kaçırmak nasıl büyük kayıplara neden olacaksa, Ortadoğu’daki gelişmelere doğru bir yerden müdahil olamamak da benzer kayıplara neden olacaktır. Hem Filistin sorunu hem Kürdistan’daki gelişmeler yeni yapılanmaların temellerini atacak niteliktedir. Gerek Irak gerekse Suriye Kürt bölgelerinde oluşacak yapılanmaların kimler eliyle ve nasıl şekilleneceği doğrudan tüm halkların geleceğini etkileyecektir. Bölgesel kaosun İsrail tarafından kullanılması beklenmedik bir durum değildir. Buna hazırlıksız olmak ve sanki sürpriz bir durumla karşı karşıyaymışız gibi davranmak siyaset geliştirememe halinin bir yansımasıdır.
Bu ortamda Kobanê sadece küçük bir toprak parçasının adı değil, kazanımları yada kayıpları ile bütün bir coğrafyanın kaderini belirleyecek sembol konumundadır.
Kobanê konusunda suskunluğu tercih edip sadece Filistin konusuna odaklanmak nasıl kabul edilemezse, Filistin konusunda pozisyon alamama hali de kritik kırılmaları beraberinde getirecektir. Son dönemde özellikle sosyal medyada taraftar bulan İsrail sempatisine dayalı Kürdi eğilimler de, Yahudi düşmanlığına, antisemitizme meyilli nefret söylemleri de uzak durulması gereken yaklaşımlardır.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015