Ayhan BİLGEN
Tecahül-ü arif, edebiyatın en estetik ve seviyeli sanatlarındandır. Bilip de bilmemezlikten gelme diye tarif edilebilen bu yaklaşım, bazen siyasetçiler için bir tarza dönüşür. Başbakan Erdoğan bugünlerde iadesi istenen madalyayı alırken Filistin sorununu bilmiyor muydu? Biliyorsa ne biliyordu, ne kadar biliyordu? O günden bugüne değişen ne oldu?
Bolivya ve diğer Latin Amerika’daki sosyalist yönetimlerin İsrail konusundaki somut tutumu ile Türkiye dahil Ortadoğu ülkelerinin hamasetten öteye geçmeyen yaklaşımının karşılaştırmasını yapmaya Müslümanların aklı, irfanı, vicdanı yetmiyor olabilir mi?
Gelelim asıl konumuza. Kürt sorununun çözümünde eve, hayata ve siyasete dönüşe nasıl bir anlam yüklediğimiz aslında sorunu ne ölçüde doğru algıladığımızın da göstergesidir. Zaten şimdiye kadar sorunu doğru algılasaydık çözümü de daha sağlıklı planlardık diyebilirsiniz. Elbette herkesin ayrıntıya aynı düzeyde hakim olması beklenemez. Ancak sorunun en temel boyutlarına tersinden yaklaşırsanız, çözüm adına attığınızı iddia ettiğiniz adımlar niyetinizden bağımsız olarak işlevsizleşir.
Silahlı militanları kriminal vaka olarak ele almak ve rehabilite bağlamında çözüm konsepti kurmaya kalkmak baştan yanlış yola sokar.
Sorunun sosyal boyutunu önemsemek gerekir elbette. Fakat hukuki boyutunu yani statü sorununu ihmal eder yada geciktirmeye devam ederseniz, psikolojik boyutu önemsemek de bütüncül yaklaşmaya yetmez.
Sorunun özünü çözüp sonra yan problemleri ele almak yerine önce bağlantılı noktaları ele alıp özüne yönelmeyi ertelemek bu süreci tümüyle sabote edebilir. Rojava konusu bu nedenle çözüm sürecinin akıbetini şekillendirecek kritik öneme sahiptir. Egemenlik algısı ve yetki paylaşımı konusunda bir ilerleme ve esneme olmadan ne içerde ne bölgede demokratikleşme ve barış inşası mümkün olmaz.
Bir taraftan HDP’nin parlamentodaki temsiline tahammül gösteremeyip diğer yandan silahlı kadroları siyasete davet etmek inandırıcı olmak bir yana güvensizliği derinleştirecektir.
Hayatı nasıl anlamlandırdığınız ortada iken başkalarını hayata davet etmek ilginç bir paradokstur. Ne modernleşmeyi demokratik biçimde şekillendirmiş ne geleneğin olumlu birikimini korumayı başarmış bir ülkenin başkalarını “hayata kazandırma” iddiası, olsa olsa sosyal politika ve istihdam sorununa indirgenir. Hayatı vahşi bir rekabet, tüketim ve iktidar ilişkisi içinde ele alan anlayışların asla tatmin etmeyeceği insanların varlığını kabul etmekten başka bir çıkar yolu yoktur. Doğayı ve değerleri hayatın içinde farklı konumlandıran alternatif yaşam felsefeleri insanlığın uzun erimde tek kurtuluş hattıdır. Dünyadaki sosyal buhran ve ekonomik krizi dikkate almadan bunu çözüm diye dayatmaya kalkmak sadece kendini kandırmaktır.
Eve dönüşe gelince, konuyu çok daha insani bağlamda ele almanın önündeki asıl engel devletten kaynaklı yasal düzenlemeler ve ısrarlı yasakçı uygulamalardır. İnsanların neden evlerini terk ettiklerini ve ne uğruna bunu on yıllardır devam ettirdiklerini, beyaz adamın oryantalist tavırlarına benzer eda içinde ele alırsanız kimsenin duygu dünyasına hitap edemezsiniz.
Bırakın eve, hayata ve siyasete dönüşü, bütün bu alanların yozlaşma ve kokuşması ile yüzleşmeyi de imkansızlaştırırsınız. Kürtleri kurtarmak gibi iddialı laflar yerine, Türkiye’nin çöküş ve çözülüşüne çare arayan bir tevazu içine girmeden ciddi bir mesafe alınamaz.
Kürt siyasetinin cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile Türkiye için açtığı kapının kıymetini bilmek ve çok daha riskli gelişmelerin önüne geçmek için dar siyasal hesaplardan kurtulmaktan başka çıkış kalmamıştır.
ÖZGÜR GÜNDEM
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015