Ayhan BİLGEN
Barış sürecinin geldiği nokta, aslında çatışma çözüm modellerinin mantığından baktığınızda son derece net okunabilir. Diyalog yolu ile çözüm, askeri olarak taraflar birbirini yenemediğinde gündeme gelir. Kobane savaşına bunu uyarlayalım. Turkiyetüm ciddi iddialara rağmen bugüne kadar IŞİD’e resmen hiç sahip çıkmadı. Yani Kobane’de IŞİD kazandığında Türkiye kazanmış gibi bir zafer ortamı söz konusu olmayacak. Aksine PYD kaybettiğinde çözüm sürecinin taraflarından birisi için yani KCK için açık bir mağlubiyet durumu doğacak. O halde Türkiye, Kobanedenklemini PYD’nin kaybetmesi üzerine kurduğunda hem masadaki muhatabına zarar vererek süreci sabote edecek, hem IŞİD’e komşu olmanın diğer bedellerine katlanmayı göze alacak.
Kobane savaşını YPG-PYD kazandığında sadece IŞİD güçlerini değil aynı zamanda Türkiye’yi yenmiş gibi bir tablonun ortaya çıkması hem Türkiye için büyük bir risk hem çözüm sürecinin geleceği için ciddi bir tehlike ortaya çıkmış olacak. Özetle barış süreçlerinin mantığı içinde hareket etmesi durumunda Türkiye’nin IŞİD’e karşı net bir tutum içine girmesi ve Kobane’dePYD’nin kazanmasını kendine yönelik bir tehdit olarak okumaktan vazgeçmesi gerekir. Suriye Kürtleri kendi yaşadıkları topraklardan vaz geçmeyecek,Rojava’yı kendi elleri ile IŞİD benzeri yapılara teslim etmeyeceklerine göreçözüm sürecinin devamı için, yaklaşımını acilen gözden geçirmesi gereken taraf Türkiye devletidir.
Eğer bugün Kobane’deki gelişmeler Türkiye iç barışının inşasını tehdit eder noktaya ulaşmışsa bunun sorumlusu Kürtler değildir. Türkiye, Suriye’de kimi ilişki ve işbirliklerine girerken işin bu noktaya gelip dayanacağını öngörmeden hareket etmişse bu bir politik zaaftır. Yok bilinçli olarak yani bu tabloyu hedefleyerek hareket etmişse, zaten çözüm konusundaki niyeti , samimiyeti sorgulanır duruma düşecektir.
Görünen o ki, uluslararası baskı dolayısı ile Türkiye ne IŞİD konusunda açıkça eski tavrını sürdürebilecek ne de cepheden tavır alabilecek. Yani IŞİD’e kaç NATO’ya tut stratejisi şimdilik en kolay yol gibi gözükmektedir. Eğer çözüm süreci olmasa idi yani sorunun yada masanın bir tarafında da Kürtler olamasaydı belki bu durum sürdürülebilirdi. Ancak karşı karşıya kalına çoklu ilişki buna pek imkan vermeyecek niteliktedir.
Taş atarak çözüm sürecini tehlikeye sokuyorsunuz cümlesi işte bu psikolojinin yansımasıdır. Aslında izlenen politikanın neticesinde kuşatma altında kalan sadece Kobane değil, Türkiye’dir. Türk dış politikası zayıf araçlarla büyük hayaller kurarak kendi elini, ayağını bağlamıştır.
Tezkere bu düğümü açmaya değil aksine hizmet edecektir. ABD’yi IŞİD ile birlikte PKK konusunda da operasyona zorlayan yaklaşımlar, bu işi kördüğüme çevirmektir.
Bu yaklaşım, hem dış politikada vesayeti güçlendirecek hem iç barışı ciddi biçimde tehlikeye sokacaktır. Başka bir deyimle aşağı tükürsen IŞİD, yukarı tükürsen NATO pozisyonu, çözüm sürecinde fiili pata durumu doğurmuştur. Dolayısı ile buradan çıkış, IŞİD’e göz yummak yada dışarıya derdini anlatmakta değil, Kürtlerle barışı içine sindirmek ve buna uygun davranmaktan geçmektedir.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015