Ayhan BİLGEN
Bir an için Türkiye hükümetinin IŞİD konusundaki iddiasının tümüyle doğru olduğunu varsayalım. Yani Türkiye’nin IŞİD ile bağlantısına dair iddiaların tümüyle yanlış algı olduğunu kabul edelim.
Türkiye çözüm sürecini bilinen çatışma çözümü ve barış deneyimlerine uygun davranarak yönetmek istiyorsa bu algıyı ortadan kaldıracak yaklaşımlar geliştirmelidir. Demokratikleşme ve çözüm konusunu, tümüyle algı yönetimi üzerinden kendi lehine pozitif inşa etmeyi başaran bir siyasi iktidarın, IŞİD konusunda neden bu algıyı değiştiremediğini sorgulaması gerekmiyor mu ?
Deyim yerinde ise “ateş olmayan yerden duman çıkıyor” ise bu dumanı inkar etmek yerine izah etmesi dışında bir çıkar yol kalmamıştır.
Yok eğer IŞİD Türkiye için şimdilerde savunulması imkansız bir aparat ise bu aracın artık kullanılabilir olamayacağı açıktır. Bir adım daha ileri gidelim. IŞİD, dış politikanın bir parçası ise kangrenleşmiş kola ne yapılmak zorunda ise onu acilen gerçekleştirmek gerekmektedir. Aksi taktirde kısa süre sonra bütün vücudu tehlikeye atacak bir durum ortaya çıkacaktır. Bu anlamda IŞİD’den vaz geçilmezse Kürt sorununun barışçı çözümü iddiasından vaz geçilmek zorunda kalınacaktır.
Bu sorunun cevabını “zaten böyle bir süreç hiçbir zaman olmadı ki” diye cevaplayanların sayısı hızla artmaktadır. Siyasette algı bazen her şeydir. Hatta işin esasından daha belirleyici olma ihtimalinden bile söz edebiliriz.
Yüzbinlerce insan günlerdir sokağa dökülmüş ve yirminin üzerinde can kaybı gerçekleşmişse sadece kulağa hoş gelen temenniler üzerinden somut mesafe almak mümkün değildir.
Ortada çok yakın bir tarihte yaşanan Şengal katliamı gibi bir vaka varken Kobane halkının Türkiye’ye güvenmesini, sadece Başbakan Davutoğlunun sözleri ile sağlamayı beklemek gerçekçilikten uzaktır.
Her şeye rağmen Kobane’nin bu anlamda çözüm süreci için ciddi bir risk olmaktan çıkıp fırsata dönüşmesi Türkiye’nin elindedir. Bunun için somut adım atmak ve bunu da gecikmeden yapmak şart. Ne yazık ki yapılan açıklamalar bu ferasetten uzak olunduğu izlenimi veriyor.
Özellikle Şengal katliamı sonrasında oluşan psikolojik hali doğru okumak gerekiyor. Müzakere süreçlerinin en önemli özelliği iki tarafında kazanımı mantığı ile hareket edilmesidir. Eğer Şengal yada Kobane dola dolayısı ile Kürtlerin kazançlı çıkması Türkiye’yi rahatsız ediyorsa, bu tablo henüz çözüm ve barış psikolojisinden uzak olduğumuzun göstergesidir. Kürtlerin kazanımlarının mutlaka Türkiye’nin kaybı anlamına gelmediğini idrak eden bir devlet aklı gelişmedikçe Kobane kilidinin açılması kolay olmayacaktır.
Eğer Türkiye eski kavga ve hesaplaşmalara takılıp kalırsa büyük kayıplar verir. Aksine yeni bir sayfa açmak istiyorsa PYD ile farklı bir ilişki kurma imkanını kaçırmamalıdır. Dünyayı PYD’ye karşı tavır almaya zorlamak yerine, Kobane’yi tanıma konusunda dünyaya öncülük etmek, Türkiye’nin her yanına yayılan ateşi söndürmekle kalmayacak bölgede sahici bir siyasi aktör olmanın da kapısını aralayacaktır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bilgen ve Özanli, “aldığımız mazbatalar Kars halkınındır”
17.06.2015 - DURUM CİDDİ FARKINDAMIYIZ ?
7.04.2015 - MUHALEFETİN GÜCÜ VE FARKINDALIK
5.04.2015 - KUTLU DOĞUM VE BİRLİKTE YENİ YAŞAM
31.03.2015 - KATIRLAR DA AĞLAR
29.03.2015 - ERDOĞAN VE SEÇİM SAVAŞI
24.03.2015 - HALİFE EFENDİMİZ ALDATILMIŞ HÜKÜMSÜZDÜR
22.03.2015 - SİLAH BIRAKTIRMA LAFLA OLUR MU ?
16.03.2015 - BEN ADAY OLMAZSAM KİM OLMALI ?
15.03.2015 - SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEZ
8.03.2015
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
$erefxan dan aktarma yaparken "..Zazaca konuşanlar Kürt sayılmamıştır.." diyorsunuz.. Kaynak.? Ben Evliya çelebi nin "..Zazaca konu$an Kürtler" dedigini birçok makalede okumu$um.. Yine Ehmedê Xanî nin Kürtlerden bahsettigini, fakat Zazalardan bahsetmedigini soyluyorsunuz.. Sanirim bu yanli$ bilgilenmedir.. çünkü Xanî, bazen Kurmanc, bazen de Kirmanc kelimesini kulanir.. Kirmanc kelimesini, bugün bir çok kesim "Zaza" olarak kulanmaktadir..