Ayhan BİLGEN
Toplumsal arka planı olan siyasal sorunları çözemediğinizde bir süre sonra sorunun peşinden sürüklenir hatta onun bir parçası olursunuz.
Kürt sorunu karşısında Türkiye hükümetlerinin konumu sorunun parçası olma biçiminde tarif edilebilir. Kendini sorunun dışında görme yanlışı, çözüm konusunda farklı alternatiflere sahip olunduğu yanılgısını da beraberinde getirir. Çözümün risklerini göze almak yerine sorunu yönetme saplantısı içinde boğuşup durmak bu yanılgının eseridir.
İstediği zaman ve istediği şekilde çözeceği zannı ile pazarlık aracı haline getirilen Kürt sorunu artık kendisi bir özne ve belirleyen haline gelmiştir. Hem Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesinde hem Türkiye’nin demokratikleşmesinde Kürtler ana dinamik pozisyonuna kavuşmuştur. Dolayısı ile artık çözümü yönetmeyi başaramayan bölgesel aktörler sorunun parçası olmaya ve peşinden sürüklenmeye mahkumdur.
Çözümün değişen koşullarını kabullenmekte zorlanır ve eski zamanlarda yaşamaya devam ederseniz bir süre sonra muhatabınızı suçlayarak işin içinden sıyrılma şansınızı da kaybedersiniz.
Bir an için hükümetin, son sığınağı olan 6 Ekim eylemleri konusunda tümüyle haklı olduğunu, müzakere konusundaki isteksizlikte dile getirdiği argümanların baştan aşağı yerinde olduğunu varsayalım. Hatta bir adım daha ileri gidelim ve kimi yazarların ifade ettiği gibi Kürt tarafının bölgesel gelişmeler dolayısı ile diyalog yolu ile çözümden vazgeçtiğini düşünelim. Bu durum devlete nasıl davranma sorumluluğu yükler. Madem öyle ben de üzerime düşen adımları atmaktan vaz geçtim, deme lüksü olabilir mi?
Hala sorunun esasının demokrasi eksikliği olduğunu kabullenemeyen ve sorunun büyük kısmının çözüldüğü iddiası ile yola çıkan bir aklın böyle fanteziler ile kendini oyalaması elbette mümkündür. Ama birkaç ay içinde Suriye’de yeni bir plan masaya yatırılır ve bölge Kürtleri Türkiye’nin himayesi dışında da muhatap olarak görülmeye başlandığında müzakerelerin hangi düzeyde başlamak zorunda olacağını kestirememenin bedelini hangi siyasi aktör göğüsleyebilir ?
Bugün PYD ile tarihi dostluk kurmanın fırsatını kaçırmanın faturası, bir süre sonra Irak Kürtleri ile yaşadığımız seyri bir kez de Suriye Kürtleri ile yaşamaktır. Önce yok sayma, sonra aşağılama ve nihayet kabullenme ve birlikte iş tutmaya mecbur olma. On yılımızı da bu takıntı ile heba etmeye hiç kimsenin hakkı olamaz.
Önümüzdeki dönemde CHP Kürt sorununda daha olumlu bir pozisyon alırsa bütün siyasi pozisyonlar zincirleme değişecektir. Hükümetin Alevi açılımı bu nedenle bir karşı hamledir ve tıpkı Kürt sorununda atılması gereken adımlar gibi kaçınılmaz hale gelmiştir.
HDK bu atmosferde HDP’yi de aşan sorumluluklar yüklenmek zorundadır. Hem barışın toplumsallaşması hem demokratikleşmenin derinleştirilmesi sivil siyaset inisiyatiflerinin güçlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Seçimin kapıya dayandığı bu aylarda güçlü ve etkili hamlelerle yeni buluşmalara zemin oluşturmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Rol ve görev paylaşımı ile HDP’nin ötesinde toplumsal ilişkileri örmek ve en azından siyasal gelişmelerin önündeki psikolojik engelleri aşmak için HDK genel kurulu yeni bir başlangıç olabilir. Devlet için tarif etmeye çalıştığımız fırsatlar ya da hükümet için dikkat çekmeye çalıştığımız riskler farklı doz ve tonda da olsa, demokrasi dinamikleri ve muhalifler için geçerlidir.
Çözümü yönetemeyen sorunun parçası olur.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015