Berkin Elvan’ın ailesinin miting meydanında yuhalanması konusunda Yavuz Bingöl’ün sözleri üzerine “beş kuruşluk”  dava açıldı.

Aslında Yavuz Bingöl’ün kastının ne olduğu, yanlış anlaşılıp anlaşılmadığı da çok önemli değildir. Yavuz Bingöl’den ibaret olmayan bu tablo, bir gerçeği ortaya koymaktadır. İktidarı en zor konularda bile savunmayı başaran gazeteciler, köşe yazarları, televizyon yorumcuları, akademisyenler, sanatçılar cennetinde yaşıyoruz.

 Bu kadro, Hükümet ve Cumhurbaşkanını “ne yaparlar yada ne söylerlerse”  eleştiriler acaba,  diye sormadan edemiyor insan.

Star medya grubunda yaşananlar bile öğretici olmuyor bazıları için.

Erdoğan’ı 2.Abdülhamit’e benzetenler sadece onların baskıcı uygulamalarını karşılaştırmakla kalmıyor, her ikisinin çöküş dinamikleri arasında da benzerlikler olacağını ifade ediyorlar.

İnişe geçenin yada düşenin paraşüte ihtiyacı olur. Oysa bazıları hala yükseliş sırasında ihtiyaç duyulan aparatlarla iktidara yardımcı olabileceğini sanıyor.

İlk genel seçimler bu açıdan son derece belirleyici olacak.

Siyasetin çözmesi gereken sorunların  çözülmediğinde yargı konusu olması en doğal durumdur. Bu durumda eleştirilmesi gereken yargı değil siyasettir.

Siyaset kurumunun sorun çözme kapasitesi, itibarının da yegane referansıdır.

Dört bakanla ilgili yolsuzluk araştırma komisyonuna yönelik yayın yasağı bu açıdan içinde bulunulan psikolojik atmosferi ortaya koymaktadır.

Roboski’de sorumlu bulamayan meclis komisyonlarının, Soma’da da suçlu bulamaması bu nedenle şaşırtıcı olmamalı.

Siyasetin itibarının da tıpkı sanat dünyası gibi beş paralık olduğu bir süreç içerisindeyiz.

Bu itibarsızlıkla yüzleşmeden hiçbir krizi çözmek, hiçbir sorun alanında siyaset aracılığı ile barışı kurmak mümkün olmayacaktır.

Yolsuzluk algı endekslerindeki konumundan , dış politikada düştüğü duruma ve gayet tabi Kürt sorununda güven vermeyen tutumuyla “beş paralık” itibar sorunu yeni bir yapısal pozisyona dönüşüyor.

Eski devlete dönme özlemini bir tarafa bırakıp bugünü ve yarını konuşmalıyız. Eski devletin sorunlarının can yakıcılığı, yeni iktidarın verdiği acıları görmezlikten gelmeye mazeret olamaz.