Ayhan BİLGEN
Türkiye henüz klasik temsili demokrasinin sorunlarını bile çözebilmiş değil ama hayat kimseyi beklemiyor. Seçim barajı gibi gelenekselleşen bir sorunu çözmeyi başaramamış olmanın gerekçesi olan istikrar kavramı önümüzdeki günlerde başka bir anlam ifade edecek.
Sorunları ötelemenin istikrarı korumak sanıldığı bir siyaset algısının sonuna geldik. Elbette bu zihin dünyası kolay değişmeyecek ve kendini yeni adı altında üreten bir statüko olarak direnecek.
Çözüm sürecinde bürokratik dirençten kaynaklı tıkanma yakın bir döneme kadar belirleyici idi. Ancak şu anda roller tersine dönmüş durumda. Çözümün önündeki engel güvenlik ya da istihbarat bürokrasisinden çok siyasal parti çıkar ve ilişkileridir.
Kürt sorunu öğreticidir. Silahlı bürokrasi açısından neyin mümkün olmadığını öğrenmenin bedeli çok daha ağır olmuştur. Aynı şekilde diplomatik rol üstlenenler açısından da muhatapları daha yakından tanıma ve talepleri anlamanın insani etkileri, abartılmamakla birlikte asla hafife alınmamalıdır.
Bölgesel gelişmeler Türkiye’nin soruna daha ciddi yaklaşmasını zorunlu kılmakta iken buna ayak sürümek sadece devlet içinde kimi çevrelerde değil uluslararası arenada da kaygı uyandırmaktadır. Türkiye gibi bir ülkenin kişisel tutumlar uğruna kaosa terk edilmesi kolay bir tercih değildir.
Türkiye, 2015 yılında Kürt sorununu çözecek adımları atmakla çözülme sürecine girmenin yol ayrımındadır. Bu tablonun iç politikada, hatta iktidar partisi içinde ve nihayet cumhurbaşkanının hükümet ile ilişkilerinde doğuracağı somut sonuçlar olacaktır.
İktidarın yıpranan konumu ile sürdürülemeyen ilişkiler yeni aktörleri beraberinde getirecektir.
Çözüm sürecini öznesi konumundaki Kürt hareketi de bir yenilenme yaşamak zorundadır. Taleplerin basit bir pazarlık ve koz gibi sunulduğu siyaset dilinin politik zeminde bir karşılığı kalmamıştır. Bu anlamda özerklik ile parlamentoda temsil birbirinin alternatifi değildir. Aksine, barajın aşılması Kürt sorununun yeni bir statü içinde çözümünü kolaylaştıracak, aynı şekilde Kürtlerin bölgesel kazanımları Türkiye demokratikleşmesini hızlandıracaktır.
Türkiye siyasetinin yetmezlik ve yapısal sorunları Kürt siyasetini de etkilemektedir. Temsili demokrasi mantığına dayalı iktidarcı tutumlar her iki alanda da çözümün önündeki en önemli engeldir. Elbette haksız bir kıyas ve abartılı bir eşitleme mantığı içine girmemeliyiz.
Her sorunun özgünlüğü göz ardı edilemeden cesur bir yüzleşme geliştirilmelidir.
Toplumsal mücadele zeminlerine dayanmayan siyaset yozlaşmaya, çürümeye ve çözülmeye mahkumdur.
Emek alanı, inanç alanı, ekoloji alanı artık kurumsal iktidarcı temsil yaklaşımı içinde siyasete taşınamaz. Bu nedenle Aleviler, işçiler, HES’lere karşı direnenler, İslami duyarlılıkla muhalefet üretenler siyasete doğrudan katılabilmelidir.
Radikal demokrasi bu nedenle Türkiye’nin de HDP’nin de tek alternatifidir.
İçinden geçtiğimiz dönem, milletvekili olabilmek için sokakta gördüğü kedi ile bile kulis, lobi yapma ihtiyacı duyan kifayetsiz muhterislerin iktidar kapılarını yıprandıracağı bir dönemdir. Bu kirlenme içinde kaliteyi ve toplumsal duyarlılığı önemseyerek karar süreçlerini işletmek, radikal demokrasinin toplumsal hayata taşınması için zorunludur.
Haziran seçimleri ya temsili demokrasiyi aşan çözüm sürecine zemin oluşturacak ya da çözülmeye.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015