Ayhan BİLGEN
Çözüm sürecinin kritik bir aşamaya geldiği tespiti hem KCK hem hükümet tarafından ifade ediliyor. Ben gelinen aşamayı hayalden gerçeğe, ya da temenniden sorumluluk üstlenmeye geçiş diye tarif ediyorum.
Barışı istemek hükümet açısından neredeyse hiçbir sorumluluk gerektirmeyen ve sadece karşı taraftan beklenti üzerine kurulan hoş bir hayaldi. Nitekim Erdoğan tarafından sıkça dile getirilen ‘sorununun büyük kısmı çözüldü’ ifadeleri bunun net tarifidir. Başından beri, soruna hakim olan istihbarat ve güvenlik birimlerinin daha gerçekçi bir yerde durduğuna, siyasi iradenin çok daha kendi görmek istediği yerden baktığına dikkat çekmeye çalıştım.
Barışın hayali bile güzeldir ama savaş gerçeğini önlemeye yetmez. Barışı temenni dünyasından gerçek hayata taşıyacak olan somut koşulların doğru değerlendirmesi ve tarafların kendi üzerlerine düşen sorumluluğun farkında olarak hareket etmesidir.
2013 Newrozu’nda verilen mesaja takılıp o günden bu yana ben ne yaptım sorusu ile yüzleşmekten kaçınmak bir ruh halinin yansımasıdır. Sorunu ucuza çözersek ne ala, istediğimiz sonucu elde edemezsek muhatabı savaştan yana olmakla suçlar, faturayı onlara keser bir de üstüne üstlük Öcalan ile KCK ayrışması fotoğrafı çizer, yolumuza devam ederiz yaklaşımı ahlak ve akıl dışı bir hesap içermektedir.
Sorunların çözümüne dair somut adım atmak için önce çözüm mekanizmalarının kurulması gerektiğini bu alana dair kafa yoran okuma yapan herkes bilir. Hükümet çevrelerinin bunu bilmiyormuş gibi şaşkınlık içeren tepkiler vermeleri kendi sorunlarıdır. İmralı görüşmelerinin iki tarafın da kabul edeceği bir süreçte ilerlemesi için kimin özveri ve kararlılıkla hareket ettiği konusunda kamuoyu algısı nettir. Öcalan en olumsuz atmosferde bile masadan kalkılmamasının yolunu arayan pozisyonundadır. Masada ilerleme kat edilmesi yerine tek taraflı çağrı yapılmasının istenmesi ve toplumda taahhüt biçiminde okunacak tutum deklarasyonu beklentisine girilmesi ciddi bir sorundur.
İç güvenlik paketi bu açıdan başka bir göstergedir. Erdoğan’ın ısrarıyla Meclis’in üç partisinin karşı çıktığı metni iktidar partisinin genel kurulda geçirme denemesinde bulunması seçimde yaşanacak gerilim ve kamplaşmayı erkene çekmekten başka bir işlev görmeyecektir.
Neredeyse ‘paket çıksaydı Özgecan ölmezdi’ diyecek kadar tüm sorunları polisiye yöntemlerle çözme hevesi ile karşı karşıyayız. Eğitimden toplumsal çözülmeye birçok sorumluluk alanını bir tarafa bırakalım, daha önceki kamu görevlilerin karıştığı vakalarda bile cezasızlık yada iyi hale dayalı indirimlerle yüzleşmeyip çareyi hadımda ya da idamda arayan bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Aslında çözüm sürecine yaklaşımın ‘ciddiyet’ düzeyi de kadına yönelik şiddete yaklaşımınkinden farklı değil.
Türkiye baharda değilse yazın hayal dünyasından çıkıp gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacak.
Bunun farkında olan bürokrat ve siyasetçiler seçimi kotarmanın ötesinde bir sorun olduğunu da görüyorlar.
Boyunlarına asılan davulun tokmağının, hiçbir sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı ve danışmanlarında olduğunu hisseden herkes bir bir pozisyon değişikliğinin yolunu arayacak. Kürt sorunu bu açıdan davulun büyüğü sayılabilir. Ekonomi, demokratikleşme, dış politika Kürt sorununa bağlı diğer davullar.
Belki toplumun büyük çoğunluğu doğrudan Kürt sorununun etkisini hissetmiyor olabilir ama Kürt sorunundan vurulduğunda hayatın her alanında yüksek şiddetli ses geleceği çok açık.
Öcalan’ı, hasta mahpusları, siyasi hükümlüleri elinde rehine olarak tuttuğunu sanan devletin, aslında kendisinin Kürt sorununa rehin düştüğünü 16 yıl sonra anlamak zorunda kalması dramatik bir tablo. Kendi düşen ağlamaz.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015