Ayhan BİLGEN
Türkiye’nin yeni Ortadoğu politikasının gelip dayandığı durumu başka türlü ifade edemediğim için bu başlığı kullandım. Devletlerin egemenlik alanlarının sınırlardan daha önemli olanın, toplumların birbirlerine yönelik korkularının sınırları olduğuna inananlardanım.
Pasiflik ve içe kapalılıkla suçlanan eski dış politika, bana zarar verir kaygısı ile kimsenin iç işlerine karışmama duygusundan besleniyordu. Şimdiki eskisinden hem daha tehlikeli hem daha tutarsız. Kimsenin kendi iç işlerine karışmasını istemeyip, herkesin içişlerine karışma yetkisini kendinde görmeyi büyük devlet gibi davranmanın ilk adımı sanan politikacılar tarafından yönetiliyoruz.
Irak’ın toprak bütünlüğünden başka hiçbir şeyi gözü görmeyen Türkiye gitti yerine, bu günkü iktidarın bile muhatap almadığı Barzani ile doğrudan uluslar arası ticaret yapan Türkiye geldi. Irak merkezi yönetiminin ne kadar hassasiyeti varsa hepsini çiğnemeye azmetmiş bir tarzda Irak’ın içişlerine taraf olmanın maliyetinin bile hesap edildiğini sanmıyorum.
Yıllarca Suriye yönetimini PKK üzerinden Türkiye ile savaşan ülke olarak tanımlayan yaklaşımdan, Esad gitsin de ne olursa olsuna varan bir tavra gelindi. Suriye yada Irak’ın parçalanması değil ama bölge halklarının kolayca bitmeyecek etnik yada inançsal iç savaşlara tutuşmasının endişesi içerisindeyim. Azınlık yönetimlerini devirelim derken kaba çoğunlukçuluğa dayalı bir demokratikleşme iddiası ile bölgeye barış ve özgürlüğün gelmeyeceği çok açık.
Neredeyse seçim yapacağınıza nüfus sayımı yapın yada göç hareketlerini izleyin ülkenin kim tarafından yönetileceğine karar verebilirsiniz dedirtecek bir durumla karşı karşıyayız. Etnik yada inançsal aidiyet duygularını aşan programa dayalı politik tercihlerin yerleşebilmesi için ciddi bir zamana ve çok iyi yönetilecek bir geçiş dönemine ihtiyaç var.
Eski Sovyet ülkelerinde, Balkanlarda, Kafkaslarda bunu başaramayan dünyanın, yeni güç dengelerine rağmen Ortadoğu’da bu işi kotarması neredeyse imkansız.
Eskiyi aratan uygulama ve kanlı bilançolar değişime hizmet etmez. Yolsuzluk, kötü yönetim vs konuları bir tarafa bırakıyorum. Bırakın özgürlük ve eşitliği kurmayı, istikrarı, can güvenliğini bile sağlayamaz hale gelirsiniz. Elbette her değişim sancılı olur ve her yeni kazanımın bir bedeli vardır. Fakat mevcut durumdan kurtulmak için ısrar ettiğiniz politikanın risklerini görmezlikten gelerek büyük hayallere kapılırsanız, hayal kırıklıklarını kendi ellerinizle hazırlar yeni öfkenin hedefi haline gelirsiniz.
Yönetimden dışlanan çoğunluğun eskilerden hesap sormak için iktidara geldiği bir ülkede ne tür şeylerin yaşandığını kansız boyutu ile Türkiye modelinden biliyoruz. Seçim, siyasi partiler bir toplumsal barış ve birlikte yaşama kültürünün var olduğu ölçüde insanlığa hizmet verirler.
Gücü ele geçirenin ötekini ezme hakkını kendinde gördüğü, muhalefete tahammülün sıfır olduğu ortamlarda iktidarı elinde tutanları değiştirerek barış ortamını kuramazsınız.
Suriye ve Irak bölünürse bize de bir şeyler düşer hevesi ise karşı karşıya olduğumuz beklenti, payımıza neyin düşeceği konusunda İran’dan önce sürprizlerle karşılaşan Türkiye olabilir. Yok biz Türklere bir şey olmaz rahatlığı ise bu kadar cesaretin sebebi, nasihatın işe yaramayacağı durumdayız demektir.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015