Fehmi KORU
Yapılanın çirkin, iğrenç, hayasızca, namussuzca ve tabii hukuka aykırı olduğuna hiç kuşku yok; bir milyardan fazla insanın dini önderini tezyif ve tahkir eden saçma-sapan film için ve filmi çekenler için ne söylense az. Dünyanın dört bir tarafında hareketlenen sokaklar, gösterilerde hayatını kaybeden insanlar, hiç kuşkusuz, onların suç hanesine yazılacak...
Her tarafından ‘komplo’ akan bir olayla karşı karşıyayız. Filmi çeken ve internet üzerinden yayılmasını sağlayanlar ile onları kullanan kuklacıları elbette ne yaptıklarını ve nasıl bir sonuç alacaklarını biliyorlardı. ‘Şeytan Ayetleri’ şeytani tuzağından beri Hz. Peygamber’e yönelik her tasallut İslâm Dünyası’nın sokaklarını hareketlendiriyor çünkü. Protestosunu tahkiri yapanın vücudunu ortadan kaldırmaya kadar vardıranlar olduğu da biliniyor.
Nitekim bu defa da öyle oldu. Her halinden süflilik ve pespayelik akan görüntüler yüzünden dünyanın dört bir tarafında insanlar ayaklanmış halde; kimi yerde çağrışımlarla ‘suçlu’ bulunan hedeflere yönelik fiili saldırılar da görülüyor. Filmin varlığını çok önceden planladıkları istikrarı bozma projelerine bahane yapanlar da çıkıyor...
Libya’da biri büyükelçi olmak üzere dört Amerikalı’nın öldürülmesi görüntüsü zihinlere şimdiden kazındı; gösteriler durmazsa daha başka kanlı olaylarla da karşılaşılabilir.
Amerikalılar inançları tahkiri ‘fikir özgürlüğü’ kapsamı içerisinde değerlendirme eğilimindeler; yanlış olduğunu söylüyor, kınıyor, üzüntü bildiriyor, ancak üzerinden ‘planlı-programlı’ kışkırtıcılık akan girişimin kendisine yönelik herhangi bir yaptırıma başvurmuyorlar. Olay üzerine patlayan gösterilerde ABD’nin hedef seçilmesinin sebebi de bu zaten...
Oysa, bir başkasının inancını alaya alan, küçümseyen, saygı duydukları din büyüklerini tahkir ve tezyif eden girişimler en başta özgürlükleri hedef alıyor. Din ve vicdan özgürlüğünü sözgelimi... Hz. Peygamber’i tezyif eden film, Kur’an-ı Kerim’i yakma töreni... Bu tür eylemler İslâm dininin de yararlanması için oluşturulmuş özgürlük ortamını berhava ediyor. Kışkırtmalar yüzünden meydana gelen olaylarda canlarını kaybedenler olabildiğine göre, eylemler, her bireyin doğuştan kazandığı yaşama hakkını da gaspediyor demektir.
ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin din özgürlüğüyle yaşama hakkını tehdit eden ‘İslâmofobi’ ürünü girişimleri engellemeleri gerekir.
Olaya “Biz de kışkırtmaya gelmeyelim kardeşim, film buram buram komplo kokuyor” biçiminde yaklaşanlar ve kışkırtılmış kitlelerin hareketlenmeleri üzerinde yoğunlaşanlar da var. Doğrudur, keşke insanlar ‘tuzak’ kokusunu aldıklarında durabilseler. Ancak, unutmayalım ki, kışkırtma amaçlı girişimler, kitleleri ayaklandırmanın şartlarını da oluştururlar. İyi düşünülmüş kışkırtma amaçlı girişimler sonrasında sokakların sessiz kalmasını sağlamak çok zordur.
Yine de zararın sınırlanması için bir şeyler yapılabilir.
Her şeyden önce, ABD, başkalarının hak ve özgürlüklerini yok etme amaçlandığı için, bu tür hayasızca girişimlere müsamahalı davranılmayacağını duyurmalıdır. Sokakları hareketlendiren filmin yapımcıları ve işbirlikçilerini yargılamakla işe başlanabilir.
İnsan canı azizdir; Libya’daki türden can alıcı olaylar asla mazur gösterilemez. Ancak insanın değerleri arasında canından daha aziz saydıkları da vardır; onlara tecavüz de hafife alınmamalı.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025