Fehmi KORU
Öğle saatlerinde İstanbul'da düzenlenen toplantıda partisinin 'yeni' Diyarbakır ile ilgili projelerini tanıtan Başbakan Tayyip Erdoğan, çalışmanın esas muhataplarının aynı saatlerde sıkı bir yağmur altında kendisini beklediğini herhalde bilmiyordu.
İki saate yakın gecikmeli geldi Erdoğan, yağmura rağmen İstasyon Meydanı'nı dolu buldu.
Ak Parti'nin bölgedeki en ciddi rakibi BDP; daha doğrusu baraj yüzünden BDP tarafından bağımsız gösterilmiş olan adaylar... BDP bu seçimde yalnızca daha çok milletvekili çıkarmakla yetinmek niyetinde değil; Ak Parti'den fazla oy alarak bölgenin en büyük partisi olduğunu herkese göstermek istiyor.
Hakkari'de Başbakan küçük bir kalabalığa konuşmak zorunda kaldı; ilin neredeyse bütün dükkan ve mağazaları saatler boyunca kepenklerini aç(a)madı.
Benzer bir beklenti Diyarbakır'da da vardı. Sabah havaalanından kente doğru yol alırken Erdoğan'ın konvoyunun da geçeceği dış mahallelerdeki dükkanların burada da kapalı olduğunu fark ettim. Ancak kepenklerin çoğu sonradan açıldı. Diyarbakır kent merkezi, Başbakan Erdoğan'ı, coşkusunu özellikle göstermeye özenir bir hareketlilikle karşıladı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, Ak Parti, oylarının konsolide olduğu, daha önce oyunu aldığı insanların her durumda kendisinden vazgeçmeyeceği varsayımıyla bir kampanya yürütüyor. Esas ağırlığı daha önce az oy alabildiği sahillerin ve bazı büyük kentlerin seçmen kitlelerini etkilemeye verdiğini çok belli ediyor. Kampanyada görev alanlar, kamuoyu yoklamalarına yansıyan yüksek oranların, bu kabullerinin doğruluğuna işaret ettiği kanaatindeler.
Tabii bu tercih, Başbakan Erdoğan'dan ve Ak Parti sözcülerinden alıştıklarını duyamama sonucu doğurmuş bölge seçmeninde. Aday seçiminden, kampanyada kullanılan sloganlara ve partiler arası atışmalar sırasında kullanılan dile kadar pek çok unsur bölgede sıkıntılara yol açmış gibi... Diyarbakır mitingi, Ak Parti tarafından hafif kırıklığı tamir etme fırsatı olarak kullanıldı.
Kırıklık geçti mi, kırgın hissedenlerin gönlü alındı mı?
Herkesin burada da birbirine sorduğu bu sorunun belirgin bir cevabı yok: Başbakan Erdoğan'ın illerine önem vermesi, projeler hazırlatması, partisinin önemli isimleriyle karşılarına çıkması, hoşlarına gidecek biçimde hitabı herhalde soğukluğu gidermede rol oynamıştır; ancak önceki yıllarda daha ileri vaatler işittikleri, CHP bile son zamanlarda tavır değişikliğine gitme ihtiyacı hissettiği için, söylenenleri yeterli bulmayanlar da mutlaka olmuştur.
Başka partilerden Ak Parti'yi ayıran önemli bir farkı burada daha görünür halde buldum: Parti mensupları 'ikbal' derdinde değiller... Geçen dönem TBMM'de illerini başarıyla temsil etmiş pek çok milletvekili, listelere konulmadıkları halde, seçim bölgelerinde canla başla çalışıyor. Diyarbakır'ın ve çevre illerin hemen bütün eski milletvekilleri mitingdeydiler.
Kepenk kapattırarak, insanları miting meydanlarından caydırarak iradeler üzerine ipotek koymanın yanlışlığını BDP'nin de artık anlaması gerekiyor. Siyaseten güçlü olmak ile zor kullanarak güçlü görünmek aynı şey değil çünkü.
Diyarbakır'da Başbakan'ın moralinin bozulacağını sananlar yanıldılar.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025