Fehmi KORU
Üzerinde cep telefonu bulunan bir kişinin bütün hareketlerini takip etmek uzmanları için çocuk oyuncağıdır; telefonlar her an etraftaki bazı istasyonlarına sinyal gönderdikleri için numarası bilinen kullanıcının merak edilen anda nerede olduğu hemen tespit edilebiliyor çünkü...
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve refakatindeki helikopter yolcularının üzerlerinde cep telefonları vardı; ancak helikopterin enkazına ulaşılması tam 48 saat sürdü. Bulanlar uzmanlardan teknoloji desteği alan devlet görevlileri değil, enkaza yakın bir yerleşim yerinden köylülerdi. Kazadan sonraki iki gün boyunca, yetkililer, dört bir tarafta arama yürütmüştü.
Hepsi de helikopterin düştüğü noktadan çok uzak yerlerde...
Türkiye’nin sahip olduğu teknolojik seviyeye olağanüstü ters bir durum bu...
Bir partinin genel başkanına tahsis edilen helikopterin havacılık kurallarına göre taşıması gereken temel bazı cihazlardan mahrum olduğu açıklaması da zihinleri karıştırmıştı kazadan sonra; o cihazlar olmadan helikopterin hangar dışına çıkmaması gerekirdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül uzun yıllar Meclis çatısı altında mesai arkadaşlığı yaptığı BBP lideri Yazıcıoğlu’nun başına geleni araştırmayı Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) görev olarak vermişti; kurulun hazırladığı rapor pek çok soruyu gündeme taşıdı. Ancak esas sürpriz bir zarf içinde ulaşmış Cumhurbaşkanı Gül’e: “Yok” denilen iki cihazın yerinden söküldükleri için bulunamadığı görüntülü bilgisi...
Almanya gezisini izleyen meslektaşlarımızın Cumhurbaşkanı Gül’den işittiklerinden duydukları dehşeti bizlerle paylaşmaları sayesinde bu garip olaydan haberdar olduk. “Keçiler almadıysa...” demiş Cumhurbaşkanı Gül...
Keçiler cihazları sökmek için tornavida kullanabilseler bile o buzlu kış şartlarında enkazın yanına ulaşamazlardı.
Tornavidayla sökülen cihazlar bütün uçan araçların hareketlerini, içindeki personelin kulelerle ve birbirleriyle görüşmelerini kaydetmeye yarıyor. Helikopterin kalkıştan başlayarak izlediği yol, hangi cihazının neden arıza yaptığı, düşüş sırasında içerideki insanların konuşmaları kayıtlardan öğrenilebilirdi.
Öyle anlaşılıyor ki, cihaza el koyanlar bu bilgiye sahipler; ancak bilgilerini ilgililerle paylaşmak yerine kendilerine saklamayı uygun görmüşler...
Neden acaba?
Yetkililerin kuşkulu kaza sonrasında birbiri ardına yaptıkları çelişkili açıklamaları hatırlayın; nerede olduğu birkaç dakika içerisinde cep telefonları sayesinde öğrenilebilecek bir helikopterin enkazını 48 saat gecikmeli bulmak yetkilileri zora sokmuştu.
Acaba amaç yalnızca siyasilerin yüzünü kızartmak mıydı?
Muhsin Yazıcıoğlu’nun bütün seçim kampanyası boyunca seyahatleri için karayolunu tercih ettiği biliniyor; ilk kez helikoptere binmiş ve bindiği helikopter de düşmüş... Bu da akla “Acaba helikoptere bindiği andan itibaren mukadder âkıbeti de belli miydi?” sorusunu getiriyor.
Ellerinde tornavidalarla enkaza ilk ulaşanlar helikopterin düşmesinden de sorumlu olabilir mi?
Pek çok başka soru da sorulabilir, ama ne sorarsak soralım hiçbirinin cevabını bizlerin vermesi mümkün değil. Cumhurbaşkanı da bu sebeple savcıları göreve çağırmış. Bir siyasi parti liderinin hayatını kaybetmesine yol açan helikopter yolculuğuyla ilgili bütün kuşkuları ortadan kaldırmak için yargının devreye girmesi şart.
Bekliyoruz.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025