Fehmi KORU
Empati yapın” diyorlar. Empati yapınca bağımsızlık mücadelesini doğal görüyorlarmış. “Ben de olsam dağa çıkardım, savaşırdım” diyen de var, “Dertlerini ancak kan dökerek anlatabiliyorlar; şiddet müzakerede eli güçlendiriyor” diyen de...
Kendi hesabıma ben de ‘empati’ yapıyorum, ancak vardığım sonuç çok farklı: Dağa çıkmak yerine agoraya inip derdimi herkeslere duyuracak biçimde anlatmayı, mağdur ve mazlum konumumu terk etmek yerine geçmiş yaraları sarmayı tercih ederdim...
Savaşıp kan dökmenin ‘mesaj’ olarak algılandığı, sonuç almanın dağa çıkmaktan geçtiği günler geride kaldı çünkü... Bugünün insanının elinde sorunlarını dile getirmek için binbir çeşit yol var; her derdin ilâcı da ‘demokrasi’ denilen sistem...
İrlanda sorunu vardı İngiltere’nin geçmişte, İspanya’nın da Bask bölgesi kana boğuluyordu. IRA ve ETA o dönemin şiddet kullanarak sonuç almayı uman örgütleriydi; ancak her iki sorun da kanla değil konuşarak çözüldü. Uygar insanlar dertleri ne kadar büyük olursa olsun sorunlarını başkasına zarar vermeden çözerler çünkü...
Dünyanın değişik bölgelerinde ‘ayrılıkçı’ örgütler kan dökerek sonuç almanın peşinde koşarken PKK’nın Türkiye’yi de şiddetle tanıştırması bir anlam taşıyabilirdi; ancak İngiltere ve İspanya’da sonuca konuşarak ulaşıldıktan sonra PKK’nın terörü sürdürmesi bir yanlış zamanlamadır. Özellikle de şiddete muhatap ettiğin devlet eski politik çizgisinden vazgeçip ‘uygar’ bir dili benimsedikten sonra...
Birkaç yıl öncesine kadar ‘tabu’ ve ‘yasak’ olan her şey bugün rahatlıkla konuşulup tartışılabiliyor; “Yerlerinde olsam savaşırdım” veya “Şiddete bulaşmadan dertlerini nasıl anlatabilirler?” türü yaklaşımlar halka açık ortamlarda -gazete sütunlarında, TV ekranlarında- dile getiriliyor.
Rahatça konuşulmakla kalınmıyor yalnızca, makul çözümler hemen devreye giriyor da... Kürtçe üzerinde var olan kısıtlamalar kendiliğinden kaldırıldı; yarın öbür gün anadille eğitimin de korkulacak bir şey olmadığı fark edilecek... ‘Yerinden yönetim’ iktidardaki partinin kuruluş beyannamesinde verdiği sözler arasında zaten...
Yetmez mi? Dahasını mı istiyorsunuz? Onları da anlaşılır ve uygulanabilir bir dille ifade ederseniz yetkililer dinlemeye hazır görünüyor.
Farklılaşmış bir ülkede eskinin ölçüleriyle sonuç almaya çalışmanın âlemi yok.
Ne zaman Kürt siyaseti sürdürenlerin yerine kendimi koyup ‘empati’ yapsam, vardığım sonuç, onların tercihlerinden farklı oluyor. Eline silâh alanın bir daha dokunmamak üzere onu elinden çıkarması, silâhsızlaşanların sivil siyaset alanına koşması gerektiğini düşünüyorum. “Barış gelecek, silâhlar susacak diye karalar mı bağlar, yoksa düğün dernek mi yapardım?” sorusunun cevabı bende çok açık: Keyfini çıkarırdım.
Türkiye’nin artan itibarından nasibine düşeni almak bana daha doğru bir davranış tarzı geliyor. Refahın artmasından herkes yararlanacak; niye ben bundan nasipsiz kalayım? Tabii eğer gözleri kan bürümemiş ve dava için başvurulduğu ileri sürülen şiddetin kendisi dava halini almamışsa...
Sözün kısası şu: ‘Empati’ yaptığı iddiasındakiler yanılıyorlar ve yanıltıyorlar.
Bereket bölge insanı her şeyin farkında.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025