Fehmi KORU
Siyasi suikasta kurban gitmiş ünlü bir meslektaşımızın eşi dönemin bir yetkilisini sıkıştırdığında, “Bir tuğla çekersek duvar yıkılır” cevabını almıştı, hatırladınız mı? O tuğla bir türlü çekilemediği için duvar yerli yerinde ve yakın tarihimizle ilgili pek çok kirli olay da gizemini koruyarak çözülmemiş duruyor...
Aydınlara yönelik suikastlardan Madımak Oteli yangınına; Susurluk kazasında ortaya dökülen karanlık ilişkilerden kazanın hemen öncesinde Sakarya çevresinde işlenen cinayetlere kadar...
Davalardan kimisinin dosyaları bulunan çakma sanıkların mahkumiyeti yoluyla kapatıldı, kimisinde ikincil suçlular asıl hale getirilerek... Bazı dosyalar ise aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ açılmayı bekliyor...
O tuğla bir türlü çekilmediği için duvar sapasağlam duruyor.
Tarihi yapıların bazılarında, daha çok kemer ve köprülerde, diğerlerinin tam ortasında yer alan taşın adıdır ‘kilittaşı’... Onu aldığınızda diğer taşların hiçbirini yerli yerinde tutamazsınız; dökülürler çünkü... Buna karşılık ‘kilittaşı’ yerinde kaldıkça kemer ve köprü asırlara dayanır.
Kilittaşı veya tuğla... Acaba gizemini hâlâ koruyan yakın dönemin künhüne bir türlü vâkıf olamadığımız siyasi suikastları ve toplumsal olaylarından hangisi tuğla veya kilittaşıdır? Hangi olayı ele alsak ve ne idüğünü ortaya çıkarsak diğerleri de ona bakılarak anlaşılabilir?
Hangisi?
Çoktandır örtülü operasyonlarda yer almış, suikastlara bizzat katılmış, kışkırtıcı ajanlık yapmış birilerinin ortaya atılmasını, kabaran vicdanını bastıramadığı için tanıklığa soyunmasını bekliyorduk. O da oldu. Pek çok örtülü operasyonda görev almış, bir çoğuna da tanıklık etmiş bir ‘özel harpçi’ bildiklerini anlattı; bazı eylemlerde kullanılmış bir-iki ‘itirafçı’ kimleri nerelere gömdüklerini harita üzerinde gösterdi.
Anlatımları olaylara uyuyor, açılan yerlerde kayıp bilinen kişilerin kemikleri bulunuyor...
Buna rağmen ya henüz mahkemeye intikal etmeden savcılar tarafından kapatılıyor olaylar, ya da mahkemelerce üzerine gidilmiyor...
Geçmişin kirli sayfaları temizlenmedikçe yarınımızdan emin olamayız. Suçluların yakasına yapışılıp hesabı sorulmadıkça, iyi saate olsunların yeni eylemlere karışmadıklarından ve karışmayacaklarından da...
Bizde yaşananlara benzer örtülü operasyonlara maruz kalmış ülkeler kirli dosyaları teker teker açtı; bunu yapabilmek için şikâyetleri toplayıp işleme koyan özel hakikat komisyonları kuruldu, tamamlanan dosyalar üzerinden mahkemeler karar verdi. Hiçbir hakikatın nihan (gizli) kalmamasının tek yolu budur çünkü...
Yargının işi bunların üzerine gitmek, tamam ama, konunun siyasete dönük bir yüzü de var: Geçmişte işlenen siyasi cinayetler ile kışkırtılarak sokağa dökülmüş yığınların sebep olduğu toplumsal hareketler siyasi sonuç alma amaçlıydı. Onların üstündeki örtüyü almak, geçmişte o eylemlere muhatap olmuş bugünkü siyasi kadronun vicdan borcu olduğu gibi, fâilleriyle uğraşmamak da kendilerini rahatsız edebilecek yeni gelişmelere kapıyı açık bırakmaktır.
Ne malum ‘Kürt sorunu’ denilen sorunun çözümünde karşılaşılan direncin arkasında, cevabını ancak henüz temizlenmemiş kirli sayfalarda bulabileceğimiz ilişkilerin bulunmadığı?
İktidar partisi, hükümet, devlet, kilittaşından başlayarak bütün gizemli dosyaları açmalıdır.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025