Fehmi KORU
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, Başbakan Binali Yıldırım da Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev’e birer tebrik mektubu gönderdiler.
Vesile Rusya’nın milli günüydü; ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mektubu içerisinde “Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerinin yakın zamanda hak edilen düzeye yükseltilmesini diliyorum” cümlesi de geçtiği için, mektuplar, bir süredir araları şekerrenk olan Türkiye ile Rusya için yeni bir beyaz sayfa açmayı amaçlar gibiydi. Bu sebeple de sıradan birer tebrik mektubu olarak algılanmadı.
Ruslar da öyle algılamadı ki, onca kendilerine gönderilen tebrik mektubu arasından yalnızca Türkiye’den gelenleri basınla paylaştı Kremlin.
Bizde de, Rus basınından öğrenilince, mektupların küslüğün sona erdirilmesine yönelik bir iyi niyet girişimi olduğu ve cevapsız bıraktığı mektupları basınla paylaşarak Putin’in bu jesti eliyle geri çevirdiği biçiminde yorumlandı.
Rusya ile kötüleşmek bize yaramıyor
Tarih boyunca iki ülkenin ilişkilerinin kötü olması taraflar açısından hiç hayırlı olmamıştır; özellikle de bizler için… Rus ordusunun bir ara Yeşilköy’e (1878) ve Erzurum’a (1915) kadar geldiğini, Ruslar’ın çok eski olmayan bir tarihte Kars ve Ardahan üzerinde hak talep ettiklerini (1945), Boğazlar üzerinde söz sahibi olma niyetinden de bir türlü vazgeçmediklerini unutmuş olamayız.
NATO üyesi Türkiye’nin Soğuk Savaş günlerinde üstlendiği, ‘Hür Dünya’ diye adlandırılan coğrafyanın sınırlarını koruma görevi de Ruslar’ı olağanüstü tedirgin etmiştir. Neyse ki, diplomasi sühuletle ilişkileri yaşanılabilir bir düzleme çekmeyi başardı.
Son yıllarda ise, ‘komşularla sıfır sorun’ politikasının sağladığı yeni açılımlar sayesinde, komşumuz Rusya, ülkemizin en önemli ticaret ortakları sıralamasında ön saflara yükseldi. Rusya ile ilişkilerin kötüleşmesinin ekonomimize zararı milyarlarca dolarla ifade ediliyor.
Jetleri talihsiz bir biçimde düşürüldükten sonra Rusya’nın takındığı tavırda iki ülke arasındaki tarihi arka-planın rol oynadığını sanıyorum; alışılmışın dışında, çok aşırı bir tepki verdiler çünkü. Jetin düşürülmesini fırsat bildi Moskova; ilişkileri bozarak, Ortadoğu denklemine büyük oyuncu olarak dönmeyi hedefledi ve bunu büyük çapta başardı da…
Türkiye de Ortadoğu’daki global oyuna etkili biçimde yeniden katılmak istiyorsa, ilk atılacak adım, Rusya ile ilişkileri eski düzeyine taşımak olmalı.
Şimdi olduğu gibi ABD’nin başını çektiği Batı blokuyla birlikte hareket etmekle sınırlı tek taraflı bir dış politika, Türkiye’nin diplomatik manevra kabiliyetini sınırladığı gibi, yanında yer aldığı ülkelerin kendisine bakışını da olumsuz etkiler. Etkilemeye başladı da.
Yeniden çok yönlü ilişkiler ağına dönmekte yarar var.
AK Parti’de genel başkan değişikliği, doğal olarak başbakanın da değişmesini getirdi. Binali Yıldırımın başbakanlığıyla birlikte beklentilerin en yoğunlaştığı alan, hiç kuşkusuz, dış politika alanıdır. Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri koltuğundan başbakanlığa gelmiş olması, ister istemez, dış politikayı onun çizdiği görüntüsünü akla getiriyor. Onun yerine konulara daha pragmatik yaklaşacak mühendis kökenli birinin gelmesi, özellikle dış politikadaki tıkanıklıkların önünün açılabileceği beklentisini tetikliyor.
Acaba olur mu?
Dış politika, sanıldığının aksine, “Değişiklik gerekli, hadi değiştirelim” denilerek yeni bir rotaya hemeninden sokulamıyor. İkili ve çoklu ilişkileri ilgilendirdiği için, politikalarınızı yenilemeyi arzuladığınız ülkenin (veya ülkelerin) de sizin politikanızın değişmesine onay vermesi, ya da yardımcı olması gerekiyor.
Öyle tek bir mektupla her şeyin birdenbire değişmesini beklemek hayaline kapılınması hatadır.
Elbette diplomatlar zemini hazırlamada en önemli unsurlardır, ancak başka unsurlar da devreye girmeli. Geçmişte, Süleyman Demirel ve Turgut Özal, bugünküne benzer ortamlarda, hedef seçilen ülkeler üzerinde etkili olabilecek beşeri unsurları başarıyla kullanmışlardı.
Meselâ işadamlarını…
Gerçekleştirdiği mühendislik ve müteahhitlik hizmetleriyle yurtdışında en fazla tanınan işadamlarımızdan Şarık Tara’nın ‘Şarık Tara – Sınırların Ötesinde’ adını taşıyan anı kitabında (Çiğdem Tüzün ve Sühan Muratlı, Doğan Kitapçılık, 2013) bunun örnekleriyle bolca karşılaşılıyor.
[Bir anı kitabı daha var Şarık Tara’nın; Çiğdem Tüzün’ün kaleme aldığı ‘Şarık Tara Anlatıyor’ başlıklı bu kitapta da (Doğan Kitapçılık, 2015) işadamımızın Türkiye’nin bazı ülkelerle (meselâ Yunanistan’la, Rusya ile Japonya ile) ikili ilişkilerinin geliştirilmesinde kendisinin ve başka işadamlarının oynadıkları rol uzun uzadıya anlatılıyor.]
Zaman içerisinde Rusya’ya dönük ticari faaliyetleri sayesinde Kremlin ile dost olmuş işadamları bugün de ilişkilerin düzeltilmesinde göreve çağrılabilir.
Meram edilirse sonuç da alınabilir.
Arada sorunlar bulunan diğer ülkeler için de durum aynı; o ülkelere dönük de yoğun birer iyi niyet taarruzuna ihtiyaç var.
Yapılabilir mi?
Rusya’nın milli günü vesilesiyle Moskova’ya gönderilen mektuplar Ankara’da böyle bir niyetin var olduğunu gösteriyor.
http://fehmikoru.com/dis-politika-mektupla-duzelmez-baska-unsurlar-da-devreye-girmeli/
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025