Fehmi KORU
KOPENHAG (Danimarka)
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri yöneticilerinin katılacakları zirvenin hemen öncesinde, başkanlık görevini üstlenecek ülkenin başkentine gelip konular üzerinde yoğunlaşınca insanın zihni de açılıyor...
Benim zihnim ‘özgürlükler’ konusunda yürütülen tartışmalarla ilgili olarak burada açıldı.
Zirveye sunulacak rapor içerisinde Türkiye’ye yönelik pek çok övgünün yer alacağı anlaşılıyor. AB aday ülke Türkiye’yi yakın takibi altında tutuyor ve bu sebeple hemen her gelişme Brüksel’in radarına takılıyor. Radara takılanların neredeyse hepsi olumlu; bir konu dışında: Fikir ve ifade özgürlüğü... Brüksel Ak Parti iktidarını bu alanda gevşek buluyor.
Ak Parti iktidarını özgürlükler alanında gevşek bulan yalnızca Brüksel değil; pek çok bağımsız kurum yanında uluslararası yayın organları da Türkiye’de basın özgürlüğünün çiğnendiği noktasında ağız birliği halinde. Övme amaçlı yazı ve değerlendirmelerde bile, söz bir biçimde ifade özgürlüğüne getirilip Türkiye’nin bu alanda övünülecek bir durumda olmadığı mutlaka kayda geçiriliyor.
Ülkenin dış merkezlerdeki temsilcileri, uluslararası temaslar yürüten bakanlar ve diğer devlet yetkilileri, katıldıkları her platformda, basın özgürlüğü konusunda hesaba çekiliyor. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Danimarka mesaisinin bir bölümünü Brüksel’de hazırlanan raporun eleştirilerini yumuşatma çabasına ayırmak zorunda kaldı.
Oysa Türkiye’de fikir özgürlüğü en geniş biçimde kullanılabiliyor. Daha önce yasak veya tabu olduğu için ele alınması mümkün olmayan nice konu medyanın gündeminde bugün; TV tartışmaları, gazete sütunları, ülkeye en son on yıl önce gelmiş birine, şaşkınlıktan şapka yedirtebilir. O kadar canlı, o kadar heyecanlı ve bir kadar da aykırı geleceği için...
İktidarının en başlarında meslek örgütleriyle gazetecilere danışılarak hazırlanan bir ‘Basın Kanunu’ çıkardı Ak Parti hükümeti. Türk Ceza Kanununda (TCK) varolan ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı pek çok madde daha uygun hale getirildi. TCK ve Terörle Mücadele Kanunu içerisinde sorunlu birkaç madde hâlâ var; Basın Kanununun ‘soruşturmanın gizliliği’ ile ilgili maddesi de sıkıntılara sebep oluyor... Adalet Bakanlığı bunları değiştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Peki de sorun ne?
Sorun, iç ve dış kamuoyunun ‘gazeteci’ olarak veya ‘aydın’ kimliğiyle tanıdığı bazı kişilerin cezaevlerinde bulunmasından kaynaklanıyor... Bilinen isimlerden hareketle, sorunlu maddeler yüzünden açılmış davalar ve gazetecilik dışı eylemleri yüzünden cezaevlerine düşmüş kişiler, Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlandığına kanıt sayılıyor.
Yumuşak karnının bu olduğu keşfedildiği günden itibaren, içte ve dıştaki Ak Parti muhalifleri de hep aynı nokta üzerine ateş ediyor.
Egemen Bağış, yüzümüze tutulan aynayı anlamlandırmada, yargının yavaş işleyişini ve kendini rejim adına muhalif olarak konuşlamasını savunma amaçlı kullanıyor; bir de varolan sorunun abartıldığını söylüyor. Bunlar doğru, ama yarı doğru... İtibarını zedeleyen, kendisinin temsil ettiği değerlerle de bağdaşmayan bu görüntüyü iktidar bir çırpıda değiştirebilir.
Türkiye’ye yakışan, özgürlüklerin en geniş biçimde kullanıldığı bir ülke olmaktır.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025