Fehmi KORU
Vaktiyle Bülent Ecevit’in de işgal ettiği önemli bir koltuğunda oturan CHP’nin bir yöneticisi, TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu raporu üzerine bir açıklamayla içinde benim de adım geçen bir dizi soruya cevap aramış.
İyi de yapmış diyeceğim ama…
Daha ileri gitmeden benimle ilgili bölüme bir göz atmanızı isteyeceğim:
“Komisyonunuzca da dinlenen Sayın Fehmi Koru’nun 17 Aralık 2013 Operasyonları sonrasında dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle FETÖ/PDY lideri Fethullah Gülen ile görüşmek amacıyla ABD’ye gidişine ilişkin tutanaklarda FETÖ Liderinin Sayın Cumhurbaşkanı’na verilmek üzere kapalı zarf içinde gönderilen mektup ile ilgili olarak herhangi bir araştırma yapma gereği duydunuz mu?”
Adı üstünde ‘araştırma’ yapan bir komisyonun ilk dinledikleri arasında yer alıyorum. O oturumda, bayağı uzun süren (4 saat sürmüştü) soru-cevap faslında, en fazla yer tutan ‘mektup’ konusuydu. CHP’li üyeler, o yakınlarda çıkan (Nisan 2016) ‘Cemaat’in Siyasetle Sınavı’ altbaşlığını da taşıyan ‘Ben Böyle Gördüm’ kitabımı dikkatle okumuşlar. Her partiden üyeler sorulması gereken hemen her soruyu bana yönelttiler.
Oturumun tutanakları TBMM internet sitesinde var; biz de burada yayımlamıştık.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yazılı olarak cevapladığı Komisyon üyelerinin soruları arasında da ‘mektup’ konusu yer alıyordu. Onu da yayımladık.
Dedim ya, geçmişte yaptığım yazılı-sözlü açıklamalar yanında en önemli bölümleri ‘mektup’ konusuna ayrılmış bir de kitabım var.
‘Mektup’ konusunda araştırılmayı bekleyen bir ayrıntı kalmış olabilir mi?
Emin olun, kalmadı.
Lâf olsun diye sorulduğu belli olan bir soru…
‘Kontrollü darbe’ ne demek, anladınız mı?
15 Temmuz’a ‘kontrollü darbe’ sıfatını yapıştırmış olan CHP’nin esas yapması gereken, bu tezini doğrulayacak bir çalışmayı kendisinin yapmasıdır.
Zor mu, hayır hiç de değil. Görüyorsunuz, iddianameleri ve tanık ifadelerini didik didik ederek tabloyu anlaşılır kılmaya çalışan gazeteciler çıktı.
Siyasilerin belgelere ulaşması daha kolay.
O araştırma sonucu tezlerini destekleyen bulgularla karşılaşırlarsa, bu defa daha derinliğine çalışmalar yapabilen bir ‘soruşturma komisyonu’nun TBMM’de kurulması mümkün olabilir.
Farkında değiller, ama içi doldurulmamış, ne demek istendiği iyi anlatılmamış ‘kontrollü darbe’ yaftası, 16 Nisan referandumunda, ‘Hayır’ oylarını olumsuz etkilemiş bile olabilir.
İktidar tarafından her türlü yazılı ve görsel medya kullanılarak zihinlere çakılmış 15 Temmuz gecesi ile ilgili anlatım karşısında, CHP’nin ‘kontrollü darbe’ tezi havada kaldı çünkü.
Olayın kendisi aslında çok önemli değil; ancak CHP’nin genel tavrını yansıtması bakımından üzerinde durulmayı hak ediyor. CHP, bir kurum olarak.. önceliklerini doğru tespit edemeyen.. iddiasız.. var olan iddiaları da havada kalan bir parti.. görüntüsünde.
Bu yüzden de sürekli kaybediyor.
Demokrasilerde muhalefet partileri
Anamuhalefet konumunda olmasa neyse; ancak bu konumda bulunduğu halde sergilediği atalet ülkenin rahat ve huzurunu da ister istemez etkiliyor.
CHP iktidarın kendisini görmek istediği yerde duruyor ve bu yüzden hepimiz –hatta iktidardaki AK Parti de– bir şeyler kaybediyoruz.
Her rejimde iktidarda bir parti bulunur, sadece demokrasilerde muhalefet de en az iktidardaki parti kadar önemsenir; gün gelir iktidarla muhalefet yer değiştirebilir diye…
Muhalefet partileri de, varlık sebeplerini iyi değerlendirip ülke yararına icraat yaparlar demokrasilerde…
Görevini iyi yerine getiren bir muhalefet, ülkede yanlış işler yapılmasını zorlaştırdığı gibi, iktidarın üzerine gitmediği-gitmek istemediği-gidemediği konuları ele alıp sorgulayarak onu belli bir çizgide tutar.
Ancak öyle iktidar alternatifi olabilir muhalefet…
Türkiye’de ve günümüzde CHP’nin durumu daha da belirleyici…
Meclis’te temsil edilen üç muhalefet partisinden biri (HDP) kendisine karşı yürütülen yargısal müdahaleler yüzünden işlevini yerine getiremez hale geldi; mefluç durumda. Buna karşılık, MHP de, bir süreden beri, keskin dönemeçlerde iktidarla aynı çizgide davranmayı tercih ediyor. Medya ise kendisinden beklenen denetim işlevini büyük çapta yerine getiremiyor.
Bu durum CHP’ye daha da büyük sorumluluklar yüklüyor.
CHP’nin sorumluluğu
Ne yapıyor CHP, bu sorumluluğunun bilincinde bir görev anlayışı sergileyebiliyor mu?
İktidarı eleştiriyor eleştirmesine CHP, ancak hemen her eleştirdiği konuda ikna edilmeye hazır kitlelere mesajını onların anlayacağı bir dille iletemiyor. Ele alması ve farklı bir şeyler söylemesi beklenen konularda, ham, iyi işlenmemiş, genel geçer yaklaşımlarla yetiniyor.
Ekonomide.. çözüm bekleyen temel konularda.. dış politikada.. iyi gitmeyen bir şeyler olduğu belli; ancak hiçbir alanda CHP’nin yol gösterici, doğru tavrı savunan bir politikasından haberdar değil toplum.
Aklıma Bülent Ecevit liderliğindeki yüzde 41 oyla çıktığı 1977 seçimi öncesinde (1975-1977; Karaoğlan dönemi) CHP’nin yürüttüğü muhalefet ile Refah Partisi’nin 40 kişilik Meclis grubuyla iktidara kök söktürdüğü 1991 sonrası muhalefet performansı geliyor.
Halk CHP’yi (1977) ve RP’yi (1995) sonraki ilk seçimde o sebeple birinci parti yapmıştı.
Demek ki olabiliyor.
Lâfı uzatmadan bir kez daha tezimi tekrarlayayım: Ülkede iktidarın alternatifi durumunda bir muhalefetin bulunması ülke için de iktidardaki parti için de iyi bir şeydir.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025