Fehmi KORU
Şu sıralarda yaşananlarla ilgili şaşırma duygumu yitirdiğimi bilmenizi isterim.
Nedenini açıklıyorum:
Bilenler, “Beyaz Saray’ı aramanız gerekirse santral numarası hâlâ 1-202-456-1414” diyorlar.
O numarayı ABD’nin İsrail ile ilişkileri tarihinde en kritik dönüm noktalarından birini teşkil eden ‘Yahudi yerleşim projeleri’ için 10 milyar dolarlık ek yardım isteyen İsrail Başbakanı İzak Şamir’e verdiği cevap sırasında, dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Baker’ın ağzından işitmiştik.
“Barış konusunda samimiyse ve o yolda adım atmaya karar verirse, Şamir beni 1-202-456-1414 numaralı Beyaz Saray telefonundan arayabilir” demişti düzenlediği basın toplantısında Baker…
Meydan okuduğu toplantının tarihi 13 Haziran 1990’dı.
Meydan okumadan sonra Bush seçimi kaybetti
ABD Baker’ın bastırmasıyla Filistin’le barış için adımlar atmak ve Madrid sürecini başarılı kılmak amacıyla İsrail’i köşeye sıkıştırma çabasını sürdürüyordu o dönemde. 10 milyar dolarlık ek yardım İsrail’e ödenmedi.
Toplantıdan iki yıl sonra, 1992 yılında yapılan başkanlık seçiminde, Baba Bush, rakibi Bill Clinton karşısında yenilgiyi tadarak, yalnızca bir dönem başkanlık yapmışlar listesine adını yazdıracaktı.
İki büyük partili bir ülke olan ABD’de, Ross Perot adlı bir mülti-milyarder, Bush ve Clintonyanında üçüncü başkan adayı olarak seçimlere katıldı ve çoğunu geleneksel olarak Bush’un partisine oy verenlerden aldığı yüzde 19 oyla dengeyi bozdu. (Oylar yüzde olarak şöyle dağıldı: Clinton 43, Bush 38, Perot 19).
ABD, aradan geçen yıllarda, Beyaz Saray’da İsrail’e “Dur” diyebilecek bir havanın hâkim olduğu günlerden bugünkü “Kudüs İsrail’in ebedi ve bölünmez başkentidir, bunu ispat için büyükelçiliğimizi Kudüs’e taşıyacağız” noktasına geldi.
Yalnızca 27 yılda (1990-2017).
Perot’nun yerini Adelson aldı
Mülti-milyarder Ross Perot’nun yerini bugünlerde ‘kumarhaneler kralı’ unvanlı Sheldon Adelson aldı…
Aday olmadı Adelson, Donald Trump’ı destekledi; Rusya lideri Vladimir Putin’in de lojistik desteğiyle adayını seçtirmeyi başarınca, fazla vakit geçirmeden faturayı yeni başkanın önüne dayadı.
Neme lâzım, bakarsınız, Rusya ile ilişkiler konusundaki soruşturma aleyhte gelişir ve Trump Beyaz Saray’dan ayrılmak zorunda kalabilir…
Böyle düşünmüş olmalı Adelson ve onun çizgisindeki Trump-muhipleri…
Trump’ın bizde de muhipleri olduğunu ve Hillary Clinton karşısında o kazandı diye sevindiklerini biliyoruz. Oysa Barack Obama ve ilk döneminde ona dışişleri bakanlığı yapmış Hillary Clinton Filistin’de ‘iki devletli çözüm’ formulüne sadık isimlerdi.
Nereden nereye gerçekten…
İsrail açısından bakıldığında.. onların defterinde hiçbir zaman ‘iki devletli çözüm’ bulunmadığı bugün daha iyi görülüyor. Sayısını düzenleyenlerin bile unuttuğu barış amaçlı zirvelerde Kudüs konusunu “Onu en son konuşuruz” diye masaya getirmekten kaçınıp durdu İsrailli politikacılar.
Ağırlığı İsrail’in etrafındaki bir zamanlar savaştıkları ülkelerle teker teker anlaşmalar yapmaya verdiler.
Buraya bir günde gelinmedi
Önce Enver Sedat o kervana ülkesi adına katıldı; Camp David’ten sonra Kudüs’e de giderek İsrail ile anlaşma imzaladı. Onu Ürdün Kralı Hüseyin izledi. Kervana katılmaya direnen Saddam Hüseyin’in işini bitirmeyi ABD üstlendi; Libya, Yemen, Suriye gibi ülkelerin nefesini kesmek ise ‘Arap Baharı’ esintileriyle gerçekleşti.
Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkeleriyle de ‘gizlice’ görüşülmüş ve mutabakat sağlanmış mıdır?
Herkesin tahmininden öte bir diyeceğim olamaz bu konuda.
Bildiğim, Suudi Arabistan’ın eski kralı Abdullah’ın, 2004 yılında, Kudüs’ün İsrail ve Filistin arasında bölünerek, kentin batısının İsrail’e, doğusunun da Filistin’e başkent olacağı, bunun karşılığında da İsrail’in varlığını tanımaya yanaşmayan Arap ülkelerinin bu tavırlarından vazgeçeceği bir ‘barış planı’ ile ortaya çıktığıdır.
İsrail o zaman Kral Abdullah’ın çıkışını olumlu bir girişim olarak karşılamıştı.
Mübarek ve Musa Ankara’da
Unutamadığım olaylardan biri de, 1996 yılının ikinci yarısında, İsrail ile imzalanan bir askeri işbirliği anlaşmasına tepki vermek üzere, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in kısa bir ziyaret için Ankara’ya gelmeden önce suları test etmesi için Dışişleri Bakanı Amr Musa’yı Ankara’ya göndermesidir.
Amr Musa ile Mısır’ın Ankara’daki Büyükelçiliğinde görüşmüştüm.
“Niye bu kadar tepki veriyorsunuz askeri anlaşmaya, siz de İsrail ile barış anlaşması imzalamadınız mı?” soruma, Musa şu cevabı vermişti:
“Biz düşmanlığı sona erdiren bir anlaşma yaptık, siz ise askeri işbirliği anlaşması yapıyorsunuz.”
Sonraları Arap Birliği Genel Sekreterliği de yapmış olan Amr Musa’nın ‘Kitabiyat’ adını verdiği anılarında, Mübarek’in kısa Ankara ziyaretinde, kendisiyle görüşen Başbakan Necmettin Erbakan’la sinirli havada geçen görüşmesi de anlatılır.
“Müslüman Kardeşler liderlerini serbest bırakın” ricasında bulunan Erbakan’a, “Bu konu bizim iç işimiz, siz karışmayın” demiş ve sırtını dönerek görüşme mekânını terk etmiş Mübarek…
Yaşananlara şaşırma duygumu yitirdimse, bunun sebebi, yakın tarihi içinden gözleme imkânı bulmamdır.
ΩΩΩΩ
James Baker’ın İsrail’e meydan okuyan basın toplantısı:
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025