Fehmi KORU
Dün benim açımdan ilginç bir gündü.
Gün boyu üç ayrı dükkanda esnaflara muhatap oldum, üçü de hemen ardından cevabını da kendilerinin verdiği aynı soruyu sormadan edemediler.
Görüşmeler şöyle geçti:
Esnaf 1, 2, 3. “Siz bilirsiniz, ne olacak dersiniz?”
Ben: “İyi olacak inşallah…”
Yine aynı esnaflar: “Pek iyi değiliz ama…”
Yarayı deşmek bana göre değil, karamsarlığın altında yatan sebebi bundan dolayı kurcalamadım. Herhalde Afrin konusunu olumlu buluyordur onlar da; bizim esnaf milli davalarda ön saflardadır çünkü, ama aynı zamanda kasasına düşen parayı ve evine götüreceği nafakayı da önemser.
“Karamsarlık seçime nasıl yansır?” sorusunu partiler ciddiye almalı.
Saadet’in etkisi
Siyaseti kuramsal ve uygulamalı olarak yakından izleyen bilim insanı bir dostumla, yine dün, uzun boylu görüşme imkânım oldu.
Daha ağzını açar açmaz Saadet Partisi’nin görüntüsüyle ilgili şu tespitini benimle paylaştı:
“Temel Karamollaoğlu liderliğindeki Saadet, 2000’li yıllara gidilirken Fazilet Partisi içerisindeki ‘Yenilikçi Hareket’ görüntüsünü veriyor. Böyle devam ederse, bunun, siyasetin denklemini değiştirecek etkileri olabilir…”
Saadet liderinin bir haber kanalındaki birebir mülâkatını izlerken bu kanaati elde etmiş…
Görüşlerini almak için kendisiyle görüşen bir yabancı bilimadamı da “Seçimlerde Saadet Partisi’nin performansı etkili olabilir” demiş…
‘OCAKmedya’ sitemize Kosova’dan katkıda bulunan Adelina Sfishta da, şu yakınlarda, Saadet Partisi için ‘kök hücre’ deyimi eşliğinde benzer bir tespitte bulunmuştu bir yazısında.
Her gün yazan ve konuşanların değerlendirmelerinde henüz Saadet’e ilgi yok.
Oysa, Temel Karamollaoğlu’nun İstanbul’da düzenlediği ve benim de katıldığım basınla buluşma toplantısında, hemen her medya kurumundan gazeteciler vardı.
Acaba bu sessizlik “Nasıl olsa fazla oy alamazlar” düşüncesi yüzünden mi?
Yoksa, tam tersi bir beklentinin dışa vurumu mu bu ilgisizlik?
Neyse.
Siyaset ve hesaplar
AK Parti başını çektiği ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde en fazla Saadet Partisi’ni görmek istediğini belli ediyor.
Eminim, Saadet Partisi içerisinde de, Meclis’te temsil edilebilmek için, daha geniş bir çatı altında yer almak isteyenler ve onların baskıları vardır.
Parti liderliği ise, seçimlere tek başına katılmayı tercih edeceğe benziyor.
Dün yazdım, ittifaklara yarayacak bir yasal düzenleme yapılıyor, ancak yarar getirmesi beklendiği halde zarara da yol açabilir ittifaklar…
Özellikle de ateşle barutu biraraya getiren yanlış kurulmuş ittifaklar…
‘Cumhur İttifakı’nı bir tarafa bırakarak geride kalan partilerin –CHP, HDP ve Saadet’in– ittifaka gitmesinin doğurabileceği sorun/lar üzerinde bir saniyeliğine duralım:
Getireceğinden fazla götürme ihtimali var öyle bir ittifakın…
İttifakın yapısından rahatsızlık duyabilecek seçmenler, seçime ayrı ayrı giren partilerden kendilerine yakın bulduklarına oylarıyla iltifat edebilirler.
SP veya HDP ile birlikte hareket ettiği için CHP oy kaybedebileceği gibi, AK Parti’nin varlığı yüzünden MHP, MHP’nin varlığı yüzünden de AK Parti bazı seçmenlerini kaybedebilir.
Çatı oluşturdukları için sonuçta kazançlı görülseler bile, çatıyla amaçlanan geometrik sıçrama gerçekleşmeyebilir.
Böyle bir ortamın en fazla yarayacağı parti olabilir Saadet…
Hatıralar eşliğinde
Kendisine yakın medyada da düzelmeler var. Herhalde dikkat çekiyordur, Milli Gazete ile TV5 kanalı Temel Karamollaoğlu’nun temsil ettiği çizgiye uygun kaliteli bir yayın çabasına girdi.
Kendim bile bazen unutuyorum, ama benim yayın yönetmeni olarak tanındığım ilk yayın organı Milli Gazete’dir.
Rahmetli Necmettin Erbakan’ın “Haydi başına geç” demesiyle üstlenmiştim görevi, biraz tereddüt etsem de… O güne kadar da kendi adım yanında mahlasla da Milli Gazete’de (Fehmi Muzafferoğlu) ve aynı gruptaki Yeni Devir’de (A. Akıncı) yazmaktaydım zaten.
Unutmadığım olaylardan birini daha aktarayım:
Dışa açılmayı başlattığı 1991 seçimleri öncesinde, Erbakan Hoca, farklı yapılardan siyasete ilgi duyan insanlarla birlikte değişik yayın organlarında yazanları da bir toplantıya çağırmıştı. Hayli kalabalık bir ortamdı. Bekir Berk ve Şevket Eygi’yi hatırlıyorum. Siyasilere “Refah’a geliyorsunuz”, bizlere de “Milli Gazete’ye geliyorsunuz” demişti Hoca.
O gün orada bulunanlardan bazıları ilk seçimde Meclis’e milletvekili olarak gitti, Eygi de yazar olarak Milli Gazete’ye.
“Yazılarıma müdahale edilmemesi şartıyla her gün yazarım, para da istemem” demişti Şevket Eygi.
Halen yazmaya devam ediyor.
Karamollaoğlu hesap adamıdır
Gördüğüm kadarıyla, Saadet, gelecek cumhurbaşkanını belirleyen parti olma amacını önemsiyor.
O amaç için gösterilen çabalar, yalnız veya ittifak halinde gireceği ilk genel seçimde Meclis’te temsil edilmenin de yolunu açabilir mi?
Temel Bey mühendistir, o hesabı da yapıyordur.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025