Fehmi KORU
İstanbul’da bizim eve etrafı ağaçlarla çevrili genişçe bir yoldan da geçilerek gidiliyor. Günün belli saatlerinden sonra gece yarılarına kadar yolun ağaçlı tarafında içinde hep erkeklerin oturduğu otomobiller görüyorum.
Mahalleye ilk taşındığımızda o yoldan her geçimizde gözüme çarpan kenara dizilmiş o otomobiller oluyordu; “Ne iştir?” sorularıma bugüne kadar makul bir cevap alamadım.
Otomobillerin ardı ardına dizildiği yol Boğaz manzaralı bir yer olsa neyse…
Saatlerini evlerine gidip aileleriyle vakit geçirmek yerine arkadaşlarıyla otomobil içerisinde muhabbet ederek geçiriyor o insanlar…
Kimseye herhangi bir zarar vermeden…
Gereğinden çok çalışıyor ve mutlu olmuyormuşuz
ABD’de itibarlı bir üniversitede öğretim üyesi olan Prof. Selçuk Şirin’in dün Hürriyet’te okuduğum “Mutlu olmaya mecalimiz yok!” başlıklı yazısı hatırlattı bana bunu.
OECD’nin son araştırma raporlarından birinde her ülkenin insanlarının çalışma saatleri ve işlerinden duydukları memnuniyet ile ilgili bulgular sunuluyormuş.
Her iki açıdan da zirvede yer alıyormuş ülkemiz.
Mesai bakımından en çok çalışan bizim ülkemiz insanlarıymış; haftada 60 ve daha üzeri saat çalışanımız toplam çalışanların yüzde 23.3’ü imiş…
Almanya’da bu oran 3.3, ABD’de 3.8, İsrail’de ise 15…
Çalışanımız bitik kalana kadar çalışıyor demek bu.
Otomobilde vakit geçirenler herhalde o 23.3’lük çok çalışanlar dışında kalanlarımız.
Aşırı çalışmak insanı mutluluktan da mahrum ediyormuş aynı araştırmaya göre ve bizim insanlarımız o konuda da zirvede.
Letonya’da insanlar 0 ile 10 arasında ölçülen iş-yaşam dengesinde 6.4 ile en mutlu çalışanlar; İngilizler de onlara yakın (6.2), Amerikalılar ile İsrailliler (biri 5.8, diğeri 4.6) bile görece mutlu çalışanlara sahip.
Peki çalışanlarının çoğu 60 saat ve daha fazla çalışan Türkiye’de mutluluk ne durumda?
Onu hiç sormayın; OECD skalasında Türkiye çalışanları mutluluk açısından 0 (sıfır) görünüyor.
Kendine vakit ayıramıyor, yaşam kalitesini yükseltemiyor anlamına geliyor bu.
Prof. Şirin’e kulak verelim:
“Bizden daha az kendine zaman ayıran OECD ülkesi yok maalesef. Oysa bütün araştırmalar gösteriyor ki insanlar kendilerine vakit ayırdıklarında, sanatla, sporla, sosyal ve kültürel etkinliklerle haşır neşir olduklarında hem daha mutlu yaşıyorlar hem de daha verimli çalışıyorlar. Tabii bu denklemin tersi de stresi arttırıyor. Yani kendine vakit ayırmayan, işiyle evi arasındaki dengeyi kurmakta zorlanan ve tabii fazla mesai yapanlardan oluşan bir ülkede hayat, herkes için biraz daha çekilmez oluyor.”
AK Partili mahallede sokaklar
Yalıda değil, mütevazı bir mahallede oturuyorum. Bizim mahallenin halkı genellikle AK Parti’ye oy veren insanlar; son seçimde bağlı olduğumuz belediye başkanlığını az farkla da olsa yine kazanabildi AK Parti. Etrafa kulak veriyorum, insanlar bu defa ellerinin alıştığı partiye oy vermekte hayli zorlanacağa benziyor. (Yerel belediye bir kez DSP tarafından da kazanılmıştı).
Hizmetleriyle övünen bir belediyemiz var; şimdiye kadar 63 bin aileye çeşitli yardımlar yaptığı duvar reklamlarıyla duyuruluyor. Ancak görebildiğim kadarıyla, insanlar, yardımları kanıksamış görünüyorlar.
Şu sıralarda esas önem verdikleri, her gün kendilerinin ve çocuklarının üzerinden geçtiği sokakların durumu…
Bizim sokaklar boru döşenmek üzere kazıldı ve kazılan yerler uzunca bir süre açık kaldı. Ardından asfalt döşendi, ama açık kalması mı, yoksa yamalı bohça görüntüsündeki şimdiki durumu mu daha iyi sorusunu soran çok…
Yerel yönetim sorumlu değilmiş bu durumdan, bizim mahalle sokaklarının sahibi boruları kazan büyükşehir belediyesi imiş…
Vaktiyle belediyede önemli bir görevde bulunmuş bir dostumla şikayeti en yetkili yere ilettim.
“Hayır efendim” demiş asfalt işlerinin sorumluları, “Biz o sokakları güzelce asfaltladık.” Hatta birkaç da fotoğraf sunmuşlar en yetkili kişiye…
Bana gönderilen o fotoğraflarda sokaklar kaymak gibi asfaltlanmış görünüyordu, ama o kaymak gibi görünen sokaklar bizim sokaklar değildi.
Sokaklarımız şikayeti ilettiğim günden daha iyi durumda değil.
Konuyu açtığım AK Parti ilçe teşkilatında görevli bir komşum beni yüreklendirdi.
Dediğine göre, belediye bizim mahallenin sokaklarını doğru düzgün asfaltlamamış, ama bunun bir sebebi varmış: Sokaklarımız yokuş olduğu için kar yağdığında özellikle okula giden çocuklar yolda kayabiliyor ve sakatlıklar yaşanabiliyor; bu sebeple de belediye asfalt yerine küçük taşlarla sokak çalışması yapmayı planlamış.
‘Arnavut kaldırımı’ deniyor ya, işte o…
Yamalı bohça görüntüsündeki asfaltın oturması bekleniyormuş…
Mahalleli şimdi dikkatini o projeye yoğunlaştırmış görünüyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025